Paylaş
Mustafa Koç ve ekibi daha çok 30 mağaza, 800 milyon lira ciro ve 2 bin 600 personele ulaşan Koçtaş üzerinde dururken, biz konuyu grubun diğer faaliyet alanlarına da kaydırdık.
- Geçenlerde Yapı Kredi’de daha atak davranmanızı İtalyan ortağınız UniCredit’in engellediğini belirttiniz. Sorun nedir?
- O yorumu yine bir soru üzerine yaptım. Rakiplerimizin risk iştahı bize göre daha fazla. Belki bizim de biraz öyle davranmamız gerekir. İtalyan ortağımız buna yanaşmıyor. Kastettiğim buydu.
- Ortağınızın Türkiye’den gitmesi söz konusu mu?
- Dünyanın bugünkü ortamında Türkiye’den daha iyi yer mi bulacaklar... Nereye gidebilirler ki... Hiç sanmıyorum gitmek istediklerini...
- Belki bir miktar kaynağa ihtiyaçları olur. Öyle bir olasılıkta hisse satarlarsa alır mısınız?
- Keşke...
- Yapı Kredi’de ortağınızın tüm hisselerini almak ister misiniz?
- Satmak isterlerse almayı ciddi anlamda düşünürüz...
Duraksayıp, Turgay Durak’a dönerek Yapı Kredi’nin değerini anımsattı:
- Sayın CEO, Yapı Kredi’yi 1.5 milyar dolara almıştık, şimdi piyasa değeri 18 milyar dolar mı?
Durak yanıtladı:
- 17 milyar dolar...
Sonra konu otomotive kaydı:
- Ford Otosan, 630 milyon dolarlık yatırım kararı açıkladı. Tofaş’ta hafif ticari araçtaki ataklarınızın dışında yeni bir plan var mı?
Turgay Durak araya girdi:
- Otomobilde model yenileme süresi 6 yıla, hafif ticari araçta 8-10 yıla indi. Bu süre içinde örneğin hafif ticaride 50-75’er milyon dolarlık ek yatırımlar yapılır. Bunlar da az değildir...
Mustafa Koç, soruya asıl yanıtı verdi:
- Tofaş’ın şimdi C veya B segmentinde bir araç üretmeye ihtiyacı var...
- Sıfırdan, yeni bir model mi?
- Evet... Bu konuyu ortağımızla (Fiat) görüşüyoruz...
- Elektrikli otomobil söz konusu mu?
- O konu için başta şarj istasyonları olmak üzere daha zamana ihtiyaç var...
Koç, bir yandan Türk bankacılık sektöründeki fırsatları görüp, Yapı Kredi’de daha atak davranmaya çalışıyor...
Diğer taraftan başta Ford ve Tofaş olmak üzere, otomotivdeki öncülüğünün gereğini yerine getiriyor...
Böylelikle 72 bini aşkın doğrudan bordrolu “Koç Ailesi”ni de büyütüyor...
Yılda 1 milyar dolar yatırım yapıyoruz
MUSTAFA Koç, yabancı sermayeyi doğrudan yatırıma çekme konusunu açınca, Koç Grubu’nun yatırımlarını sorduk:
- Gündeminizde büyük bir yatırım var mı?
- Tüpraş’ın kararını aldığı 2 milyar dolarlık yatırım vardı...
Bir gazeteci arkadaş Ford Otosan’ı anımsattı:
- Ford Otosan da 630 milyon dolarlık yatırım açıklamıştı.
- Koç Grubu olarak zaten her yıl 1 milyar dolarlık yatırım yapıyoruz.
Turgay Durak, rakip ülkelere dikkat çekti:
- Türkiye yatırım için cazip ülkeler arasında. Ancak, bu konuda yalnız değiliz. Rakiplerimiz var. Yabancı sermayeyi doğrudan yatırıma çekmede rakiplerimizi de gözardı etmemeliyiz.
Eskisi gibi seçim ekonomisi olmaz işsizliğe bakalım
MUSTAFA Koç’a sorulan sorular arasında 2011 Haziran’ında gerçekleşecek genel seçimler de yer aldı:
- Seçim ekonomisi gibi bir beklentiniz var mı?
- Hükümet ekonomiyi iyi yönetti. Eski mantıkla bir seçim ekonomisi uygulanacağını sanmıyorum.
Ardından işsizliğe vurgu yaptı:
- En büyük sorunumuz işsizlik... Bu konuya odaklanmamız, çözümler üretmemiz lazım... Yeni yatırımların olması lazım...
