Paylaş
- Sasa’yı Hindistan kökenli şirkete satmayın.
Ekip bu çabasını önce şirket yönetimi nezdinde yürüttü:
- Sektörümüzü biraraya getirelim, Sasa’yı biz alalım.
Sonra konu Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’ya da taşındı:
- Sasa, renkli elyafı dünyada en kaliteli üreten bir şirket. Bu know-how’ı Hintlilere kaptırmak doğru olmaz.
Zeki Kıvanç, geçmiş yıllarda Sasa’ya nasıl sahip çıktıklarını anımsattı:
- Sasa’nın ürettiği elyafın ithal edilen benzerinin fiyatı bir ara 5 cent’e kadar indi. Bu fiyat Sasa’yı zorladı. Bunun üzerine sektör olarak bakanlığa başvurduk, Çin’den gelen elyafa ek vergi konulmasını istedik. Yani, Sasa için hammaddeyi içeride pahalı kullanmayı göze aldık. Nitekim o zaman 21 cent’e çıktı.
Ardından Sasa’nın Hintli firmaya satılmasını neden istemedikleri üzerinde durdu:
- Geçmişte pamukta yaşadık. Hintliler fiyatları yükseltip bizi çok sıkıştırdı. Sasa’yı alırlarsa, bir süre belki fiyatlar normal seyrinde gider. Ancak, daha sonra bize nefes aldırmayacak hareketler çekerler.
Kıvanç, Vahap Küçük’ün Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğü Küçükler Holding’e bağlı Trikotek’in Kilis’deki Elyaftriko tesislerinin açılışı sonrasındaki sohbetimizde Sasa’yı Hintli firmaya sattırmama lobisini Rekabet Kurumu’na da taşıdıklarını belirtti:
- Rekabet Kurumu’ndan bu satışa onay vermemesini istedik. Sasa Indorama’ya satılırsa, şirketin ürettiği elyaf tümüyle Hindistan’ın kontrolüne geçer. Bu da “hakim durum” yaratır.
Yürüttükleri lobiden bir başka örnek aktardı:
- Adana Büyükşehir Belediyesi, Sabancı’ya bağlı Temsa’dan 100 otobüs alıyordu. Biz Sasa işini çözene kadar alımı yavaşlatmalarını rica ettik.
Sonra şu noktanın altını çizdi:
- Yabancı sermayeye karşı değiliz. Sasa’nın Hintli firmaların kontrolüne geçmesini istemiyoruz.
Sasa’yı sektörün biraraya gelip alabileceğini de kaydetti:
- Sasa’yı Indorama’ya 60 milyon dolara satıyorlar. Aynı fiyata biz alalım. Ama Sabancı Grubu yüzde 49’u halka açık şirketin piyasa değerinin 180 milyon dolara çıktığını, yüzde 51’inin 90 milyon dolara yükseldiğini söylüyor.
Sasa’nın tekstil sektörüne etkisine de değindi:
- 28 milyar dolarlık tekstil-konfeksiyon ihracatımız var. Sasa, Hintli firmaya giderse, söz konusu ihracatın 7-8 milyar doları bu işten olumsuz etkilenebilir.
“Sasa’yı Hintli’ye satmayın” lobisinin Rekabet Kurumu ve belediye nezdinde girişimde bulunması, hammadde dengesinin kritikliğinin ortaya koyuyor.
Sasa yüzünden Temsa’nın işine ‘geçici fren’ koymak doğru bir yöntem midir?
Rekabet Kurumu ve Adana Büyükşehir Belediyesi, bu girişimlerden etkilenir mi?
Temsa havalimanı otobüsü üretecek
ADANA Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Gaziantep’te düzenlediği “İnovasyon Haftası” sırasında Temsa Global Adana Üretim Direktörü İbrahim Eserce’yi tanıştırdı:
- Temsa, havalimanlarında kullanılan “apron otobüsü” üretmeye hazırlanıyor. İbrahim Bey’in bunu Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Üyesi de olan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye anlatmasını istedim.
Temsa’nın Büyükekşi’ye sunumunu birlikte izledik:
- Şu anda ülkemizde geniş gövdeli apron otobüsü üretilmiyor. Biz, hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki yılın ikinci yarısında üretim gündeme gelebilir.
Sunum sonrası Zeki Kıvanç’a döndüm:
- Bir yandan Sasa lobisi için Temsa’nın Adana Büyükşehir Belediyesi’ne otobüs satışını geciktirmeye çalışırken, diğer taraftan aynı şirketin apron otobüsü projesine destek veriyorsunuz.
- Ben Adana’da üretim yapan Temsa’nın başarısı için elimden geleni yaparım. Sasa lobisi geçici bir durumdur.
Paylaş