İSTANBUL Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde Dışbank’ın Fortis Bank’a dönüşünün kutlaması var... Gecede Fortis Bank kadar, belki de daha fazla Yapı Kredi Bankası’nın 2.5 milyar YTL’lik (katrilyon liralık) 9 aylık rekor zararı konuşuluyor.
Koç-Unicredit ortaklığı olan Koç Finansal Hizmetler’in CEO’su ve Yapı Kredi Bankası’nın Genel Müdürü Kemal Kaya’nın ‘ilk gerçek bilanço’ nitelemesi de gecede tartışılıyor...
Törende hem Yapı Kredi’yi, hem de Koçbank’ı iyi bilen bankacılar var. Biri, ilginç benzetme yapıyor: ‘Bugüne kadar bankaların ‘bilanço makyajlaması’ndan söz edilirdi. Yani, bankanın bilançosunun olduğundan iyi gösterilmesi eleştirilirdi, ki bunlar da geçmişte yaşandı. Ancak, Koç-Unicredit ortaklığının yaptığı da ‘aşırı muhafazakárlık’ oldu. Normalde karşılık ayrılmayacak birçok alacağa karşılık ayırmışlar.’
‘Aşırı muhafazakár’ benzetmesi üzerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin’in geçen gün Referans Gazetesi’ne yaptığı açıklamayı düşünüyorum: ‘Koç, Yapı Kredi’de beyaz sayfa açtı...’
Ortada ‘aşırı muhafazakárlık’ varsa, o zaman ‘aşırı beyazlık’tan da söz etmek mümkün. Yani, bu yaklaşımla Yapı Kredi Bankası’nın bilançosu ‘aşırı beyazlaşmış’ görünüyor.
Peki bunun kime ne zararı var? Bugüne kadar Türkiye’de bankaların, şirketlerin bilanço ‘makyajlaması’ndan, yani bilançoyu olduğundan çok iyi göstermesinden şikayet etmiyor muyduk?
Koç-Unicredit ortaklığı, ‘makyajlı’, ya da ‘hormonlu’ gördüğü Yapı Kredi bilançosunu kucağında bulunca, ‘temizleyeyim’ derken belki de elinin ölçüsü kaçtı, ‘aşırı beyaz’lattı...
Sohbet ettiğimiz bankacı, Yapı Kredi’nin halka açık olduğunu unutmamak gerektiğini vurguladı: ‘Koç-Unicredit, Çukurova Grubu’nun Yapı Kredi’ye borcundan 303 milyon dolar indirdi. Bunu alıcı olarak kendileri karşılamalıydı. Çünkü, bankanın fiyatı Çukurova riskleri dikkate alınarak 2 milyar 21 milyon Euro olarak belirlendi. Çukurova’ya jesti Koç-Unicredit karşılamalı, Yapı Kredi’nin küçük ortaklarına yüklememeliydi...’
Bankacı, sonra şu yorumu getirdi: ‘Bilançonun üzerindeki makyajı kaldırmak ne kadar önemliyse, küçük yatırımcıyı gözetmek de o kadar önemli. Yapı Kredi’nin yeni yönetimi, ‘en gerçek bilançoyu açıklıyorum’ derken, küçük yatırımcıya dönük dengeyi iyi kurmalıydı...’
Konuşmalar sırasında düşündüm... Bir tarafta Türkiye’nin devi Koç Holding... Diğer tarafta İtalya’nın devi Unicredit...
Üstelik Koç Holding, son yıllarda ‘tüketiciye en yakın grup’ konumlandırmasını sıkça kullanıyor ve öne çıkarıyor... Arçelik, Migros, Tofaş, Ford derken, gerçekten de Koç Grubu’nun herhangi bir ürününün girmediği ev yok gibi görünüyor...
Koç Grubu bu yüzden, ‘tüketiciye hep yakın duracağız’ sloganına sarılıyor, adımlarını ona göre atıyor... Yapı Kredi’nin küçük hissedarlarını ‘üzmek’, Koç Grubu’nun ‘tüketiciye yakınlık’ stratejisine sığar mı?
Yakında Yapı Kredi ile Koçbank birleşecek... Ayrıca, Yapı Kredi’nin küçük ortaklarının elindeki hisseler için ‘çağrı fiyatı’ belirlenecek... Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) onayından da geçecek bu fiyat, Yapı Kredi’nin ‘değeri’ni belirleyecek...
Böylece Yapı Kredi’nin ‘ucuz olup olmadığı’ ortaya çıkacak, Koç’un küçük ortakları ‘üzüp, üzmeyeceği’ anlaşılacak... Sonucu birlikte izleyeceğiz...
Özyeğin: Daha işin başındayız
FORTİS Bank’ın kutlama gecesinde Finansbank’ın patronu Hüsnü Özyeğin’le karşılaştım. Finansbank, kısa süre önce yabancı talipleri konusunda Morgan Stanley’e yetki vermişti.
- Hayırlı olsun, siz de yabancılarla görüşmelere başlıyorsunuz...
- Evet, Morgan Stanley’e yetki verdik.
- Garanti Bankası aynı anda 5 talibiyle birden görüşmüştü. Sizde de öyle bir durum var mı?
- Henüz görüşmelerimiz başlamış değil.
- Peki bankanın tümünü mü satacaksınız? Yoksa ortaklık mı öngörüyorsunuz? Ortaklık öngörüyorsanız, oran ne olacak?
- Morgan Stanley çalışmasını yürütüyor. Onlar ön çalışmayı yaptıktan sonra, bize gelecek. Ocak ayından önce işin şekli ortaya çıkmaz...
Finansbank, 2001’de BNP Paribas ile görüşmüştü... BNP Paribas, daha sonraki dönemlerde Türk Ekonomi Bankası’yla (TEB) masaya oturdu ve yüzde 50’li ortaklık gerçekleşti...
Bakalım Hüsnü Bey bu kez işi ‘tamamına’ erdirecek mi?..