Paylaş
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, yazarlarla gerçekleştirdiği sohbette, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu cari açık veren ülkelere dünyada yapılan, “5’li kırılgan” tanımlamasına itiraz etti:
- Bu ülkelerin 1990’lardaki gibi gelişmekte olan ülke krizleri yaşayabileceği iddiası haksızlık. Aradan geçen zaman içinde çok değişim oldu. Bankacılık sistemleri sağlamlaştı. Ülke rezervleri büyüdü. Makro dengeler düzeldi. Hatta kamu borçlarında düzelmeler oldu.
Türkiye’nin kamu borcu sorununun kalmadığını vurguladı:
- Ancak, Türkiye’nin kamu artı özel sektör dış borç sürdürülebilirliği sorunu hâlâ var. Yüzde 4-5 makul büyüme, dış borcumuzun milli gelire oranını değiştirmiyor. Bu orandaki açık da ciddi cari açık sayılmaz. Yalnız, ABD Merkez Bankası FED’in politika değiştirmesinden dolayı birkaç yıl projektörler üzerimize çevrili olacak.
Babacan’ın genel değerlendirmeleri sonrası soru-yanıt bölümüne geçildi:
- Gezi olaylarının yurt dışı etkisini silmek için ne yapıyorsunuz?
- Gezi olaylarından biz çok önemli şeyler öğrendik. Çevreciler ve onların arkasında sol örgütlerin dışında daha büyük kalabalıklar vardı. Bunu değerlendirdik. Daha kucaklayıcı olmamız lazımdı. Yaşam tarzına müdahaleden nefret suçuna kadar bazı düzenlemeleri paket içine koyduk.
Kuruu düzene karşı koyan bir haretten geldiklerini anımsattı:
- Düzenin ortasına oturarak demokrasiden geri gitmeyiz. Ama kabul edelim ki hepsini birden mükemmel yapamıyoruz. Sindire sindire gidiyoruz. Diyarbakır’daki o tabloyu 2003’te yapsaydık, herhalde bizi iktidarda bırakmazlardı. Zamanlama çok önemli.
2015 sonrası döneme baktı:
- 2015-2019 Haziran’ı arasındaki 4 yılda hiç seçim yok. 2019 seçimlerinin ardından 2023’e kadar da seçim yok. Böylesine 4 yıl artı 4 yıl iki dönem Türkiye için çok önemli reform yapma fırsatı sunuyor. Böyle bir fırsat penceremiz var. Bizim de reform yapma irademizde bir azalma yok.
- 2014 ve 2015 yıllarında seçimler ekonomik hedefleri nasıl etkiler?
- 1.5 yıl içinde 3 seçim olacak. Bu dönemde Meclis olarak rahat çalışacağımız aylar da olacak. Kapalı kalacağımız aylar da. Dışarısı açısından da sıkıntılı bir konjonktürdeyiz. ABD’nin yeni para politikası duruşuna karşı gelişen ülkeler olarak çok dikkatli olmalıyız.
Programları yaparken seçimleri öngördüklerini kaydetti:
- Hedeflerin içinde seçimler de var. Zaten harcamalarımızın 250 milyarlık kısmı ücret, maaş ve emekli maaşı şeklinde. 2014 ve 2015 yıllarında memurlar ne kadar zam alacaklarını biliyor. Kamuda çalışan işçiler biliyor. Zam oranları bütçe giderleri içinde yer alıyor. Bütçenin en büyük harcama kalemlerinde seçim etkisi olmayacak. Biz programı yaparken daha yüksek büyüme ve daha yüksek bir cari açık da alabilirdik. Bunu yapmadık.
Ölüm var, kalım var
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan’a AK Parti’nin 3 dönem sınırı anımsatıldı:
- Üç dönem milletvekili seçilme kısıtı ekonomide oluşturduğunuz çapa rölünü yıkmaz mı? Tutumunuz ne olacak?
- Sınırlamayı iç tüzüğe koyanlar arasında ben de vardım. Çok inanarak koyduk. Gelişmeler, ilerlemeler kişilere fazla bağımlı kalıyorsa iyi değil. Ölüm var, kalım var. Biz 2015 sonrasının planlarını iyi yapacağız. İyi bir geçişle de bu dönemi atlatmamız lazım. 2018’e kadar da planları yaptık. Ben 11 yıl once geldiğimde beni kimse tanıyor muydu?
Dalgalı günlerde 15 milyar dolar gitti
HAZİNE Müsteşarı İbrahim Çanakçı, Türkiye’den yaz aylarında ‘gezi ve Fed kararları’ etkisiyle çıkan para toplamının 15 milyar dolar olduğunu
söyledi. Çanakçı, “Nisan sonunda hisse senedi, tahvil ve swap’lardan oluşan yabancı varlığının tutarı 123 milyar dolardı. Dalga sırasında en düşük 108 milyar dolara kadar indi. 15 milyar dolarlık bir pik noktada çıkış oldu. Ama sonraki dönemde yabancı varlığı yeniden artmaya başladı ve 112 milyar dolara yükseldi. Nisan ayına göre halen 11 milyar dolar altında” diye konuştu.
Faizi artırmak kılıçla herkesi kesmek gibi olur
ALİ Babacan’a hükümetin faiz politikası soruldu:
- Tasarruf artışı veya harcama kısmak için faiz artırımı yerine taksitlendirmeleri sınırlama, harcamaları sınırlandırma gibi dolambaçlı yollara neden sapıyorsunuz?
- Faiz artışına gitmek kılıçla herkesi kesmek oluyor. Biz seçici oluyoruz. Düşük faiz ortamından KOBİ’lerimiz yararlansın istiyoruz. Yerli üretimin önünü açmayı hedefliyoruz. Otomobillerin yüzde 78’i ithal. Taksitlendirme sınırı her ürüne ve herkese aynı uygulan-
mıyor. Orada da seçici oluyoruz.
Paylaş