SABANCI Üniversitesi öğretim üyesi ve “Arama” şirketinin sahibi Oğuz Babüroğlu’nun “Stakeholder” kuramını ortaya atan Prof. Edward Freeman’ın yarınki konferansını duyurmak için kullandığı deyim tartışma yarattı:
- “Paydaş”, “Stakeholder”ın Türkçe karşılığı değildir. Bu yanlış çeviriyi çöpe atalım. Oğuz Babüroğlu’na ilk itiraz, arkadaşı Prof. Ömer Baybars Tek’ten geldi: - “Paydaş” kelimesi yanlış çeviri değildir. Bunun yanlış çeviri olduğunu söylemek yanlıştır. Burada aslolan “Stockholder”, yani “hisse senedi sahipliği” kelimesinin yetersiz kalmasıdır. Prof. Ömer Baybars Tek, ilk gönderdiği kısa mesajın ardından konuyu biraz daha açmayı yeğledi: - “Stakeholder” (Paydaş) bir kuruluşta, organizasyonda, işletmede, doğrudan ya da dolaylı çıkarı (ilgisi, ilintisi, payı, bir anlamda hakkı) olan ve bu çıkarlarının o işletmenin faaliyetlerinden, hedeflerinden ve politikalarından etkilenebileceği kişi, grup, örgüt, kurum veya işletmelerdir. Ardından burada sözü edilen “çıkar”ın sadece maddi olmadığına değindi: - Buradaki, “ilgi, çıkar ya da pay” bazen maddi, bazen de sosyal anlamdadır. Örneğin, bir işletmede kilit paydaşlar, kredi verenler, bankalar, müşteriler, yöneticiler, çalışanlar, resmi kuruluşlar, hisse sahipleri (shareholders veya stockholders), tedarikçiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, işletmenin kaynaklarından yararlandığı toplum, şehir ve ülkedir. Prof. Tek, pay sahipliği üzerinde de durdu: - “Shareholder” ya da “stockholder” veya “pay sahipliği”, sadece hissedarların çıkarlarını maksimize etmeye odaklı bir yoldur. Yeniden “paydaş” deyimine döndü: - “Paydaş” ise çok daha geniş, ilgili her kesimin çıkarlarıyla ilişkilidir... Sözlerini Oğuz Babüroğlu’na çağrıyla bağladı: - Değerli bilim adamı dostum Prof. Oğuz Babüroğlu “Paydaş” kelimesinin yeterince açıklayıcı olmadığını düşünüyor olabilir. O zaman yerine yeni bir Türkçe kavramı da bulmak gerekir. Ama bana göre kavramı çöpe atmak pek kolay değil. Gerekli de görmüyorum. Prof. Çelik Kurdoğlu ise, Oğuz Babüroğlu’na hak verip, bir başka deyime dikkat çekti: - Sayın Babüroğlu haklı ama eksiği var. “Governance”nin karşılığı olarak “Yönetişim” denmesi yanılmanın ve yanıltmanın mükemmel örneği. Hacettepe Üniversitesi İşletmecilik Etik Merkezi Müdürü, Avrupa İş Etiği Örgütü Türkiye Başkanı Prof. Mahmut Arslan, terminolojik yanlışlıkla yıllardır mücadele ettiğini aktardı: - 15 yıldır iş etiği disiplini ile uğraşıyorum. 5 yıl İngiltere’de konu hakkında doktora yaptım. 1999’da yurda döndüm. O yıl genç bir doktor olarak katıldığım konferansta bir profesörün “Stakeholder” kavramını “Paydaş” olarak çevirdiğini hayretle gördüm ve itiraz ettim. Dikkate alınmadığım gibi, hoca bozuldu. Prof. Arslan, “Paydaş” deyiminin adını vermediği profesör sayesinde yanlış şekilde yayıldığına dikkat çekti: - Konferansta itiraz ettiğim hocanın bir yazısından Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) da alıntı yapıp, raporuna koydu. Böylece “Paydaş” kelimesinin yanlış kullanımı yaygınlaştı. “Stakeholder” kelimesinin Türkçe karşılığı konusunda kafa yorduğunu belirtip, ekledi: - Bence “Stakeholder”ın Türkçe karşılığı “Etkileşenler”dir. Bu kelime içinde “etkileme” ve “etkilenme”yi barındırır. Zaten “Stakeholder” da, “Bir işletmenin eylem ve politikalarından etkilenen ya da bunları etkileyen insan grubu” şeklinde tanımlanır. Görüldüğü gibi “Paydaş”ı savunan da var, karşı çıkan da... Yerine “Etkileşenler”i uygun gören bilim adamları da var... Öyle anlaşılıyor ki, yarın Sabancı Center’da Prof. Edward Freeman’ın vereceği konferans, “Paydaş” ve “Etkileşenler” tartışmasına sahne olacak...