Ankara’da ise gündüzler sıcak, gece şöyle bir "oh" denilebiliyor. Ve TBMM çalışmaya devam ediyor.
Yoklamalar, ara vermeler olsa da Meclis çalışıyor.
Tabi vekillerin büyük çoğunluğu da.
Özellikle AKP’de Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın "Ankara’dan ayrılmayın, TBMM çalışmalarına katılın" talimatı sonrası vekiller, eş - dost yaz tatilinde, buz gibi denizlerde olsa da ya TBMM çalışmalarında, ya kulislerde, ya Ankara’da.
Küçük kaçamaklar yapanlar ise izleniyor.
Başbakan ağır ceza verebilir korkusu yaygın.
Eee, ne de olsa "baskın bir seçim" olabilir.
Ve koltuklar gidebilir.
Bu yüzden de vekiller TBMM çalışmalarını aksatmamaya çalışıyor.
Beklenen, Anayasa Mahkemesi kararı.
Yani, AKP kapatılacak mı? Kapatılırsa kaç milletvekili için TBMM günleri sona erecek?
Bu ve benzeri sorular.
Ve vekiller de birbirlerine takılmadan edemiyor:
"Anayasa Mahkemesi kararı uzayacak galiba. Amaç bize tatil yaptırmamak. Canım şunu açık açık söyleseler, çalışın deseler, çalışırız, böyle korkutmalara ne gerek var".
Dillerde bu tür espriler.
Bedenlerde yorgunluk.
İzmir - Ankara arasında mekik dokuyan vekillerden biri de AKP’nin sevilen isimlerinden İzmir Milletvekili İsmail Katmerci.
İsmail Katmerci, yaz sıcağı ve TBMM çalışmaları için arkadaşlarına şöyle takılıyor:
"Çalışmadan kaçan var mı ki. Niye bizi Anayasa Mahkemesi ile korkutuyorlar? Çalışın desinler, çalışırız. Vekilleri çalıştırmanın bir yolu da bu mu acaba?"
Milletvekilinin oğlunu geberttiler
SEZEN Aksu renkli bir sanatçı.
Hele İzmir konserlerinde, İzmir’de aile buluşmalarında daha bir mutlu.
Geçen İzmir konserinde de bu mutluluk gözlendi.
Bir yandan yeni şarkıları ile süslü muhteşem bir konser verdi, bir yandan da gençlik, çocukluk anılarını anlattı.
Bunlardan biri de dayısı ile ilgiliydi. Üstüne üstlük bir milletvekili oğluna yapılan bir şakaydı.
Sezen Aksu bu tatlı anekdotu şöyle aktardı: "Benim dayım, genç, bıçkın bir adam. Bir de Suat diye bir arkadaşı var. O da o dönemin milletvekilinin oğlu. Milletvekili dediysem bugünkü gibi değil, ama... O günün milletvekilleri de milletvekili gibi. Güçlü, sözü geçer. Neyse dayımla arkadaşı, milletvekilinin oğlu Suat içmişler. Sonra da gençler arasında olduğu gibi tartışmışlar. Bu tartışma bayağı gürültülü olmuş. Ayrılırlarken de dayım Suat’a bağırmış: Geberteceğim seni, geberteceğim...
Ve ayrılmışlar. Dayım bu, sözünden cayar mı? Sabah kalkmış erkenden, gitmiş camiye, imama da demiş ki; Senin de eline doğan milletvekilimizin oğlu Suat sizlere ömür. Ve selası verilmiş Suat’ın. Bizim ki seni geberteceğim demişti ya, dediğini yaptı. Akmış bütün İzmir camiye. Milletvekilinin oğlu öldü ya. İş anlaşılmış tabi sonra. Suat da dolanmış durmuş ortalıkta; Dediydi, dediydi de... İnanmamıştım".