28 Şubat ve gerçekler

Aziz Naci Doğan, 28 Şubat’ı yazıyor: “28 Şubat 1997’deki tarihsel MGK toplantısı ile başlayıp dört ay kadar sonra dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hükümetinin istifasını sunmasıyla son bulan ‘28 Şubat süreci’ne ilişkin acımasızca yürütülen bilgi kirliliği kampanyası karşısında, bazı gerçeklerin açıkça dile getirilmesinde yarar görüyorum.

İslamcı siyasal kimliğe sahip RP ile merkez sağda bulunduğu varsayılan DYP’nin kurduğu koalisyon hükümeti Refahyol, söylem ve eylemleriyle laik demokratik Cumhuriyet’in temellerini sarsıp demokrasiyi de ortadan kaldırabilecek keyfi ve anayasa dışı bir çizgi izlemeye başladı.
Tarikat ileri gelenlerine Başbakanlık’ta verilen iftar, 10 Kasım günü resmi törenlerde dönemin RP’li Kayseri Belediye Başkanı’nın ‘Burada kerhen bulunuyorum, aman yanlış anlamayın... Müslümanlar; içinizden kini, nefreti eksik etmeyin!’ demesi, RP’li Sincan Belediye Başkanı’nın ev sahipliğinde yapılan ve o dönemdeki İran Büyükelçisi’nin istenmeyen kişi ilan edilmesine de yol açan şeriatçı kalkışma provası görünümündeki ‘Kudüs Gecesi’, haber yapmak üzere orada bulunan Star TV muhabiri Işın Gürel’in saçlarından tutularak yerlerde sürüklenmesi ve daha bir dizi başka şoke edici gelişme, toplumda büyük bir gerilime, güvensizliğe yol açtı.

Muhalefet partilerinden, işçi sendikalarından, meslek kuruluşlarından, yargıdan, basın yayın organlarından gelen yapıcı yöndeki uyarı ve eleştirilere Refahyol yetkilileri hiç kulak asmıyordu.

Ulus’ta gerilimin doruğuna vardığı 1997’nin şubat ayı MGK toplantısında asker kanat, kapsamlı bir irtica dosyasını masaya koydu. Eksiksiz imzalarla yayımlanan 18 maddelik bildiride, irtica tehdidini kaynağında kurutacak hukuksal düzenleme ve yaptırım önerileri sıralanıyordu.

Refahyol hükümeti bu gerilimi dört ay kadar taşıyabildi. Haziranda Köşk’te sunulan istifanın ardından yeni hükümeti kurma görevi Cumhurbaşkanı’nca Meclis’te 3. parti durumundaki ANAP’ın Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verildi. ANAP, DSP ve (Hüsamettin Cindoruk başkanlığındaki merkez sağ bir diğer parti olan) DTP’nin bir araya gelmesiyle oluşan Anasol-D hükümeti, hükümet dışından CHP’nin de desteğiyle ‘8 Yıllık Zorunlu ve Kesintisiz İlköğretim Yasası’nı -o da belirgin biçimde ayak sürüyerek- yaşama geçirip MGK bildirisinin diğer maddelerindeki önerileri ve uygulama hedeflerini tümüyle görmezden geldi. Merkez sağ ve merkez sol partilerin irtica bataklığına demokratik hukuk devleti otoritesiyle eğilmeye bir kez daha yanaşmayan ilkesiz tutumu yüzünden, bağlayıcı bir devlet belgesi niteliğindeki 28 Şubat MGK kararları ortaya çıktı.

İlerleyen aylarda Anayasa Mahkemesi’nce ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği’ gerekçesiyle temelli kapatılan RP’nin kadroları içinden AKP doğdu...AKP, sözde ‘liberal aydın’ bir kesimin açık desteğini de alarak, yolsuzluk ve yoksulluğun kıskacındaki topluma seçenek gibi gösterildi.”
Artık gerisini yazmaya gerek var mı?

28 Şubat’ı anlamak için, MGK’nın yayınladığı 18 maddeyi iyice okumak gerekiyor.

