Suyu gömleğe damlamayan domates üretti, THY ve Metro’ya anında girdi

Nunhems Tohumculuk Genel Müdürü Süleyman Kenar da bize eşlik etmiş, önce “domates tohumu” bölümüne girdiğimizde, 1000’e yakın domates tohumu denediklerini öğrenmiştim.

Süleyman Kenar, serada yetiştirilen domatesler arasındaki farkı anlatmak bazılarını yarıp, içini gösterdi. Kenar’ın dikkatimi çektiği türlerden biri “Intense” oldu. Hemen Sebastian Guth araya girdi:

- Diyelim ki takım elbiseyle bir büfeye gidip domatesli sandviç istediniz. Ya da uçakta sandviç yiyorsunuz. Ne kadar özen gösterseniz de, sandviçin içindeki domatesin suyu gömleğinize damlar, sizin için sıkıntı olur.

* Anlattıklarınızın bu domatesle ne ilgisi var?

- Çünkü, bu domates “suyunu bırakmayan” bir cinstir...

* Nasıl yani?

Bu sorum üzerine Süleyman Kenar, elindeki domatesi yardı, gerçekten de tek damla su bırakmadı. Guth, anlattığı deneyle de kanıtlanınca sürdürdü:

- Şimdi bazı şirketler artık “suyunu bırakmayan domates” istemeye başladı.

* Tarım ürünlerinin normal özelliklerinin dışına çıkması, tüketiciyi her zaman kuşkulandırır. Bunda genlerle oynama durumu var mı?

- Tüketiciyi kuşkulandıracak, tedirgin edecek hiçbir durum söz konusu değil. Oldukça lezzetli...

Daha sonra Antalya’nın ve Türkiye’nin önde gelen domates üretici ve pazarlamacılarından Haspak Tarım, Gıda ve Paketleme Hizmetleri Sanayi ve Ticaret’e uğradık.

“Suyunu bırakmayan domates”i Haspak’ın Genel Müdürü İshak Özbek’ten de dinledim. Metro, Haspak ve Nunhems, birlikte “Suyunu bırakmayan domates” kampanyası başlatmışlardı. Metro marketler için bu konuda özel afişler hazırlanmıştı. Afişlerden birinde, özellikleri şöyle anlatılıyordu:

Kebaplarda: Mangalda damlayıp, ateşi söndürmez, piştiğinde şişten düşmez.

Menemende: Suyunu bırakmayan yapısı ve lezzetiyle geleneksel menemen yapımına uyumlu.

Sandviçlerde: Suyunu bırakmadığı için ekmeği ıslatmaz. Taze görünümünü ve lezzetini uzun süre korur.

Salatalarda: Suyunu bırakmadığı için salataların ömrünü uzatır.

İshak Özbek, müşterilerinden bir örnek daha verdi:

- Turkis Do&Co da “suyunu bırakmayan domates” alıyor bizden...

* Nasıl buldular sizi?

- Yurtdışından bu tür domates örnekleri biliyorlarmış. Araştırırken bizi buldular.

O gün Antalya’daki sera turunu tamamlayıp, İstanbul’a dönerken düşündüm:

“Gömlekleri domates lekesinden kurtardık ama eski lezzeti alabilecek miyiz?”

Üniversite sınavlarında‘Hayat Matematik’ farkı

OYAK Çimento İletişim Koordinatörü Hande Mistili Çelik’ten bir mesaj aldım:

“Hayat Matematiktir diyenler ÖSS’de kazandı...”

Oyak, Otomotiv ve Çimento Grubu Başkanı Celalettin Çağlar’ın önderliğinde 7 yıldır, yani 2002’den beri “Hayat Matematiktir” sloganıyla yarışma düzenliyor... Fırsat buldukça ödül törenlerini izliyor, lise öğrencilerinin oradaki heyecanını görüyorum.

Bu yıl Oyak’ın Liselerarası Matematik Yarışması finaline 17 ilden 68 öğrenci katılmış. Bu iller Adana, Balıkesir, Batman, Bolu, Düzce, Hatay, Kahramanmaraş, Kırıkkale, Manisa, Mardin, Ünye, Rize, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Zonguldak şeklinde sıralanıyor...

Oyak’ın bu yılki yarışmasına giren 68 öğrenciden 22’si tıp, 14’ü de mühendislik ve diğer bölümleri kazanmış...

Yani, “Hayat Matematiktir” diyen öğrencilerin üniversite sınavındaki başarısı yüzde 53’ü bulmuş...

Hepsine başarılar diliyorum...

Bazı turistler güzel okunan ezandan oldukça etkileniyor

TRT-1’deki sahur programına geçenlerde Sultanahmet Camii’nin imamı Emrullah Hatipoğlu konuk:

- Temmuz ayında ziyaretçi sayımız 700 bini aştı...

Rakamın yüksekliği, programın yapımcısının ilgisini çekti, Hatipoğlu sürdürdü:

- Bir bölümü Ramazan’a denk gelen ağustosta 1 milyonu bulabiliriz sanırım. Sultanahmet Camii, dünyada da önemli kutsal mekanlara yakın ilgi görüyor.

Emrullah Hatipoğlu, Sultanahmet Camii’ni ziyaret eden yabancı turistlerden örnekler verirken, güzel okunan ezanın etkisinden söz etti:

- Kuşkusuz tüm arkadaşlarımız ezanı içtenlikle, yürekten okuyor. Ancak, zaman zaman yorgunluklar olabiliyor. Ezan güzel okununca yabancı turistlerin bile çok etkilendiğini yakından gözlüyorum...

Hatipoğlu, TRT-1’deki sahur programı sayesinde 41 yıl önce görev yaptığı Beylerbeyi’nde bulunmaktan memnuniyetini dile getirerek veda etti...

Onun “güzel okunan ezan” vurgusu öne çıkan mesajlardan biri oldu...