MÜSİAD’a en güzel yanıtı Sezer verdi

NTV’de Murat Birsel’in "Basın Odası"nda Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Bolat’a ilk sorum, "Başbakan Tayyip Erdoğan’dan hiç fırça yediniz mi" oldu.

Bolat’ın yanıtı beklediğim gibiydi: "Hayır..."

Oysa Erdoğan, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’ne (TÜSİAD), Başkanı Ömer Sabancı’ya, Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç’a "hoşuna gitmeyen açıklamaları yüzünden" arada fırça atıyordu. Bolat’a ikinci soruyu bu konuda yönelttim: "Başbakan’ın TÜSİAD’ı azarlamasına ne diyorsunuz?"

Bolat, her zamanki yumuşak üslubu içinde yanıtladı: "Biz diyalogdan yanayız. Sorunların diyalogla çözüleceğini düşünüyoruz."

Bunun üzerine Ömer Bolat’a MÜSİAD genel kurulunda yaptığı konuşmadaki şu bölümü okudum: "Ekonomide makamların çoğunluğu vekaletle yönetilmek zorunda kalınıyor. Eğitim-liyakat ve tecrübe itibariyle eksiği olmayıp, fazlası bulunan, performansları ile fark atan bu ülkenin altın çocuklarını içtiği içecek türü veya eşinin giyimi ile hırpalamak, onları veto etmek sadece ülkemize kaybettirir, yüreği vatan ve hizmet sevgisi ile dolu bu insanlara ise olsa olsa şeref beratı olur."

Bolat, bu sözleri yakından tanıdığı Albaraka Türk Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz’in Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmasının Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den dönmesi nedeniyle söylüyordu.

Konuşmayı hatırlatınca, Bolat ekleme de yaptı: "Hükümet seçmene taahhütte bulunmuş. Planladıklarını yapabilmesi için atamalar konusunda da elinin serbest kalması lazım."

Bolat, sonra da tezini güçlendirmek için Uğur Mumcu’nun ünlü kitabının başlığına sarıldı: "Bir takım insanları ’Sakıncalı Piyade’ gibi görmemek lazım."

Erdoğan
, TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı’ya çıkışırken ne diyordu: "Biz sizin fabrikaları nasıl yönettiğinize karışıyor muyuz? Siz de bizim atama kararlarımıza karışmayın. Bize önerilerinizi söylediniz. Bunları kamuoyu önünde tartışmaya açmanın ne gereği var."

Aynı Erdoğan, "Vetolar şeref beratı sayılır" sözleriyle Sezer’i ağır dille eleştiren Bolat’ın konuşmasını ise beğenmişti.

Erdoğan, TÜSİAD’ın "Süreyya Serdengeçti’yi yeniden atamalıydınız" mesajına kızarken, Sezer, MÜSİAD’ın eleştirisini belki ciddiye bile almadı.

Sezer, hem Erdoğan ve hükümetine, hem de MÜSİAD’a yanıtı eşinin türbanına bakmadan, Merkez Bankası’nda 26 yıldır görev yapan Durmuş Yılmaz’ın Başkanlık kararnamesini onaylayarak verdi...

Artık Adnan Büyükdeniz, Sezer’in vetosunu "şeref beratı" olarak saklasın...

Merkez Bankası’nın "Durmuş Abisi"nin yolu açık, "duruşu dik" olsun...

Serdengeçti listesinde Yılmaz’ın da adı vardı

MERKEZ Bankası Başkanlığı’ndan 14 Mart 2006 akşamı emekli olan Süreyya Serdengeçti, 10 gün kadar veda ziyaretleri yaptı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından da kabul edildi, kendisini atayan eski Başbakan Bülent Ecevit’e de gitti...

Serdengeçti’ye veda ziyaretleri sırasında sordular: "Merkez Bankası Başkanlığı’na kimi önerirsiniz?"

Serdengeçti, her ziyarete gittiği makamda dört ismi tekrarladı: "Durmuş Yılmaz, Erdem Başçı, İbrahim Çanakçı ve Melih Nemli."

Durmuş Yılmaz’ı Merkez Bankası İdare Meclisi üyeliğine de kendi döneminde Süreyya Serdengeçti önermişti. Merkez Bankası Başkanlığı tartışmasının sürdüğü 35 gün boyunca gündeme gelenler arasında da bu dört isim vardı.

Sezer’
in onayının açıkladığı gün Serdengeçti Merkez Bankası’na gidip, bankadaki 26 yıllık arkadaşı Durmuş Yılmaz’a destek verdi.

Serdengeçti, Yılmaz’ın Merkez Bankası Başkanı olmasına seviniyor, Yılmaz da "Serdengeçti’nin bıraktığı yerden devam" mesajı veriyor... İzleyelim...

Saracoğlu, ’Ya Süreyya ya Durmuş’ diyordu

BU yılın ocak ayının ortaları, Koç Grubu’na bağlı Divan Oteli’nin 50’inci kuruluş yıldönümü gecesi... Merkez Bankası’nın Özal dönemi Başkanı, şimdinin Koç Holding Bankacılık ve Sigorta Grubu Başkanı Rüşdü Saracoğlu ile Merkez Bankası’nı konuşuyoruz.

Yapı Kredi Bankası’nın da Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda oturan Rüşdü Saracoğlu, Merkez Bankası Başkanlığı için iki adayı olduğunu belirtiyor: "İlk adayım Süreyya (Serdengeçti), ikincisi Durmuş (Yılmaz)."

Saracoğlu
, öncelikle Serdengeçti’nin beş yıllık başarılı görev dönemi sonunda yeniden atanması yönünde tavrını koyup, ekliyor: "Olmazsa, benim adayım Durmuş Yılmaz’dır. Tanıdığım, bildiğim herkese Durmuş’u anlatıyorum. Umarım tercih ederler."

Durmuş Yılmaz
’ın atamasının açıklandığı gün Saracoğlu’nu aradım, memnundu: "Gecikmeli de olsa hükümet doğru seçimi yaptı..."

Seçimin "iyi" olup olmadığını, Yılmaz’ın paramızı yönetme tekniği gösterecek...
Yazarın Tüm Yazıları