Atatürk’e saygısızlık

MUĞLA kentinin tam ortasındaki Atatürk heykelinin yanına direk dikip MOBESE kameraları yerleştirdiler. Heykelin bulunduğu yer geniş bir meydan olup kameraları koymak için uygun pek çok yer vardır. Kameraların daha uygun bir yere konması sağlanamaz mı?
Erol BALOĞLU

‘Manevi otorite’

NECMETTİN Erbakan’ın siyasette şifreleri vardı. Bunlar kurduğu partilerin isimlerinde gizliydi. Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi... Ona göre, Müslüman iyi insan demekti. Milli Düzen teorisi de, insanlığa hizmeti amaçlıyordu. Zeki, kararlı, üretken, esprili ve örgütçüydü. Siyasi literatüre birçok sözcük kazandırdı.
Erbakan, sermayeden mi emekten yana mı politika izledi; bunun cevabı verilmedi. Siyasete, Odalar Birliği’nden uzaklaştırılınca İTÜ’den arkadaşı Demirel’e tepki için girdiği söylenir. Türkiye’de ‘siyasetin dinsiz’ yapılmayacağını bütün liderlere gösterdi. Aslında bilim adamıydı; ‘motor’cuydu. Recai Kutan, “Türkiye’yi özüne döndürdü; bu tarihi bir hizmettir” der. Amacını sürdürmek için beş parti kurması, onun bu azminin göstergesidir. Her ‘hareketi’ne sıfırdan başladı; hedeflerinde engel tanımadı. Ve bugünkü kadroları yetiştirdi.
Belirli konulardaki tepkisini gerektiğinde topluma ağır eleştiriler yönelterek gösterdi; “Gulu gulu dansı.. Fasa fiso... Geçiş dönemi kanlı mı kansız mı olacak, buna halk karar verecek... Kadayıfın altı kızarınca” dedi, laik kesimi “Sizi gericiler sizi, sizi fosiller sizi..” diye de aşağıladı. Bazen güldürdü, bazen kızdırdı. Kim ne derse desin Türkiye’de İslamcılığı yönlendiren en önemli ‘manevi otorite’ oldu.
Bazı sözleri ve yarattığı etkiler unutulabilir mi?
“Hak geldi, batıl zail oldu”, D-8, Çevik Bir, Konya Kudüs Mitingi,
Gümüş Motor, İTÜ, “RP iktidara gelecek.” 28 Şubat... Eyüp Sultan, “Tayyip’i severim ama ülkemi daha çok sevdiğim için onu değiştireceğim ve ülkeme faydalı bir hale dönüştüreceğim.”(2010), Aachen Teknik Üniversitesi, Kayıp Trilyonlar Davası, “Siyaset yapmak ibadettir.”, “İlk ezanı Kayseri’de daha okula gitmezken, beni hamama götürürlerken, Konak Camisi’nde duydum.” “Biz Siyonizm’e karşıyız, milliyiz, Anadolu’yuz, Osmanlı’yız. Milli Görüşçüyüz.” “İttihat ve Terakki zihniyeti, Batı’yı üstün gören ve Batı medeniyetine sahip olalım, zihniyetini taşıyordu.” Abbate gömlekleri...
Sonuçta, millici ve ulusalcı tarafı da ağırlıklıydı. Askere açıktan tepki göstermedi.

Biliyor musunuz

HABER-Sen Merkez Yönetim Kurulu yayınladığı bildiride, “Yüksek yargı bugüne dek uyumaktan başka bir şey yapmadı” diyen Haşim Kılıç’ın, TRT Yasası’nı hangi gerekçe ile 2.5 yıldır gündeme almadığını açıklamasını istediğini...
HAS Parti’nin açıklamasında, “Kadınlar sokaklarda dövülüyor, öldürülüyor, Bakan Aliye Kavaf seyrediyor” denilerek, Dünya Kadınlar Günü öncesinde Kavaf’ı istifaya çağırdığını...
RİZE’deki Derelerin Kardeşliği Platfromu Dönem Sözcüsü Ömer Şan’ın Artvin Yusufeli’nin Demirdöven Köyü’nde yapımı planlanan Ekin Elektrik’in HES projesinin üretim lisansının Ankara 8. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiğini ve bunun ilk bir ilk olduğunu duyurduğunu...
İŞADAMI ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Murat Öncel’in, İzmir’e Disneyland kurulması projesi için 1 milyon imza kampanyası başlattığını...
İSTANBUL Büyükşehir’de CHP grubunun, Kadir Topbaş’a yönelttiği soru önergesinde “İBB’nin İdari Kadrosu İBB çalışanlarına sendika değiştirmesine yönelik İBB yönetimince alınmış herhangi bir karar var mıdır? Varsa gerekçesi ve yasal dayanağı nedir” diye sorduğunu...
Yazarın Tüm Yazıları