Paylaş
Biri, Obama’nın yardımcısı Joe Biden. Diğeri ABD’nin IŞİD stratejisinden sorumlu general John Allen. 3’üncüsü de, Obama’nın bir önceki ulusal güvenlik danışmanı general James Jones.
Şu anda Türk-Amerikan Konseyi’nin başkanı olan Jones’la baş başa sohbet etme imkânı buluyorum. Atlantik Konseyi’nin düzenlediği Enerji ve Ekonomi Zirvesi’ne katılmak üzere bulunduğu İstanbul’da. Ve hemen merak ettiğimiz soruları soruyorum: Şu anda Türkiye-ABD arasında hangi pazarlıklar yapılıyor? ABD’nin Suriye politikası değişiyor mi?
‘Esad’a daha önce müdahale edilmeliydi’
ÖNCE Esad. Washington neden bir türlü Türkiye’ye “Esad gidecek” sözü vermiyor? Gitmesinden vaz mı geçti? “Hayır” diyor. “Aslında Türkiye’yle hedeflerimiz tamamen aynı. İkimiz de Esad’ın gitmesini, IŞİD’i bitirmeyi ve Irak’ın tek ülke olarak kalmasını istiyoruz. Ancak bu hedeflere ulaşmak için istediğimiz metotlar farklı.”
Devam ediyor: “İlişkiler iki ülke için de hayati olduğu için, orta yolu bulacağız. Hedefler üzerinde anlaşınca, o hedeflere giden metotlarda da anlaşılır. Kaldı ki şu anda farklı görüşte olmamız, bundan 6 ay sonra anlaşamayacağımız anlamına gelmiyor.” Ve ekliyor: “Tabii bu inşallah haftaya olur.”
Bir de öz eleştiri yapıyor: “Esad kırmızı çizgiyi geçtiğinde (kimyasal silah kullandığının ortaya çıkması) tepkimiz çok daha sert olmalıydı. O zaman IŞİD bu noktaya gelmezdi. Bölgeye ve Rusya’ya çok talihsiz bir mesaj verilmiş oldu. Türkiye ile birlikte hareket etseydik, bugün mülteci sorunu da bu noktada olmazdı. Özgür Suriye Ordusu da (ÖSO) çok daha güçlü olurdu. Bu bir hataydı.”
‘Eninde sonunda kara harekâtı yapmak zorundayız’
PEKİ bugün ABD’nin Suriye için önerdiği metot nedir? “Suriye’de Esad ve IŞİD’i sadece hava saldırılarıyla bitiremezsiniz. Karada çok geniş katılımlı, tam bir angajman lâzım. Ve bunu Suriye’nin askerleri olmadan yapamazsınız. Zira bir ülkede stratejik düzeyde bir değişim istiyorsanız, o ülkenin kendi insanları ve ordusunun desteği lazım. NATO ve komşu ülkeler de katılmalı. Bunu eninde sonunda yapmak zorundayız.”
‘Biden’ın bunu konuşmamasını tasavvur edemem’
O zaman şu anda Biden ve Allen, Türkiye’yi Suriye’ye asker göndermeye mi ikna etmeye çalışıyor? Jones’un cevabı çok çarpıcı: “Biden’ın buraya gelip bunu konuşmamasını tasavvur bile edemem.”
Peki ABD’nin Türkiye’nin uçuşa yasaklı bölge talebini kabul etmemesinin de asıl sebebi bu mu? Yani bu bölgeyi kendi askerinin değil, Türk askerinin kontrol etmesini istemesi. “Sana karşı dürüst olmam gerekirse, Amerikan halkı savaştan çok yoruldu. Hele ki başkalarının savaşını vermekten. Neden karada illâ bizim askerlerimiz olmalı?”
O zaman Türkiye kendi askerini göndermeyi kabul ederse, ABD uçuşa yasaklı bölgeye razı mı olacak? “ABD Türkiye’nin askeri olarak yapacağı her katkıdan şu anda memnun olur.”
Bu konuda yapılan karşılıklı açıklamalara atfen de şöyle diyor: “Bence insanlar çok fazla konuşuyor. Oysa 6 ay sonra bunları söyledikleri için pişman olabilirler. Niyet açık edilmemeli, hele ki düşmanlara karşı. Yumuşak konuşup, çok kararlı hareket edilmeli.”
‘Erdoğan çok daha yakın ilişkiler istiyor’
JONES, ABD’nin bir noktada kara harekâtı yapması gerekeceğini düşünüyor: “Şu an 3000 askerimiz danışman olarak Irak’ta. Bir sonraki adım, özel kuvvetlerin özel misyonlar için gitmesi olabilir. Sonraki adım da konvansiyonel (savaşmak için) kuvvetler olur. Bakın Biden geliyor. Askerlerimiz görüşüyor. Bu evrimsel bir süreç. Adım adım ilerliyoruz.”
Peki ilişkilerimiz ne durumda? “Bu merkezi bir ilişki. Bir açıp bir kapatacağınız birşey değil” diyor. Ve bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde, Erdoğan’ın bir çok alanda çok daha yakın ilişkiler istediğini samimiyetle söylediğini anlatıyor. “Zaten bölgede bu kadar çok sorun varken, stratejik olarak aynı hizada olmanın bir yolunu bulacaklardır.”
Paylaş