Dünya Türkiye’yi gıptayla izliyor doğrudan yatırım çekmeye bakalım
MUSTAFA Koç’un Koçtaş’ın açılış törenindeki şu sözleri dikkatimizi çekti, anımsattık:
- Konuşmanızda, “Bugün Türkiye normalleşme süreci yaşıyor, kuvvetli gelecek beklentisi var” dediniz. Bu sözlerinizi biraz açar mısınız?
- Aslında temkinli iyimserliği elden bırakmamak gerekir. Ama Avrupa’nın da durumu ortada...
Koç, ardından Sao Paulo’daki JP Morgan toplantısından örnek verdi:
- 15 gün kadar önce JP Morgan’ın bir toplantısı için Sao Paulo’daydım (Brezilya). Orada bütün yabancıların Türkiye’ye nasıl gıpta ile baktığını gördüm. Bundan gurur duydum.
Sonra da sözü 2008 yılı başlarına taşıdı:
- Biz de ısrarla Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’yla (IMF) anlaşma imzalayıp yoluna devam etmesi gerektiğini savunduk. Ancak, gördük ki, IMF’siz de gayet iyi oluyormuş. Türkiye krizi gerçekten çok iyi yönetti.
Bu noktada yabancı sermaye girişlerine değindi:
- Türkiye’ye sıcak para girişi var... Bunun doğrudan yatırıma dönüşmesi için elimizden geleni yapmamız lazım.
- Neler yapılabilir?
- Yatırım ortamını mümkün olduğunca daha çekici hale getirmek gerekir. Bu yönde çalışmalar olduğunu biliyoruz. Hızlandırmakta yarar var.
Koç, arada Kemal Derviş’in hakkını teslim etmeyi atlamadı:
- 2001 krizi sonrası atılan sağlam temeller, yapılan reformlar bizi global kriz sırasında çok yarar sağladı. Özellikle bankacılık sektörünün performansına çok olumlu yansıdı.
Kulağımızdan para fışkırdığını düşünmeyin ama dayanıklı tüketimde marka almak isteriz
MUSTAFA Koç’a, küçük ev aletleri konusunda bir ara General Electrik’le (GE) yürüttükleri görüşmeleri anımsattık:
- GE ve Electrolux’le yıllardır görüşüyoruz. Bir sonuç alabildiğimiz yok... Onların niyeti Türkiye pazarına yerleşmek.
Ardından Arçelik’in başarısına dikkat çekti:
- Arçelik bizim en önemli kozumuz. Bazı markaları bünyemize kattık. Bu alanda yeni markalar almak isteriz.
Sonra Yapı Kredi’yle ilgili soruya verdiği yanıt aklına geldi:
- “Yapı Kredi’de hisse almayı, dayanıklı tüketimde bünyemize yeni markalar katmayı isteriz” dedik diye kulaklarımızdan para fışkırdığını sanmayın. Yok öyle birşey...
Turgay Durak, Beko’nun dünyadaki başarısına vurgu yaptı:
- Beko, İngiltere’de yüzde 16’lık pazar payına ulaştı... Arçelik patent konusunda Türkiye’de lider konumunda... Az elektrik, az su harcayan çamaşır, bulaşık makineleri geliştiriyor. Bu konuda öncülük yapıyor.
Mustafa Koç ekledi:
- İngiltere’de yüzde 16’lık pazar payı çok önemli...
TÜSİAD’ın amblemi ‘soğuk savaş’ dönemini hatırlatıyor
MUSTAFA Koç, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı’na önümüzdeki dönem aday olmayacağı haberlerinin anımsatılması üzerine şu mesajı verdi:
- Bu konuyu henüz TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner’le görüşmüş değilim. Genel kurul tarihi yaklaşınca konuşuruz.
- Bırakmayı düşünüyor musunuz?
Biraz duraksadı:
- 6 yıldır YİK Başkanıyım. Uzun bir süre... Eğer, “Devam et” diye karar
alınırsa, buna uyarım.
Turgay Durak, Koç’un yardımına yetişti, mesajıni daha ortadan bir şekle dönüştürdü:
- Herşey, aramızda konuşup vereceğimiz karara bağlı. Genel kurulumuz ocak ayında. O zamana yakın konuşur, karar veririz.
- TÜSİAD’ın adındaki “İşadamları”nın “iş kadınları”nı da dikkate alınacak şekilde değiştirilmesi söz konusu
olacak mı?
- TÜSİAD’ın adının İngilizcesi uzundu, onu değiştirdik... Başka bir değişiklik düşünmüyoruz...
- Ya amblemi?
- TÜSİAD’ın amblemi “soğuk savaş” dönemini hatırlatıyordu. Bülent Eczacıbaşı döneminde
“tüten fabrika bacası”nın yerini ağaç aldı ama amblem çok eski kaldı. Değiştirmek gerekiyor. Bu konuda öneri götüreceğim.
Paylaş