Özal Musul’a Girecek Miydi?

Türkiye’nin Musul petrolü üzerinde hakkı var mıydı?

Haberin Devamı

Vardı. Peki o zaman neden bu hakkımızı tam almadık? Rahmetli Turgut Özal neden bundan feragat etti? Ve söylendiği gibi Özal Musul’a girme peşinde miydi?

PETROL HAKKIMIZ


Geçen yazımda anlatmıştım. Türkiye’nin Musul’daki petrol hakkıyla ilgili 2 belge mevcut. 1.si; İngiltere ve Irak’la imzaladığımız 5 Haziran 1926 tarihli Ankara Anlaşması. Diğeri de 14 Mart 1925 tarihinde Türk Petrol Şirketi ile Irak hükümeti arasında imzalanan İmtiyaz Anlaşması.

 

Bunlara göre Türkiye 25 yıl süreyle tüm Irak’ın petrol gelirinden yıllık % 10 oranında bir hak alacaktı.

 

*

 

Ancak kazın ayağı öyle olmadı. Türkiye’ye hem daha kısa süreyle, hem de ödenmesi gereken miktarın çok daha altında ödeme yapıldı.

 

Haberin Devamı

Dahası; Türkiye’nin Irak’tan alacaklı olmasına rağmen, 1986’da Başbakan Turgut Özal Irak Devlet Başkanı Saddam’ın ricası üzerine bu haktan vazgeçti. Ve her yıl devlet bütçesine düşülen “Irak’tan alacaklıyız” ibaresini tamamen kaldırttı.

 

Peki ama neden?

ÖZAL NEYİN PEŞİNDEYDİ?

Turgut Özal’ın danışmanlığını da yapmış, onunla en çok mesai harcamış olan gazetecilerden Cengiz Çandar’a telefonla ulaşıyorum.

 

Çandar’a göre, Saddam bu konuyu hep işleri yokuşa sürmek için bahane olarak kullanıyordu. Özal da bu kozu Saddam’ın elinden almak istedi. “Bu tipik bir Özal düşünce tarzıydı” diyor Çandar. Özal’ın pragmatik, sonuç-odaklı politikasına atıf yaparak.

 

Bununla birlikte, “Zaten artık o maddenin mali önemi de kalmamıştı” diyor. Yani anlaşılan o ki; Özal bu maddeyi kaldırarak Türkiye’nin kazanacaklarının, ödenecek miktardan daha fazla olduğuna hükmetti.

 

*

 

Peki Özal Musul’a girmek istiyor muydu? Hayır.

 

Haberin Devamı

Özal çok kereler dile getirdiği gibi, siyasi sınırları kaldırmanın sadece büyük sorunlar yaratacağını düşünüyordu. Ve sınırların artık bir anlamı kalmadığına inanıyordu. Dünyanın vardığı noktada, önemli olanın ekonomik sınırları kaldırılmak olduğu görüşündeydi. Bunun ülkeler arasında karşılıklı ekonomik bağımlılık yaratacağını, bunun da refah ve barışı arttıracağını savunuyordu.

 

Dolayısıyla Musul’a girmek, Musul’u toprak olarak Türkiye’ye katmak gibi bir hedefi yoktu.

 

*

 

Bunun da ötesinde, Özal Musul’u zaten petrolü için önemsemiyordu. Zira Irak’ta petrol asıl Musul’da değil.

 

Musul-Kerkük bölgesindeki petrol miktarı, Irak’taki toplam petrol rezervinin sadece yüzde 6’sı. Irak petrolünün yüzde 80’i ise ülkenin güneyinde. Yani şu anki Şii bölgesinde. Irak petrol üretiminin de 4’te 3’ü güneydeki sahalardan geliyor. Sadece 4’te 1’i Musul-Kerkük civarından sağlanıyor.

 

Haberin Devamı

Özal’ın Musul’la ilgilenmesinin sebebi ise, daha ziyade tarihi bağlarımızdan kaynaklıydı. Ve kuzey Irak’la ilişkilerin ekonomik ve siyasi olarak geliştirilmesinden yanaydı. Irak’ın güneyine girmenin de zaten mümkün olmadığı kanaatindeydi.

 

ABD NEDEN İLGİLİ?

 

Peki o zaman ABD neden Musul’la ilgili?

 

Enerji uzmanı, Botaş eski Daire Başkanı Dr Cenk Pala’ya göre: ABD için Musul-Kerkük petrolü, bölgesel siyasi hedeflerine ulaşmak için önemli. Bundan kastı, ABD’nin kısa ve orta vadede kuzey Irak petrolünü kontol ederek, aslında Irak Kürdistan Yönetimi’ni kontrol etmek istemesi.

                                                                                                    

Haberin Devamı

Ki zaten Pala, Batı’nın büyük petrol şirketlerinin çoktan Irak’ın güneyindeki sahalarda uzun vadeli enerji anlaşmaları yaptıklarını söylüyor. Çin şirketleri de keza aynı şekilde.

 

*

 

Hazır petrol konusunu açmışken, büyük resme de bakalım.

 

Petrol zaten gitgide önemini kaybediyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre: 2035 yılında petrolün küresel enerji tüketiminde payı yüzde 15 azalacak. Önemi artacak asıl kaynak ise doğal gaz olacak. IEA, 21. yüzyıla “Gazın Altın Çağı” diyor.

 

Ancak yine de petrolün önemi bir gecede azalmayacak.

 

Irak, ispatlanmış ham petrol rezervleri ile dünya 5.si. Şu an petrol üretiminde Suudi Arabistan'ı geçebilecek tek ülke. Dahası Irak petrolü, dünyanın üretimi en ucuza mal olan petrolü. Bu yüzden ABD başta olmak üzere Batı’nın gözü kulağı Irak’ta.

 

Haberin Devamı

Ancak savaş ve ülkedeki siyasi anlaşmazlıklar, özellikle de Bağdat-Erbil gerilimi nedeniyle petrol sektörü gelişemedi. Irak Hidrokarbon Yasası, 2008’den beri Irak Bakanlar Kurulu’nda askıda.

 

*

 

Aslında Özal ta 1980’lerin başında bugünleri görmüş. Geldiğimiz noktada mesele hem Musul’a girmek değil. Hem de petrolün çok ötesinde. Asıl önemli olan; komşularımızla ekonomik sınırları kaldırmak. Ki bu da karşılıklı refah getireceği için, rekabeti ve krizleri kendiliğinden önleyecek.

 

Yazarın Tüm Yazıları