Paylaş
Birliğe dışarıdan iletişim danışmanlığı hizmeti veren Tayfun Uçar’a Sydney’deki Türk okuluna gitmeyi önerdim. Uçar, oradaki transferlerimizi yürüten Royal in Black adlı şirketin sahibi olan şoförümüz Bülent Günay’a sordu:
- Yakınlarda Türk okulu var mı?
Bülent Günay, aynı ekibin kurduğu işadamları derneğinin yönetiminde olduğunu anımsatıp, bu soruyu memnuniyetle karşıladı:
- Eğer isterseniz hemen gidebiliriz...
Böylece Amity College’in lise ve üniversiteden oluşan kampusünün yolunu tuttuk. Okulda bizi Lise Müdürü Engin Eryılmaz karşıladı:
- Avustralya’da 15 okulumuz, 5 bin 500 öğrencimiz var. Okulların 6’sı Melbourne’da. Öğrencilerimizin yüzde 35’i Türk. Geri kalanları 40 milletten öğrenciler oluşturuyor.
Engin Eryılmaz, sohbet sırasında kişi başına geliri 40 bin doları aşan Avustralya’daki şu uygulamanın altını çizdi:
- Devlet özel okulda öğrenim gören öğrenci başına bir ödeme yapıyor. Okula yapılan ödeme 5 bin dolardan başlıyor. Yoksul öğrenciler için ödenen para 12 bin doları buluyor.
- Siz de devletten bu parayı alabiliyor musunuz?
- Devlet ayırım yapmadan tüm okullara öğrenci başına bu bedelleri ödüyor. Yalnız okullar süreki denetleniyor.
Eryılmaz’dan bu modeli dinlerken, 2012 yılında Skyturk’te Murat Sabuncu’nun yönettiği programa katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le sohbetimizden şu bölümü anımsadım:
- Diyelim ki, bir öğrencinin bize yıllık maliyeti 2 bin 500 lira. Biz ailelere yılda 1500 lira versek. Üstünü tamamlayabilen çocuğunu özel okula gönderse diye düşünüyorum.
Birkaç ay önce Yayın Direktörümüz Fikret Ercan, meslek büyüğümüz Aydın Öztürk ve işadamı Mustafa Küçükaslan’la Koray Dinsel’e ait Kalıp-San’ın Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni fabrikasını ziyarete gittiğimizde OSB’nin Müdürü Mehmet Özdoğan’la da sohbet ettik.
Özdoğan, Özel ÇOSB Anadolu Teknik Lisesi’ni anlatırken şu noktanın altını çizdi:
- Devlet, okulumuzdaki öğrenci başına yıllık 3 bin 500 lira ödeme yapıyor.
Mehmet Şimşek’in anlattığı örneği orada da anımsayıp sordum:
- Ne zaman başladı bu uygulama?
- Yeni başladı. Bizim gibi birkaç okulda deneme yapıyorlar.
Cemaatle dersane konusunda gerilim yaşayan hükümet, zamanla devleti eğitimden de çekip, öğrenci başına destekle özel okulları mı öne çıkaracak?
Bu yolla özel okullarda sağlanmaya çalışılacak “fırsat eşitliği”, dersaneleri yaratan koşulları ortadan kaldırmaya yetebilecek mi?
Böyle bir plan, Türkiye’deki tüm dersaneleri özel okula dönüştürür mü?
Sydney Üniversitesi’nin dersane işlettiği Avustralya, bu konuda Türkiye için örnek olabilir mi?
Yanlış algıyı bitirmek için ‘kürk’ü bırakıp ‘yünlü deri’ye geçtiler
TÜRKİYE Deri Vakfı (TÜRDEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ruken Mızraklı, 21-23 Kasım’da gerçekleşen 8. İstanbul Deri Fuarı’nın (İDF 2013) hedefini ortaya koydu:
- Deri ile ilgili farkındalığı artırmak. İnsanların deri dostu olmasını sağlamak.
- Doğa dostu insanlar deri giyim eşyasına karşı çıkar, giyeni şiddetle eleştirir. Siz “deri dostu olun” diyorsunuz. Mümkün mü?
- Biz, eti yenen hayvanların derisinden söz ediyoruz. Eti için kesilen hayvanların derisini değerlendiriyoruz. Onların çöpe gitmesini engelleyip 400 bin kişiye de istihdam yaratıyoruz.
Artık “kürk” deyimini kullanmadıklarını vurguladı:
- “Kürk” deyince herkesin aklına av hayvanları geliyor. O nedenle biz, “yünlü deri” deyimini tercih ediyoruz.
Bu arada Türkiye, “yünlü deri”de dünya birincisi. Tüm deri ürünlerinde dünya 3’üncü.
Sektörün toplam cirosunun 5 milyar dolar düzeyinde olduğunu kaydetti:
- Bunun 4 milyar doları ihracattan geliyor. 2023’te ihracat gelirini 10 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz.
5 milyar doların 4 milyar doları ihracattan olduğuna göre iç pazar pek “deri dostu” sayılmaz değil mi?
Paylaş