Taraftar kadar futbolcular da inanırsa...

Başarmak için inanmak lazım.
Öyle başarı dediğin de matah bir şey değil.
Ligde kalmaktan bahsediyorum.
Aslında ne acı!
Evet ne acı Bursaspor’un ligde kalmasının başarı olarak görülmesi.
Neyse!
O başka bir konu.
Hele takım bir ligde kalsın.
Sonrası uzun uzun bu konuyu da ele almak lazım.
Kimin payı varsa bu durumdan...
Hakkını vermek lazım.
Bursaspor’un büyüklüğünü bilmeyen kim varsa...
Bu durumu ona anlatmak lazım.
Denizlispor maçında üstün bir oyun sergiledi Bursaspor.
Ben gol organizasyonunu çok beğendim mesela.
Kafa pası muazzamdı.
Hücum organizasyonları hiç de kötü değildi.
Hani takım biraz daha moralli olsa...
Daha farklı bir skor da çıkabilirdi maçtan.
Pedro’nun kaçırdığı gol olsa mesela...
Neyse kaçana değil atılan gole, alınan puana bakmak lazım.
Öyle çok da “iyi futbol” beklemek de gereksiz.
Kalan 4 maça da aynı motivasyonla çıkmak lazım.
Kalan 4 maç için de “mutlak 3 puan” parolasının benimsenmesi lazım.
Kalan 4 maçta da rakibe sahayı dar etmek lazım.
Zor değil.
Hayal hiç değil.
Yeter ki bu takım istesin.
Gerisi gelir.

BURSASPOR TARAFTARI YİNE AYNI

MÜBAREK ramazan ayı.
Pek çoğu da saha dışında açtı iftarını, ya da tribünde oturduğu koltukta.
İkram edilen hurmalar...
Paylaşılan kumanyalar.
Ve elbette edilen dualar.
Takımın performansı kadar tribünlerde oluşturulan bu manevi atmosferin de 3 puanda etkili olduğunu düşünüyorum.
Yani tribünde değişen bir şey yok.
Taraftar yine aynı.

DİSKO DİSKO PARTİZANİ

2007 yılının en çok patlayan şarkısıydı Disko Partizani.
Bütün diskolarda çalınıyordu.
Radyolarda da sıklıkla duyulurdu.
Elbette bu sütunlarda şarkı anlatmayacağım.
Potanın Timsahları Eurocup TOP 16 turunda Sırbistan’da Partizan’ı 103-95 yenerek adını çeyrek finale yazdırdı.
Muazzam bir başarı.
Emeği geçenlere gönülden tebrikler...