İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş ve ekibiyle Türk İhraç Ürünleri Sergisi için Tiran’a (Arnavutluk) gittiğimizde Zaman Gazetesi’nden Abdülhamit Yıldız, "Turgut Özal Eğitim Kompleksi"ni ziyarete gideceğini söyleyince ben de ona katıldım.
Okul yolunda bize Cihan Haber Ajansı’nın eski Tiran temsilcisi Ramadan eşlik etti. Komplekse anaokulunun bulunduğu noktadan girdik. Anaokulunun kapısındaki tabela dikkatimi çekti: "Zübeyde Hanım Anaokulu."
Öncelikle belirtmeliyim, "Turgut Özal Eğitim Kompleksi" de dünyada sayıları 1000’i aşan "Fethullah Gülen Okulları" diye bilinen eğitim kurumlarının halkalarından biri.
Arnavutluk’ta aynı zincirin 20’den fazla eğitim kurumundan oluşan halkası varmış. Hatta bunlardan 3-4 tanesi imam hatip okuluymuş. İmam hatip okullarına davetiyeyi Arnavutluk’taki Diyanet İşleri çıkarmış.
Çocuklar Turgut Özal Eğitim Kompleksi’ne 3 yaşındayken, anaokulundan giriyor, üniversiteyi bitirip, hayata atılmaya hazır hale gelebiliyor.
Komplekste en çok ilgimi çeken bölümlerden biri "akıllı sınıf"lar oldu. Henüz iki sınıf "akıllı"ydı. Söz konusu sınıfları "akıllı" yapan da "akıllı tahta"lardı.
Bizim öğrencilik döneminde adı "kara" olan, sonraki yıllarda yeşile, beyaza dönen yazı tahtası, sözünü ettiğim sınıflarda bilgisayarla bağlantılı hale getirilmiş.
Öğretmen tahtaya birşeyler yazdığında, anında önündeki bilgisayara da yansıyor. O bilgisayardan öğrencilere tahtadaki veriler e-mail şeklinde gönderilebiliyor. Aynı şekilde öğretmen, önündeki bilgisayardan birşeyler yazdığında tahtaya yansıtabiliyor.
Böylelikle, öğrencilerin tahtaya yazılanları doğru ve eksiksiz elde etme şansı yakalıyor. Öğrenci artık, "öğretmenim yazamadım, hemen silmeyin" gibi bir istekte bulunmuyor.
Okulun yöneticilerine sordum:
Akıllı tahtaların maliyeti nedir?
- 4 bin dolar dolayında...
Geçen gün Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı Zekeriya Yıldırım, yönetim kurulu üyeleri ve Darüşşafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Nilgün Akalın’ı dinlerken, Tiran’daki okul turunu anımsadım.
Zekeriya Yıldırım, "Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, 1921’deki 20 bin kuruşla, Darüşşafaka’nın önde gelen bağışçıları arasında. Bu durumu arşiv ve müzemizi düzenlerken farkettik" dediğinde, Tiran’daki "Zübeyde Hanım Anaokulu"na uzandım.
Sunumunuza göre okulunuzda 6 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. Bu gayet iyi bir oran. Acaba ’akıllı sınıf’larınız var mı?
- Henüz yok. Araştırıyoruz. Teknoloji hızlı geliştiği için fiyatları değişiyor. İlk baktığımızda 10 bin dolar maliyeti vardı...
Tiran’daki okulda bana 4 bin dolar olduğunu söylediler...
Darüşşafaka’dan gazeteye dönerken, Zübeyde Hanım’ın vasiyetini okudum, "Bir Darüşşafaka öğrencisi her Kadir Gecesi’nde hatim indirsin" diyordu.
Bir yanda Darüşşafaka’ya "hatim şartlı" bağış yapan Zübeyde Hanım...
Diğer tarafta Fethullah Gülen zincirindeki "Zübeyde Hanım Anaokulu"...
İşçi ’kısa çalışma’yı beklemiyor ’patron işten at beni’ diyor
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 1 Mayıs’ta gerçekleşen genel kurulundan önceki gece Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk’la sohbet ediyoruz:
- İşçilerimden 70 kişi kadarıyla ya vedalaşmam ya da onlar için ’kısa çalışma ödeneği’ başvurusu yapmam gerekiyordu.
Ne yaptınız?
- Arkadaşları topladım. Durumu anlattım.
Sizin ilk öneriniz ne oldu?
- Ben onlar için ’kısa çalışma ödeneği’ başvurusu yapmayı düşünüyordum. Bunu da kendilerine söyledim. O ödenek desteğiyle işçi arkadaşlarımı fabrikada tutabilecektim.
Onlar ne yanıt verdi?
- Hemen hepsi, ’patron bizi işten at, tazminatımızı ver’ dedi.
Neden?
- Birinci neden, hepsinin kredi kartı borcu olmasıydı. Tazminatlarını alıp, kredi kartı borçlarını kapatacaklar, 15 gün içinde de işsizlik ödeneğine kavuşacaklardı.
Kısa çalışma ödeneği isteyince sistem nasıl işliyor?
- Kısa çalışma ödeneğinin başlaması 3 ayı buluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) cuma günü şubat ayında yüzde 16.1’e ulaşan işsizlik rakamıyla yeni bir rekor kırıldığını duyurunca, Mehmet Balduk’la sohbeti anımsadım.
Aslında Balduk’un anlattığı, "tazminatımızı ver, kredi kartı borcumuzu kapatalım" örneği, Ford Otosan gibi birçok büyük şirkette de gündeme geldi.
Demek ki "kısa çalışma ödeneği", beklendiği gibi sağlıklı çalışmıyor...