Paylaş
CHP’nin 9 Eylül’deki kuruluş gününde Ankara’da yapılacak büyük toplantıda ‘3.Yol Hareketi’ kamuoyuna duyurulacak.
Burada ne ‘Kemalcilik’ ne de ‘Muharremcilik’ var... Kişisel isimler üzerinde bir lider arayışı ile CHP’nin kendi iç sorunlarını çözemeyeceği görüldüğünden bu kısır döngünün dışına, ‘fabrika ayarlarına’ dönülmesi esas hedef olarak gösteriliyor. Strateji yeni kadro, yeni program ve yeni tüzük üzerinden şekillendirilecek. Kolektivist bir anlayışla birlikte “Ortak aklın ürünü kararların alındığı, Türkiye ve dünya gerçeğinin süzgecinden geçirilerek duygusallığın ötesinde bir mantığa ve ülke çıkarlarına dayalı, tabii ki Atatürkçü politikaları benimsemiş bir yapı...” deniyor.
Harekette yer alan isimler henüz ortaya atılmak istenmiyor.
‘CHP’DE ÇOK ŞEY OLACAK’
CHP’nin kadrolarında yer almış bir isimle bayramlaşırken “Çok umutluyuz, önümüzdeki aylarda CHP’de çok şey olacak” dedi. Bu yazı da bu şekilde ortaya çıktı.
Özetle diyor ki:
“Hedefimiz yerel seçimler değil; CHP’nin kurtuluşu, yeni bir yapıya bürünmesidir. Yürüttüğümüz ciddi bir çalışmadır. Bazı isimler kurultay kimliğine zarar gelmesin diye kendilerini kurtardılar ve partiyi güdükleştirdiler. Beş altı dönemdir genel merkeze çöreklenip Genel Başkan’ın eteğine tutuştular; partinin kapısını kapattılar. Çok açık şekilde, yerel seçimleri kurtarma adına partiyi bu kişilere teslim ettirmeyeceğiz.”
- Sizler kimsiniz?
- Partiye sahip çıkan, CHP’nin bütün değerleriyle barışık bir dayanışma grubu... Bu partiye ömrünü vermiş, her şeyini feda etmiş insanlar olarak partinin yok edilmesine karşı duracağız. CHP’ye büyük tuzaklar kuruluyor; Kılıçdaroğlu da İnce de bunun farkında değiller. Hedefimiz yerel seçimler değil, Türkiye’nin geleceğidir. 9 Eylül’de Ankara’da ilk değerlendirme toplantımızı yapacağız. Bu ülke hem fakirleştiriliyor, hem cahilleştiriliyor. Bu şimdiye kadar dünyada hiçbir yerde olmadı. CHP geri duramaz. Bunlarla mücadele bize düşüyor.
- Yeni isimler var mı?
- Yeni dünya düzenine ayak uyduracak olan bu hareketin lokomotif bir ismi var tabii... Biraz sabredin; bu güçlü ekip ortaya çıktığında çok yankı toplayacak. Çok şaşıracağınız isimler göreceksiniz; eski de yeni de... Akademisyen, sosyolog, ekonomist ve bilim dünyasından dış politikayla kadar her alanda şimdiden koşturan insanlarımız var. Güdük anlayış ve tıkanan parti bürokrasisini aşamadıkları için kendilerine yer bulamayan ve bazen de başka partilerin tabanlarına itilmiş insanlar bunlar; bunları da kazanmak istiyoruz... Umutsuz değiliz, biraz sabır diliyoruz.”
HAZİNE Mİ KARŞILAMADI?
HALK Bankası emeklisiyim, devletin bayram ikramiyesi olarak söz vermiş olduğu 1000 TL’yi Ramazan Bayramı’nda bankamız sağ olsun ödedi. Kurban Bayramı’nda da alacağız diye beklerken ödenmedi. Sebebini sorduğumuzda Ramazan Bayramı ikramiyesini belki ‘Hazine’ karşılar diye ödemişler fakat ‘Hazine’ ödememiş. Onun için Kurban Bayramı ikramiyemizi vermiyorlarmış. Zaten zor geçinen biz emeklilerin ikramiyeye güvenerek girdiğimiz kurban kesme hevesi ‘borç’la sonuçlandı. Konu tekrar gözden geçirilmeli. / Kadriye AKDEMİR
OLAN ÇOCUKLARA OLUYOR
ÇOCUK taciz ve tecavüzüyle ilgili 6 bakandan oluşan bir komisyon kurulmuştu. Komisyon raporunu hükümete sunacak, hükümet de o rapor ışığında bir yasa teklifi hazırlayarak TBMM’ye sunacaktı. Tarih 19 Şubat 2018 idi. Bugün 183’üncü gün. Aradan 6 aydan fazla zaman geçti. Çocuklarımız kaçırılmaya, öldürülmeye, taciz ve tecavüze uğramaya devam ediyor. / Salim KOÇAK
GÜNGÖR URAS'IN VASİYETİ NEYDİ?
PROF. Dr. Güngör Uras, dün toprağa verildi. Bebek Camisi’nde gözler bazı isim ve kurum ve firma sahip ve temsilcilerini aradı; ne yazık ki yoktular.
Güngör Uras’ın bazı özellikleri aklımıza takıldı.
‘Yerli’ ve ‘milli’ bir abimizdi. Herkese karşı saygılı ve nazikti; samimiydi. Türk ekonomisini DPT’de pişirmişti. TÜSİAD’ı iyice tanıdı, dolayısıyla Sabancı, Koç ve Eczacıbaşı ile iş dünyasını.
Ekonomiden başka Gurme yazıları de yazdı; İstanbul’da Ece’yi ve Yakup’u, Bebek’i, Ambassador’u bırakın, New York’taki lokantaları daha gayet iyi bilirdi. Uras’ın oradaki aşçı ve garsonların “benden bahsetti mi?” diye Türkçe yazılarını tercüme ettirdikleri söylenir.
Para, döviz, borsa’yı ‘Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu’, ‘Ali Rıza Bey’ ve ‘Ayşe Hanım Teyze’ üzerinden anlattı. ‘Memleketi’ yazarken Düzce’ye de dokunurdu. Ramazan’ları, kandilleri hiç unutmazdı. Son yazılarında bir vasiyeti şuydu: “Rüzgar türbini üretmeliyiz!”
GÜNÜN SÖZÜ: “Sağlam çocuklar yetiştirmek, bozulmuş yetişkinleri düzeltmekten kolaydır.” / Dostoyevski
Paylaş