Paylaş
Zafer Bayramı’nın 93’üncü yıldönümü, bu yıl ilklerle dolu bir törenle anıldı.
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bahçesinde, Türkiye’nin gerçekleri ve değişen gerçekliği sanki bir geceye sığdırıldı.
KAMUSAL DUA
ÖNCELİKLE, 30 Ağustos bu yıl ilk kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kutlandı.
Yaklaşık 2 bin kişinin katılımıyla, bu aynı zamanda Saray’da düzenlenen ilk milli gündü. Ve Saray ilk kez bu kadar çok kişiyi birden ağırladı.
Törenin en çok akıllara kazınacak anlarından biri, en başında Türkiye’nin bugüne kadar verdiği tüm şehitler için Kuran-ı Kerim okunmasıydı.
Bunda ilk olan sadece binlerce kişinin binlerce şehidi hep birlikte ve topyekûn anması değildi.
*
ASIL ilk olan ve Türkiye’nin değişen gerçekliğini ortaya koyan şuydu: Bu “kamusal dua”, Külliye’nin bahçesindeki 100’ü aşkın askerin eşliğinde ve katılımıyla yapıldı.
Gece boyunca birçok kişi, “Eskiden olsa şu an bahçede darbe olurdu” diye şakalaşıyordu.
*
BU toplu duadan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletin evine hoş geldiniz” deyip kısa bir konuşma yaptı.
Ve konuşmasında hem “milletin birlik ve beraberliği”ni vurguladı.
Hem de “78 milyon insanımızın her biri bu devletin eşit haklara sahip birinci sınıf vatandaşıdır” dedi.
SÜRPRİZ BAĞLANTILAR
HEMEN akabinde ise törenin ikinci ilki yaşandı.
Erdoğan, “Şimdi dünyanın dört bir yanındaki askerlerimizle konuşacağız” deyince, önce kimse ne olduğunu anlamadı.
O anda, Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu kürsüye doğru bakan 2 bin kişinin arkasında birden bire devasa bir barkovizyon açıldı.
Hep birlikte arkamıza döndüğümüzde ise dev ekranın sağ tarafında Cumhurbaşkanı’nın görüntüsü belirdi.
Sol tarafta ise birden bir asker göründü.
Ve uydu üzerinden, görüntülü telefon bağlantısıyla sohbet etmeye başladılar.
*
CUMHURBAŞKANI Erdoğan bu şekilde dünyanın farklı noktalarındaki Türk birliklerinin komutanlarıyla konuştu.
Önce Bosna-Hersek, Kosova ve Afganistan’daki komutanlara, sonra Hint Okyanusu’nda seyir halindeki fırkateynde bulunan denizcilere, akabinde de Konya’daki Ana Jet Üssü’ndeki komutana tek tek sordu: “Yüzbaşım, askerlerimiz nasıl? Bir ihtiyacınız var mı?”
Karşılığında ise hep aynı vakur yanıtı aldı: “Sağ ol! Bir ihtiyacımız yok. Hepimiz dimdik ayaktayız Cumhurbaşkanım!”
Son bağlantı Şanlıurfa’nın Akçakale Sınır Karakolu’nda nöbet tutan bir erle yapıldığında ise herkesin bir anda tüyleri diken diken oldu.
*
BU bağlantılar hem dünyada resmi bir törende ilk kez yapılan bir uygulama olduğu için ilkti.
Hem Türkiye’de teknolojinin bu seviyede kullanılması açısından bir ilkti.
Hem de ilk kez resmi bir tören bu kadar küresel, dünyayla bağlantılı bir şekilde yapıldı.
Bu görüntülü sohbet, Türk Silahlı Kuvvetleri ve vatandaşlar için de çok güçlü bir motivasyon kaynağı oldu.
VE ÇÖZÜM SÜRECİ
ÖNCE şehitlerin anılması, sonra askerlerle kurulan bağlantı ve törende katılımcılar arasında askerlerin ciddi sayısal varlığı, Türkiye’nin gündemini ve ruh halini de birebir yansıtıyordu.
O askerleri dinlerken, bir yandan da hükümet yetkilileriyle çözüm sürecini konuştum.
İzlenimlerimi özetle şöyle aktarabilirim:
Türkiye şehit vermeye devam ettikçe, süreç “buzdolabında” kalmaya devam edecek.
Bunu hem törende, hem ertesi gün Ankara’da hükümet yetkilileriyle ve devletin ilgili kurumlarıyla görüştüğümde daha iyi anladım: PKK eylemsizlik kararını açıklamadan ve geri çekilmeler başlamadan, süreç o dolapta kalmaya devam edecek.
*
NE var ki süreç bitmiş değil.
Sadece beklemede.
Başbakan Yardımcısı ve sürecin en kilit isimlerinden Yalçın Akdoğan, yaptığımız başbaşa sohbette bunu özellikle vurguladı: “Süreci ciddiye alıyoruz. Süreç bitmedi.”
Ankara’da edindiğim izlenim ise seçimlerden önce PKK’dan eylemsizlik açıklaması gelebileceği yönünde.
Süreçle ilgili kritik bilgilerle cumartesi günü devam edeceğiz.
Paylaş