Paylaş
Türkiye’de düzgün ve sağlıklı bir öğle yemeği arıyorsan işin zor. Hamburger, tost, sosisli sandviç, patates kızartma, kumpir, börek vs. istiyorsan sorun yok. Ama “Hem sağlıklı hem makul fiyat olsun” diyorsan ayvayı yedin. Sanki ‘küçük Amerika’ olduk. Ama hayır. Daha kötüsü! ABD’de öğle hızlı ve sağlıklı yemek mümkün.
“Bizde niye yok bu gelenek?” diye soruyorsunuz haklı olarak. Herhalde kültürel nedenlerden. Biz etçiyiz. Ama son zamanlarda yavaş da olsa bir kıpırdanma var. Özellikle yeni nesil, görgülü insanların açtığı kahvelerde. Bazen bir ileri, bir geri. Örneğin iki sene önce Cihangir’deki Norm Kafe’de nefis paniniler bulmuştum. Bu sefer iyi kahve buldum ama sandviç yok. Buna karşılık Topağacı’ndaki Petra hem kahve hem sağlıklı sandviç ve benzeri atıştırmalıklar açısından sektörün önderi gibi.
Bir diğer güzel sürprizse Akaretler’de yeni açılan Blum Kafe. Kahvesi eh işte. Karşısındaki Moulin Rouge’da çalışmış Rus asıllı çok sevimli bir akrobatın işlettiği minicik kafenin kahvesi daha iyi.
Ama Blum’u işleten iki cici ve güler yüzlü kız kardeş güzel işler yapıyorlar. Örneğin burada yediğim ‘glütensiz mevsim sebzeli kiş’... Nasıl yaptıklarını sordum. Müge (Çergel) Hanım anlattı:
Ellerimizle topluyoruz
“Mantar, pırasa ve brokoliyle hazırlanan, alt tabanındaysa un yerine patates kullandığımız glütensiz kişimizi mevsimine göre değişen sebzelerle yapıyor, kaşar peyniri, sızma zeytinyağı ve baharatla da çeşnilendiriyoruz. Kışın mantar, brokoli, pırasa, kabak, karnabahar, pazı, ıspanak gibi sebzeleri tercih ederken; yaz aylarında enginar, kuşkonmaz, bezelye gibi sebzeleri kullanıyoruz.
Tabii en önemlisi Blum’da ürettiğimiz tüm yiyecekler için kullandığımız malzemelerin doğal ve organik olması. Mübadeleyle Girit ve Sakız’dan Marmara Adası’na göçen bir ailenin torunları olarak Marmara Adası’ndan birçok ürünün en doğalını elde edebiliyoruz. Zeytin, zeytinyağı, karadut, kekik, adaçayı, koruk, kudretnarı gibi doğal ürünleri kendi elimizle toplayıp Blum’daki misafirlerimize sunmak bizi çok mutlu ediyor.”
Aynı felsefe pastalara da yansımış. Glütenin zararları artık biliniyor. Özellikle Akdeniz erkeğinde enflamasyon kaynağı. Sorun şu ki ben ve sizlerin çoğu rafine undan yapılan ürünleri seviyoruz. Ama Blum’daki glütensiz pastaların tadına bir bakın. Antepfıstıklı ve bademli glütensiz kek ve glütensiz tahinli susamlı mekikler gibi. Glütenli pastalar da yok değil. Yabanmersinli ve çikolatalı kek ve ricotta’lı limonlu bademli kek gibi. Bu sonuncuların kalorisi yüksek ve sağlıklı öğle yemeği parametremin dışına çıkıyorlar ama kiş yedikten sonra iki kişi bir pastayı paylaşabilir. Sonuç olarak hem hafif hem lezzetli yemiş oluyorsunuz ve ette olduğu gibi üzerinize ağırlık çökmüyor. Ülkemizde İspanya ve Yunanistan’daki gibi öğle üzeri uyku, ‘siesta’ geleneği olmadığına göre bu da az şey değil.
Paylaş