Oldu olacak zeytin ağaçlarını da söküp ihraç etmeye kalkalım
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
CUNDA Adası’nda Ayvalık Alibey Kültür Merkezi’nde "Türk Zeytinyağının İç ve Dış Pazarda Tanıtımı" panelini izliyoruz.
Paneli Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı yönetiyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli ile Tariş Ar-Ge Müdürü Mustafa Tan da konuşmacı...
Panelin soru-yanıt bölümünde Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı Salih Madra söz alıyor, Tariş’e yükleniyor: "Zeytinyağı bu yıl çok düştü. Dış pazarda şansımızı artırmak için ham dökme zeytinyağı da ihraç etmek istiyoruz. Ancak, Tariş önümüze engel çıkarıyor, önümüzü kesiyor. Bırakın malımızı istediğimiz gibi satalım."
Tariş Ar-Ge Müdürü Mustafa Tan, savunmaya geçiyor: "İşlenmiş dökme zeytinyağı ihraç ettiğinizde, onu şişeleyen ülkenin şirketi, etiketine yağın Türkiye’den gittiğini yazmak zorunda. Oysa ham dökme olarak gönderdiğinizde etikete kaynak ülkeyi dahi yazmıyorlar."
Salih Madra, Mustafa Tan’a karşı çıkıyor: "Yok öyle şey... Nereden çıkarıyorsunuz?.."
Tartışmanın daha da gerginleştiğini gören Oğuz Satıcı, ortamı sakinleştirmeye çalışıyor, Mustafa Tan da sözü bağlıyor: "Ham dökme zeytinyağı ihracı yasak değil, izne bağlı. Başvurun, izninizi alın, ihracatınızı gerçekleştirin."
Salih Madra, "izne bağlı"lığın görüntü olduğunu, bugüne kadar kimseye dökme ham zeytinyağı ihraç izni verilmediğine dikkat çekiyor.
Bu tartışma sürerken, ortağı Lio Yağ’daki ortağı Ragıp Arsan’la birlikte dökme zeytinyağı ihracatının piri sayılan Şevket Aksoy’a kimin haklı olduğunu soruyorum: "Dökme ham zeytinyağı ihraç etmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü, Tariş’ten Mustafa Bey’in dediği gibi, Türkiye’nin adı etiketlerdeki dipnotlarda bile geçmez."
Daha önce de yazmıştım, sözlerini daha sağlıklı değerlendirmek için bir kez daha hatırlatmamda yarar var. Türk zeytinyağına 30 yıl kapalı kalan ABD kapısını açan Lio Yağ, daha sonra üzerine "karışım yağ" yazmadan zeytinyağı ile fındık yağını karıştırarak ihraç ettiği için eleştirildi. Lio Yağ’ın iki ortağı son olarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’ndaki (İMKB) bazı manipülatörlere dönük yürütülen "keriz silkeleme operasyonu"yla gündeme geldi. Arsan ve Aksoy ağır cezalık oldu.
"Dökme yağ ihracı"ndaki çizgisine bakınca, Şevket Aksoy’un "dökme ham zeytinyağı" ihracına da taraftar olacağını düşünmüştüm. Oysa Aksoy, bunu doğru bulmuyordu.
Ayvalık’tan döndükten sonra konuyu bir de Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği eski Başkanı ve İş Bankası’na bağlı Fora Zeytin’in Genel Müdürü Deniz Ataç’a danıştım, tepki gösterdi: "Oldu olacak zeytin ağaçlarını söküp ihraç etsinler... Ham dökme zeytinyağı ihracına asla izin verilmemesi lazım."
Geçen yıl kilosu 6 YTL olan zeytinyağının fiyatının bu yıl 3.2-3.5 YTL’ye düşmesi üreticiye darbe vuruyor, bu doğru...
Ama bu darbeyi savuşturmanın yolu "binilen dal"ı kesmek mi? Başka yol bulunamaz mı?
Geçti eski baharlar, önümüzde kaç kiraz mevsimi var
YIL 1998... Okan Holding’in patronu Bekir Okan ile Tekofaks Grubu’nun patronu Ayhan Bermek ailece yemekteler...
Aralarındaki sohbetin konusu günlük kavgalara, çekişmelere, gerginliklere geldi... Hayatın kavgayla, çekişmeyle geçirilemeyecek kadar kısa olduğuna vurgu yaptılar...
Derken ortalama ömre takıldılar, Ayhan Bermek, "Çocukken, ’Şu Ali Dayı vefat etmiş, adam 70 yaşındaydı’ der, yaşına hayret ederdik" örneğini verdi. Bunun üzerine, Bekir Okan’la aralarında şu diyalog gelişti:
- Ayhancığım, bu durumda senin ne kadar zamanın kalmış olabilir.
- Şimdi 54 yaşındayım. Allah ömür verir, 70 yaş hesabıyla bakarsak 16 yılım kaldı.
Bekir Okan, önündeki kirazdan yemeye başladı:
- Yani Ayhancığım, 16 kez kiraz yiyeceksin, 16 kez kar göreceksin...
Bermek, bu sohbetten bir süre sonra iş için Londra’ya gitti. Orada Bekir Okan’ın, "16 kez daha kiraz yiyebileceksin" sözü geldi, hemen bahçıvanını aradı: "Yeni kiraz fidanları dikmiştin. O fidanlar büyüyüp, bana ne zaman kiraz verecek. Zaten şunun şurasında 16 kez kiraz yiyebileceğim. Benim bahçemden hemen kiraz yiyebilmem lazım."
Bahçıvan araştırdı, Bursa Kestel’den 12 yaşında kiraz ağaçları alıp, TIR’la Kurtköy’deki 10 dönüm arazisi olan evin bahçesine dikti.
Böylece bahçesinden her yıl kiraz yemeye başlayan Bermek bu olayıdost sohbetlerine hep anlatır oldu. Yine bir sohbet ortamında Sezen Aksu, Bermek’in kiraz öyküsünü dinledi.
Ve Bermek için büyük sürpriz, geçen şubatta Sezen Aksu’dan çıktı. Aksu, şubatta 63’üncü doğum gününü kutlayan Bermek’e sözlerini yazdığı şarkıyı gönderdi: "Geçti eski baharlar, önümüzde kaç kiraz mevsimi var..."
"Kiraz Mevsimi" adını taşıyan şarkıyı Cenk Eren seslendiriyor...
Bermek, şarkıyı dinlerken, "Önümde 7 kez kiraz yeme fırsatı kaldı" hesabı yapıyor...
Bermek’u daha nice "kiraz mevsimleri" diliyor, uyarısına katılıyorum:
Ömrümüz kavgayla, çekişmeyle geçiremeyecek kadar kısa... Değerini bilelim...