Tarımı bilen bankacıyı transfer yarışı başladı

İSTANBUL Ortaköy’deki Radisson SAS Hotel’in Pupa Teras’ına girdiğimde, gazeteci-yapımcı-yönetmen Nebil Özgentürk’ü oldukça heyecanlı gördüm.

Özgentürk’ün heyecanının nedeni, DenizBank’ın "Türkiye Cumhuriyeti’nin 85’inci yılına armağan" olarak öngördüğü "Türkiye’nin Hatıra Defteri" belgeselinin sayfalarının ilk kez açılacak olmasıydı.

Nebil Özgentürk ve ekibi tamamı 600 dakikayı aşan belgesel için 1.5 yıl çalışmış, Sezen Aksu ve Fazıl Say’ın müziğini, Çetin Tekindor’la Cüneyt Türel’in sesini arkasına almıştı.

Gecenin ev sahibi DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO’su Hakan Ateş’le kısa gösterim öncesi sohbet ettik. DenizBank’ın bu yıl 2 bin 800 personel alma planı varmış. Bunun 1400’ünü emekli olan veya ayrılanların yerine, kalanını bankanın büyüme hedefleri için alınacaklar oluşturacakmış.

Söz personelden açılınca, Hakan Ateş, bankalar arasında yaşanan yeni yarışa dikkat çekti: "Tarıma dönük bankacılıkta önemli açılımlar ortaya koyduk. Tarımdaki potansiyeli gören rakiplerimiz, bizim bu konudaki tecrübeli elemanlarımızı 2-3 katı maaşla transfer ediyor."

DenizBank’ın tarıma dönük bankacılık işlemlerindeki güçlü altyapısı, 2001 krizinde el konulan Tarişbank’ın şubelerini satın alıp, bünyesine katmasından kaynaklanıyor. DenizBank, personel altyapısının gücü, üniversitelerden aldığı destekle tarıma dönük kredileri epey geliştirmiş.

Tarım kredileri vişneden armuda, pamuktan buğdaya her ürün için çeşitlendirilmiş. DenizBank ekipleri, her köyün "ödeme gücü haritası"nı çıkarmış. Tarımda "dönmeyen kredi" sıkıntısı şimdilik yaşamıyorlarmış.

Hakan Ateş, Türkiye’de tarıma dönük bankacılığın daha da gelişeceğinden emin: "Bizim tarım kredilerimizin büyüklüğü yakında 1 milyar YTL’ye çıkacak."

Ateş’in Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan bir isteği var: "Tarım kesimine yönlendirilen krediler tümüyle Ziraat Bankası’nın tekelinde. Bu konuda özel sektör bankalarına da artık görev verilmeli."

Ateş, bu isteğinin gerekçesini de şöyle irdeledi: "Ziraat Bankası’nın aracılık ettiği ’destek kredileri’nin faizi yüzde 8 dolayında. Biz ise normal kredi faizinin, yüzde 24’ün altına inemiyoruz. Çiftçi de daha çok Ziraat Bankası’na yöneliyor."

Hakan Ateş’e göre, tarıma dönük destek kredilerinde özel sektör bankalarının aracılık yapacağı modelin oluşturulmasında Türk Eximbank kaynaklı kredilerin örnek alınması mümkün: "Türk Eximbank’ın ihracat kredilerine nasıl aracılık ediyorsak, yüzde 8 faizli tarım destek kredilerine de aracılık yapabiliriz."

Ziraat Bankası, "tarım bankacılığının kalesi" özelliğini özel sektörle paylaşmak ister mi?

Sorunun yanıtı, ilgili bakanlarda...

5 bin dolar maaşla nalbant arayışınızı unutamıyorum Hocam

26 OCAK sabahı saat 06.00 Atatürk Havalimanı... Dün akşam Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum) çerçevesinde düzenlenen "Türk Gecesi"ne katılmak üzere İsviçre’ye uçacağım...

Bekleme salonunda Hürriyet’i açtım, Tufan Türenç’in Kocaeli Üniversitesi eski rektörü Prof. Baki Komsuoğlu’yla ilgili yazısını görünce yoğun iş ortamının insanı "bakar kör"e dönüştürdüğü duygusunu yaşadım.

Tufan Türenç’in yazısını okuyunca Baki Komsuoğlu’nu birkaç gün önce yitirdiğimizi öğrendim. Tufan Abi, Baki Hoca’nın 1999 depremine rağmen Kocaeli Üniversitesi’ni nasıl canla başla eğitime açık tutabildiğini, bugünkü muhteşem kampusun yapımındaki rolünü çok güzel anlatmıştı.

Ben Baki Komsuoğlu’nu bundan 4-5 yıl önce tanıdım. Kocaeli Üniversitesi’nde Atatürk Araştırmaları Merkezi Müdürü olan abim Hüseyin Munyar, Ali Kırca’yı üniversitede konferansa davet etmeyi düşünmüş, benden yardım istemişti.

Ali Kırca beni kırmadı, bacanağı sınıf arkadaşım Ali Er’i de alarak İzmit’e gittik. Baki Hoca, üniversitenin geçici rektörlük binasında bizi ağırladı, yeni kampus inşaatını ve üniversiteyi anlattı.

Baki Komsuoğlu, meslek yüksek okullarını açarken, özel sektörün ihtiyaçlarına göre hareket ettiklerini vurguladı: "Bu arada bir de atçılıkla ilgili meslek yüksek okulu açıyoruz, ancak eğitim verecek nalbant bulamıyoruz."

Baki Hoca’nın bu arayışa eklediği şu cümle hiç aklımdan çıkmadı: "Ayda 5 bin dolar maaşla nalbant arıyoruz."

Geçen yıl Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne konferansa gittiğimde şimdiki rektör Prof. Sezer Komsuoğlu’na (Baki Hoca’nın eşi) da uğradım. Atçılık meslek yüksek okulunun durumunu sordum: "Mezunları ya Paris’e ya Dubai’ye gidiyor. Anında iş buluyorlar."

Atçılıkla ilgili meslek yüksek okulu, Baki Hoca’nın eğitimde ortaya koyduğu vizyonun küçük bir parçasıydı.

Mekanın cennet olsun Hocam....

Mey İçki, Davos’ta Türk Gecesi fırsatını kaçırmadı

DAVOS’ta dün akşam gerçekleşen "Türk Gecesi"nin hazırlık dönemiydi... Akbank Murahhas Azası Suzan Sabancı Dinçer, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Koç Holding Kurumsal İletişim ve Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç ve Doğan Medya Grubu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ’dan oluşan "dört arkadaş konsorsiyumu" ilk planlarını açıkladığında Mey İçki’nin CEO’su Galip Yorgancıoğlu hemen harekete geçti.

Yorgancıoğlu, hemen Suzan Sabancı Dinçer’i aradı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Danışmanı Cüneyd Zapsu’nun da destek verdiği gecenin içki sponsoru olmayı önerdi.

Suzan Sabancı Dinçer, konuyu konsorsiyumdaki arkadaşlarına açtı. Konsorsiyumun amacı zaten gece için Türk iş dünyasından mümkün olduğunca geniş destek almayı hedeflemişti. Diğer sponsorlara olduğu gibi Mey İçki’ye de kapı açıldı.

Tekirdağ Rakısı’ndan Buzbağ Rezerv şaraba, kahve likörüne kadar Mey İçki ürünleri gecede yerini aldı.

Böylece Mey İçki, Davos’taki "Türk Gecesi"nde etkili tanıtım fırsatını değerlendirmiş oldu...
Yazarın Tüm Yazıları