Trump’a anında görüntü

GEÇTİĞİMİZ haftayı, Donald Trump’ın 7 Müslüman ülkeye vize yasağı kararının artçı sarsıntılarıyla geçirdik. Dünya resmen çalkalandı.

Haberin Devamı

 Bu göçmen karşıtı, İslamafobik politika da tam anlamıyla “anında görüntü” verdi.

DÜNYA ÇALKALANIYOR

ÖNCE bu karara karşı çıkan yüzbinlerce Amerikalı, havaalanlarına ve meydanlara akın etti. ABD’nin Google, Apple, Twitter, Microsoft gibi en büyük sanayi devleri de karara karşı çıktı. Trump sempatizanı bir gazeteciyi, ABD’nin en köklü üniversitelerinden Berkeley’nin kampüsüne öğrenciler resmen sokmadı. Kampüs, Vietnam Savaşı’ndan bu yana en büyük ayaklanmasını yaşadı.

Ortadoğu ülkeleri bir yana, AB ve Avrupa ülkeleri de seslerini yükselttiler. İngiltere’de ana muhalefet olan İşçi Partisi’nin başlattığı “Trump’ın ülkemize ziyaretine izin verilmesin” kampanyasına, bir milyondan fazla kişi destek verdi.

Aslında Trump böylelikle içinde bulunduğumuz “ara dönem”in, geçiş döneminin altını çizmiş oldu. Bir yandan küreselleşmiş, ticareti ve bilgi akışı entegre olmuş bir dünyadayız. Diğer yanda ise küreselleşmeye karşı çıkan aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı, İslamofobik kitleler... İşte şu an yaşadığımız da; bu iki yapının, hareketin bir arada olmasının yarattığı çatışma.

*

Haberin Devamı

Trump’ın bu politikası, bir gerçeği daha ortaya çıkardı: Yeni ABD Başkanı Müslümanları ne kadar elinin tersiyle itiyorsa, Müslümanlar ve İslam da o kadar öne çıkıyor. Dünyanın dört bir yanından “Hepimiz Müslümanız” pankartları ve nidaları yükseliyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı ve Amerikan siyasetinde hâlâ çok etkili olan Madeleine Albright, Twitter hesabından dayanışma için Müslüman olmaya hazır olduğunu bile yazdı.

Dolayısıyla; özellikle 11 Eylül sonrasında hep “suçlu” olarak gösterilmiş Müslümanlar, ilk kez mağdur olarak öne çıktılar. Dünya onlara mülteci olarak bile dikkat kesilmemişken, ilk kez mağduriyetlerinden dolayı empati duymaya başladı. Ve kaderin cilvesine bakın ki bu, Trump sayesinde oldu!

MÜSLÜMANLAR EN BARIŞÇIL ÖGE

KALDI ki,i Müslümanlar zaten ABD’deki en barışçıl öğelerden. Bunu istatistikler gösteriyor. CATO Enstitüsü’nün Eylül 2016’da yayınlanan araştırmasına göre, sözkonusu 7 ülkeden gelen göçmenlerin 1975’ten beri terör saldırısında öldürdüğü Amerikalı sayısı sıfır.

Haberin Devamı

ABD’de yaşayan Müslümanların eğitim oranı da yüksek. Pew araştırma şirketinin 2011’de yayınladığı analize göre; ABD’deki Müslüman göçmenlerin eğitim seviyesi, doğma büyüme Amerikalılara göre çok daha yüksek. Gallup araştırma şirketine göre de; Müslüman öğrenci sayısı, genel Amerikan toplumununkinin 3 katı.

Müslümanlar girişimcilik açısından da çok ileride. Yine Pew’a göre; Müslümanların yüzde 20’si kendi işini kurmuş. Bu da Amerikan toplumunun ortalamasının çok üzerinde. Gallup’a göre de; Müslümanlar diğer dini gruplara göre ABD’de en fazla iş sahibi olan topluluk. Oranı yüzde 70. Bu da Amerikan toplumunun ortalamasının üzerinde.

Müslümanlar suçtan da istatistiklere bile girmeyecek kadar uzaklar.

*

Haberin Devamı

KALDI ki, Trump tarzı ötekileştirici, yabancı düşmanı, aşırı sağ politikalar aksi yönde işliyor. Ötekileştirilen taraf nefretle, öfkeyle doluyor. Bu da teröre kan veriyor.

Batı toplumlarındaki fay hatlarını da aynı yönde derinleştiriyor. Trump’ın bu kararnameyi imzalamasıyla birlikte önce Teksas’ta, sonra Kanada’nın Quebec kentinde bir caminin kundaklanması buna delalet. FBI’ın (ABD iç istihbarat teşkilatı) kasım ayında açıkladığı verilere göre de: 2016’da ABD’de Müslümanlara karşı nefret suçları yüzde 67 oranında artmış. Ki bu, 11 Eylül’den bu yana en yüksek oran.

KÜRESEL TOPLUM

AŞIRI sağ politikaların sürdürülmesi işte bu yüzden mümkün değil. Ancak mümkün olmamasının bir sebebi daha var. O da
küresel sorunlar.

Haberin Devamı

Çağımızın yeni zorlukları terör, iklim değişikliği, siber güvenlik, nükleer tehdit... Hepsi de tüm yerküreyi tehdit ediyor. İşte bu yüzden bu sorunların cevabı da küresel olmak zorunda. Öyle olmadığı takdirde ve hatta Trump gibi “aşırı sağ” cevaplar verildiğinde, bu sorunlar devasalaşıyor.

Bu yüzden bu zorluklarla ülkeler ancak bir araya gelerek başedebilirler. “Sapiens” kitabı dünyada milyonlarca satan Yuval Noah Harari’nin, geçen hafta gazetemize verdiği mülakatta dediği gibi: “Tek çözüm, küresel bir toplum olmak.” Bunun da duvar örerek, birbirini iteklereyek, dışlayarak olamayacağı aşikar.

*

Küreselleşme karşıtı, dışlayıcı politikaların bizi nereye sürüklediği, bize ne gösterdiği ortada: Bir araya gelmemiz, ellerimizle ördüğümüz duvarları yıkmamız gerektiği.

Haberin Devamı

İşin en ilginç tarafı ise bu yüzleşmeyi Trump sayesinde yaşıyor olmamız. Ve küreselleşme karşıtlığının doruk yaptığı bu noktanın ve bu çatışmanın, küreselleşmenin yaratıcısı olan ABD’de yaşanıyor olması.

Ne diyelim, hayırlısı.

Yazarın Tüm Yazıları