Ormanın içinde güzel bir yemek...

Şile’deki Lavanda’yı ziyaret ettiğimde kendini Toskana’ya ışınlanmış gibi hisseden tek ben değilim herhalde... Sadece doğal güzellikten değil, buradaki genel atmosfer ve müşteri ilişkilerinden de bahsediyorum. Lavanda sadece bir lokanta değil. İçinde lokantası ve sevimli, münferit odaları olan bir butik otel. Aynı zamanda doğal tarım yapılan bir çiftlik. Mutfaklarında kullanılan sebze ve meyvelerin çoğu kendi bahçelerinden.

Ben ve ailem burada yemek yediğimiz akşam otelde kaldık. İyi de yaptık çünkü İstanbul’un gürültülü patırtılı ve stresli ortamından uzaklaşmak insana huzur veriyor. Güzel bir yemek öncesi orman içinde ve her türlü konforu sağlanmış, içinde şöminesi de olan bir odada dinlenmek, yemekten daha çok zevk almanızı sağlıyor.

Ulupelit Köyü, Seçkin Sok., No:2
Şile/İstanbul; (0216) 736 56 40

Bu huzurlu ve güzel ortama yakışansa aşırıya kaçmadan, leziz ve dengeli bir yemek yemek. Mutfağın başındaki Emre (Şen) Bey’le konuştum ve bir tadım menüsü düzenledik. Yanlış anlama olmaması için üzerine basarak söyleyeyim: Benim için özel bir yemek hazırlanmadı. Sadece her müşteriye sunulan tadım menüsünden iki yemeği eksilttik.

Şef Emre Şen

ÜÇ ÇEŞİT EKMEK SUNUYORLAR

Gastronomik her lokantada olduğu gibi Lavanda’da da yemek, minik tadım hoşluklarıyla başlıyor. Ev yapımı torik lakerda, yaz trüflü humus ve gene yaz trüflü Piemonte usulü carne crudi, bana göre hoş başlangıçlar.

Tadım hoşlukları dışında ciddi bir lokantanın kendi ekmeklerini yapması da şart. Lavanda üç çeşit ekmek sunuyor. Siyez ekmeği, soğanlı brioche ve grissini. Gerçek Piemonte usulü grissini için orada bulunan un bizde yok ama ellerinden geleni yapıyorlar.

Başlangıç yemeğimiz hafif ve leziz. Kremayla karıştırılmış keçi peyniri ve pancarlı tart... Pancar ve yine tartta kullanılan reyhanla kiraz domates kendi bahçelerinden... Hepsi iyi. Tek eleştirim alttaki kıtır bisküvi. Daha kıtır ve yağlı bir hamurun bu başlangıç yemeğine daha çok yakışacağını düşünüyorum.

İtalyan lokantalarında ben iki farklı hamur işi ya da makarna ısmarlamayı uzun süredir âdet edindim. Üzülerek söyleyeyim ki ülkemizde İtalyan olduğunu iddia eden çok lokanta var ama bu iddia, topa tekme atan herkesin kendini Liverpool’lu Muhammed Salah sanması gibi... Un kalitesi, sosu makarnaya yedirme, malzemenin kalitesi ve oranların doğruluğu açısından İtalyan adlı lokantalarda karşıma çıkan hamur işleri genelde sınıfta kalıyor.

BEYAZ ŞARAP OĞLAĞA AROMA KATIYOR

Lavanda’daysa karşıma biri iyi, diğeri çok iyi, iki hamurişi çıktı. Peynirli ve kiraz domates soslu, mantı benzeri agnolotti iyiydi. Ev yapımı hamurda yumurta kullanılmış. Agnolotti içindeki peynir manda burrata ve mascarpone karışımı. Kiraz domates fırınlandığı için daha yoğun ve tatlımsı olmuş.

Ama bence diğer makarna daha da mükemmel. El yapımı tagliatelle... Yumurtasız ve safranlı hamur... Yabani porçini mantarı, yaz trüfü ve iç bakla birlikte güzel harmanlanmış. Zeytinyağı, sarımsak, tereyağı ve Frenk soğanı diğer malzemeler. Bütün malzemeler, pişirme suyundaki nişastayla birleşince tagliatelle’yle en iyi şekilde birleşmiş, yani makarnaya güzelce yedirilmişler.

Porçini mantarlı tagliatelle

İtalyan lokantalarının genel bir eksisi de hamur işleri sonrası ana yemeğin hayal kırıklığı yaratması. Buradaysa tam tersi. Ana yemek, ‘düşük ısıda fırınlanmış oğlak’ çok iyi. Lokanta oğlağı küçükken, yazın başında alıyor ve eksi 40 derecede şokluyor. Bir süre oda sıcaklığında çözüldükten sonra tuzlu suda birkaç saat bırakılan oğlak, önce unlanıp kızartılıyor; sonra fırında 7-8 saat ağır ağır pişiyor. Pişerken kullanılan beyaz şarap, biberiye ve sarımsak da oğlağa aroma katıyor. Yanında siyez bulgurundan keşkek ve üzerinde kuru erik sızmalı tatlı-ekşi sosla sunulan oğlak gerçekten leziz.

Düşük ısıda fırınlanmış oğlak

Tatlı öncesi gelen peynir tabağı İstanbul’da bulduğum en iyi peynir tabağı. Üretici Toros’lardan Tangala. Doğal mayalı üç farklı peynirin yanındaki petek balı da katıksız.

Tatlı öncesi damağı temizlemek için incir ağacı yapraklarından yumuşak bir dondurma sunuluyor. Tatlıysa yoğun bir bitter çikolatalı terin... Üzerinde rayihası bol Bodrum mandalinasından şekerleme... Tatlıyı zevkle yerken aşırıya kaçıp daha fazla porsiyon istemediğinize şükrediyorsunuz.

Bitter çikolatalı terin