Takipçilerimin beni zevkten dört köşe eden yaratıcı korkuları

Takipçilerimin belli bir kısmında öyle ilginç ve yaratıcı korkulara denk geliyorum ki...  Kimileri bu korkularını sosyal medya paylaşımlarım sonrası bana soru olarak yöneltiyor. İşte o zaman ben de zevkten dört köşe oluyorum.

Haberin Devamı

Geçen haftaki yazımda gastronomi yazarlarının uğraşmak zorunda kaldığı dört korkuyu ele aldım: Dini korkular, etik korkular, sağlıkla ilgili korkular, alışılmadık olanla ilgili korkular... Bu yemeğin içinde domuz var mı? Nasıl olur da canlı canlı haşlanan yengeç yersiniz? Az pişmiş burgerin içinde koli basili ve salmonella yok mu? Kurbağa bacağı yenir mi?

Kantarın topuzu sık sık kaçıyor

İlki dışında diğerlerine kesin cevap vermek zor. Lezzeti ön plana çıkaran ölçütler ile etik, sağlık ve bildik olmayanla ilgili endişeler bazen örtüşüyor, bazen ise çakışıyor. Birçok sorunun ya kesin cevapları yok ya da
son derece uzun ve ayrıntılı cevapları var. 

Aslında bu tip temel korkulardan kaynaklı sorular birçok ülkede yemek eleştirmenlerine yöneltiliyor olabilir. Bize özgü olan ise kategorik suçlama. Nefret duygusu ve kendinden farklı olanı suçlama dürtüsünün hoşgörü ve anlamaya çalışma çabasına baskın olduğu bir toplumda kantarın topuzu sık sık kaçıyor.

Haberin Devamı

Yaratıcı bulmamak elde değil

Öte yandan takipçilerimin belli bir kısmında öyle ilginç korkulara denk geliyorum ki, açıkçası onları son derece yaratıcı bulmamak elde değil. Aşırı duyarlılıktan kaynaklanan bu korkular sosyal medya paylaşımlarım sonrası soru olarak bana yöneltildiği zaman zevkten dört köşe oluyorum.
Üç örnek vereyim:

1 - “Yemeğiniz soğuyacak diye korkuyorum”

Ne kadar ince. Herhalde ilgi duyduğu için yemek paylaşımlarımı izliyor. Ancak benim yemekten olabildiğince keyif almam için kendi zevkinden feragat etmeye hazır. Malum, videolar 60 saniye veya daha kısa oluyor ve bu müddet zarfında oda sıcaklığında yemekler buz gibi olur. Hepimizin bildiği bir fizik kuralı bu. Sağ olsun bunu bana hatırlatıyorlar.

2 - “Lokanta salonunu gösterdiğinizde tepki gelmesinden korkuyorum”

Doğru valla. Farklı senaryolar düşünülebilir. Biri evlilik dışı ilişkiler... “Hayatım, iş toplantısı için Brüksel’e gidiyorum” demişsiniz. Sonra bir tatil beldesinde sevgilinizle fondü yerken masanın altından bacağını okşuyorsunuz... İkinci senaryoysa, netameli ya da öyle olduğunu düşündüğünüz şahıslarla yemek yemek. Kötü niyet olmasa bile herkes sizin suç ortağı olduğunuzu düşünecek. Üçüncü bir senaryo ise en muhtemel olanı: Bazıları hazırlık yapmadan kamera önüne geçmek istemiyor. Saç, makyaj, kıyafet ona göre olacak. Rızaları olmadan onları sosyal medyada göstermek, göstereni riske atıyor.

Haberin Devamı

3 - İnsanlığa karşı suç işlememden korkanlar

Bu tip okuyucu ya prensip olarak yemek ile ilgili tüm paylaşımlara karşı ya da bir süre için karşı. İlkinin örneği: “Afrika’daki kardeşlerimiz açlıktan kırılırken bu tip paylaşımları hiç doğru bulmuyorum.” İkincinin örneği: “Avustralya yanarken paylaşımlara bir süre ara verseniz!” Bazıları bu tip komutlara ‘duyar kasma’ diyor ama ben bu vatandaşları çok seviyorum. Çoğumuz günlük kaygılar içinde yuvarlanıp giderken daha duyarlı ve özverili bir üstün insan türü bizlere su tulumbasıyla püskürtür gibi komutlar yağdırıyor.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları