Türkiye, hibrid otomobile akü geliştirebilir mi

Toyotasa Genel Müdürü İbrahim Orhon, Auris’le ulaştıkları ödülü alıp masaya döndü:

Birçok ithal modelimiz de var. Her sınıfta farklı kategorilerde ödüller verildi. Biz Toyotasa olarak Türkiye’de üretilen Auris’le ödül aldık.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Işık Dikmen araya girdi:

Bence otomotivde herhangi bir şekilde ’yerli-ithal’ ayrımı yapmamak gerekir. Otomobilin ’milliyeti’ olamaz. Bu tür ürünler için tüm dünyada geçerli ayrım ’kalite’ olmalı.

ODD Başkanı ve Renault-Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Türkiye’nin otomotivde marka yaratamamış olması nedeniyle yaşadığı ’hayıflanma’yı, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Ömer Burhanoğlu’ndan aktardığı bir gözlemle ortaya koydu.

Ömer Burhanoğlu, fındık hasadı için memleketine gittiğinde, komşu bahçenin sahibinin kullandıkları makineye dikkatle baktığını gördü. Makine, toplanan fındıkları yeşil kabuklarından ayırıyordu. Komşusunun gözünü makineden ayırmadığına takılan Burhanoğlu, sordu:

Hayırdır. Neden öyle bakıyorsunuz?

- Böyle bakarak, bu makineyi biz de yapabilir miyiz diye düşünüyorum.

Peki yapabilir miyiz?

- Ben asıl, "Bunu ilk üreten adam nasıl akıl etmiş" onu düşünüyorum.

İbrahim Aybar, Burhanoğlu’ndan bu kısa anekdotu anlattıktan sonra, Türk otomotiv sektörünün katma değer oranının daha da yükseltilmesi gereğine vurgu yaptı.

Toyota’nın Prius’la ’hibrid araç’ (hem benzin-hem elektrikle çalışan otomobil) başarısından da güç alan İbrahim Orhon, Türkiye’nin başarıyı buralarda araması gerektiğini savundu:

Şimdi hibrid araçlarda elektrikli motorun ana unsuru akü. Dünya giderek hibrid araçlara geçecek. Bu araçlara dönük aküyü geliştirmeye kafa yorması gerekir.

Araya girdim:

- Türkiye’deki akü üreticileri, hibrid araç aküsü üretemez mi?

Orhon yanıtladı:

Bazı çalışmalar olduğunu biliyorum ama bu işi hızla devreye sokmanın yolunu bulmak gerek.

Türkiye’deki yan sanayi şirketleri ’hibrid araç aküsü’ geliştirse...

Bunları Toyota ve Honda gibi ’hibrid araç’ta öne çıkan otomotiv devleri kullansa...

İyi olur...

Ulusoy, krizde 3 milyar doların keyfini çıkarıyor

SÜZER Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Süzer, Oyak Holding Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, Hürriyet Gazetesi Yayın Koordinatörü Fikret Ercan, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, işadamı Mustafa Küçükaslan, Hürriyet Gazetesi Yazarı Rahmi Turan, Vatan Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi Aydın Öztürk ve ben...

Buluşmanın gerekçesi, kısa süre önce yitirdiğimiz Turgut Dinsel’i anmak, onunla yaşanan anıları tazelemek. Masada elbette 2-3 saat Turgut Dinsel’i konuştuk ama konu, ister istemez dünyada yaşanan, Türkiye’yi de etkileyen krize geldi.

Fırsat bulmuşken Coşkun Ulusoy’a sordum:

Oyakbank ile Axa Oyak Sigorta’daki payınızı sattıktan sonra elinizdeki nakit 3 milyar dolara kadar ulaşmıştı. Bu parayla yurtdışında fırsat kollayıp, şirket alımı yapabileceğinizi söylüyordunuz. Bir gelişme var mı?

- Kriz henüz dip noktasını bulmadı. Ben krizin etkilerinin çok da kolay geçmeyeceğini düşünüyorum. O yüzden bu ortamda nakitte kalmak Oyak Holding’in yaranına olacak.

Peki o parayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Çeşitli yatırım araçlarında ve grup şirketlerine kredi kullandırarak değerlendiriyoruz...

Dünya krizde kıvranırken, Türkiye de bundan önemli ölçüde etkilenirken, 3 milyar dolarlık nakite sırtını dayamak Coşkun Ulusoy ve ekibi için büyük avantaj olmalı...

Erdoğan, bağımsız kurullara ’O şimdi asker’ diye bakıyor

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın bir grup işadamını kabulü... Kabulde işadamları sözü Uluslararası Para Fonu’yla (IMF) süren görüşmelere getirdi. Erdoğan, IMF’yle anlaşmayı geciktiren maddelerden birinin, "Gelir İdaresi’nin bağımsızlığı" olduğunu aktarınca işadamları sordu:

Gelir İdaresi’nin bağımsız hale getirilmesi mümkün değil mi?

Erdoğan, pek taraftar olmadığını şu örnekle açıkladı:

Bağımsız kurullara atamayı yapıyoruz. Sonra oradaki arkadaşlar ’O şimdi asker’ gibi oluyor. Ara ki bulasın.

Erdoğan’ın "O şimdi asker" bakışı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu (EPDK), Rekabet Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi kurullardan, hatta Merkez Bankası’nın "bağımsızlığından" pek de memnun olmadığını ortaya koyuyor...