Paylaş
Selanik ulaşımı kolay, güzel ve biraz İzmir’i andıran ama kordonu daha sakin bir kent. Mimari yapısı güzel. Trafiği de yoğun değil. Taksi bulmak kolay. 45 dakika mesafede Halkidiki başlıyor ve denize girilecek cok hoş kumsallar var. Benim burayı ikinci ziyaretim. İlk kez çekim içindi. Bu kez eşimin bilimsel konferansı için geliyor ve eskisinden daha iyi, merkezi bir otelde kalıyoruz. Adı Makedonia Palace. Eskiden bildiğim lokantaları tekrar etmek istemiyorum. İşte izlenimlerim:
1. Tsarouchas
Yeni yerler denemek istiyorum ama 24 saat açık olan bu paça ve işkembeci istisna. Nasıl olmasın ki? Kostik kullanmadan mis gibi paça-işkembe çorbası var. Apik kapandıktan sonra bizim kuşak için nostaljik bu lezzet. Ayrıca burada çalışanlar çok sevimli. 1926 senesinde dedeleri bizden göç etmiş. Tabii işkembe çorbası yemeyen çok insan var. Merak etmeyin. Mis gibi bir esnaf lokantası burası. Seçin tezgahtan... Patlıcan musakka belki şimdiye dek tattıklarımın en iyisi. Ciğer sarma da daha iyi olamaz. Eşimin tadar tadmaz “vow” diye haykırması hâlâ aklımda. Bir tek marul, domates ve haşlanmış otlar tabağı sıradan, çünkü otların diriliği gitmiş ve domatesin kalitesi vasat.
2. Şiş köfte
Bambiana Sokağı’nda salaş bir yerde ağzınıza layık şiş köfte buldum. Gazete kağıdında bol ekmek, domates, çiğ beyaz soğanla servis ediliyor. Adam mangal ustası, köftenin harcı, baharatı, vs yerinde. Bana İnegöl köftesini hatırlattı. Suyla birlikte 5 Euro’ya iki kişi nefis öğle yemeği yedik.
3. 7 Seas
Burası Yunanistan’daki fiyatlara göre biraz tuzlu ama Boğaz’daki balık lokantalarından ucuz. Selanik’in en iyi balık lokantası dediler ve eşimin doğum günü olduğu için gittik. Haftaya yazacağim Atina’daki bir balık lokantası kadar olağanüstü değildi ama oldukça iyiydi. Mükemmel bir beyaz tarama ve Trikalinos imzalı olağanüstü balık yumurta ile yemek çok iyi başladı. Mikonos’un tyrovolia peyniriyle hazırlanan deniz tere ve deniz börülceli salata taze ve lezzetliydi. Balsamik sirke soslu organik fava üzerindeki ızgara ahtapot zayıftı. Favası daha iyiydi. Kalamar tavaya ise diyecek yoktu. Son olarak buğulama lagos tazeydi, sosu nefisti ama servis hatası yüzünden önümüze oda sıcaklığında geldi ve soğumadan neredeyse yutmak gerekti. Bir sorun da, yasak olmasına rağmen yanımızda sigara içen kalabalık masaydı. Garsonu uyardım ama kılını kıpırdatmadı. Sonunda ben muhatap oldum.
4. Palati
Ladadika Meydanı çok keyifli. Araba girmiyor. Herkes dışarıda oturuyor, kimseyi rahatsız etmeden gülüp eğleniyorlar. Buraya Selanik’te yaşayan ‘kardeşim’ emekli jet pilotu NATO generali Pantelis Karagiannidis ve eşiyle gittik. Canlı müzik de var. İyi bir taverna. Fiyatlara göre kalite de mükemmel. Salatalar ve farklı ‘saganaki’ler lezizdi. Bekri mezeye de bayıldım. Çok iyi vakit gecirdik. Müzisyenler iyiydi, masamıza gelip Türkçe de çaldılar. Bizde olduğu gibi bahşiş de beklenmiyor. İlginç ve güzel değil mi?
5. Salonica
Kaldığımız otelin lokantası. Konsierj “Atina’dan yeni ve çok iyi bir şef getirdik, bir dene dedi”. Tabii ki benim ne iş yaptığımı bilmiyorlar. Her neyse. Şef Sotiris ile konuştum, “Taze ve yetiştirme olmayan balık var mı” diye sordum. “Her şey taze” demesi güven vermedi, çünkü sürüm yok. Sonunda öğlen gittik. Garson ‘vişne soslu ahtapot’ tavsiye etti. “Olmaz öyle bir bileşim!” diye düşündüm ama ısmarladım. Yanılmışım. Dünya çapındaydı. Taze keçi peynir ve domates-biber salçalı raviyoli de nefisti. Bir kez daha Selanik’e gidersem burada akşam yemek isterim.
6. Duck
Bu lokanta İstanbul’da olsa gastronomik mutfakta ilk üçe girer. Yeni açılmış. Sanayi bolgesinde ama ambiyans süper. Bircok yemek odun ateş fırında pişiyor. Adı ‘duck’ ama merak etmeyin ördek yok! Menü kısa ama her şey özenli. Balık carpaccio’lar ve ev yapımı yoğurtla sunulan asma yaprağında zeytinyağlı dolma, eşimin deyimiyle ‘fantastik’. Lagos buğulama 7 Seas’dekinden bile iyiydi. Odun fırınında ağır ağır pişen ve patlıcan beğendiyle sunulan dana yanağı ise 10 üzerinden 10’du. Bizde iyi başlayıp bozulan lokanta çok. İnşallah Selanik’te olay farklıdır.
Paylaş