Paylaş
Buyelwa Sonjica, öncelikle Nelson Mandela’nın önderliği sonrasında ülkede yaşanan değişimlere dikkat çekip, anayasadaki bir maddeye vurgu yaptı:
- Anayasamız, “Doğal varlıklar Güney Afrikalı’ya aittir, bunu korumak hükümetlerin görevidir” der...
Ardından yasalarda bu yönde yapılan değişikliğe işaret etti:
- Güney Afrika’da madencilik yapmak isteyen yabancı şirketler yanlarına “siyah ortak” almak zorundadır. Bu ortağa verilecek hisse oranı en az yüzde 26’dır.
- Böyle bir ortaklık için maddi gücü yeterli olan siyah Güney Afrikalı kaç kişi vardır? Yabancı şirketler böyle ortakları nereden bulabiliyor?
- Güney Afrikalı elitler bu durumda öne çıkıyor. Ortaklık konusunda onlara şans doğuyor.
- Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında Rusya ve çevresindeki ülkelerde eski bürokratın birer işadamına dönüşmesine, yani “oligark” oluşuna benzer bir olay Güney Afrika’da da yaşanıyor demektir, değil mi?
Buyelva Sonjica, benzetmeyi beğendi:
- Yani, “Siyah Oligark” mı demek istiyorsunuz?
- Evet... Yüzde 26 siyah ortak zorunluluğu böyle bir kitle yaratacak gibi görünüyor.
- Öyle olabilir...
Burada şu noktanın altını çizdi:
- Güney Afrika’da madencilik yapacak şirketler yanlarına yüzde 26’lık hisseyle siyah ortak alırken bunu bedava yapmazlar. Siyah ortaktan bunun bedelini alırlar.
- Böyle bir birikim kaç siyah Güney Afrikalı’da var. Bu nedenle sizde de “oligark”ların oluşmasına yol açılıyor olmalı. Yani, bürokraside yabancıların zorlandığı kapıların açılmasını kolaylaştıranlar yüzde 26 hisseyi de elde ediyor olmalı...
Buyelwa Sonjica, aynı noktanın altını çizmekle yetindi:
- Güney Afrikalı siyahlara madenlerden yüzde 26’lık hisse bedavaya verilmez.
VTG Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vuslat Bayoğlu araya girip, karşımızda oturan iki siyah Güney Afrikalı’yı gösterdi:
- Bu arkadaşlar bizim yüzde 26 hisse verdiğimiz yerli ortaklarımız...
Sonra da konuyu daha iyi anlamamızı sağlamaya çalıştı:
- Eskiden Güney Afrika’da diyelim ki bir beyaz tarımla uğraşırken yerin üstü de, altı da ona aitti. Daha sonra bu durum değişti. Yerin üstü bir beyaza aitken, altındaki zenginliği çıkarmak üzere bir siyah Güney Afrikalı’ya ruhsat verilmeye başlandı. Bu uygulamanın amacı siyah Güney Afrikalı’ların ekonomik açıdan güçlenmelerini sağlamak.
- Yüzde 26 siyah ortak kuralı geçmiş yıllarda Güney Afrika’ya yerleşmiş dev batılı şirketler için de geçerli mi?
Buyelwa Sonjica yanıtladı:
- İstisnasız tüm yabancı şirketler bu kurala uymak zorunda. Yalnız geçmişten beri faaliyette bulunanlara bir geçiş süreci tanındı. Yani, birden bire yüzde 26 hisseyi vermek yerine, daha küçük bir oranla başlıyor, zamanla yüzde 26’ya kadar çıkıyor.
Güney Afrika yönetiminin, “En az yüzde 26 siyah ortak” kuralı ilk bakışta yıllarca sömürülmüş olan kitle için çok doğru bir karar gibi görünüyor, “En doğrusu bu” dedirtiyor...
Ancak, böyle bir zorunluluğun yabancı şirketlere “sorunlu ortak” derdi yaratabileceği olasılığını da yabana atmamak gerekiyor...
Artık bankalar çevreye özen göstermeyen madene kredi vermeye yanaşmıyor
GÜNEY Afrika’nın, eski Enerji ve Maden, Çevre ve Su Bakanı Buyelwa Sonjica, ülkesinde madenlerin işletmesi konusunda çevreye saygı konusu üzerinde titizlikle durunca, VTG Holding ortaklarına European Nickel’den (ENK) 40 milyon dolara devraldıkları Manisa Turgutlu’daki Çaldağ Nikel’i anımsattım:
- Bölgede madenin işletmesine karşı ciddi tepkiler var...
VTG Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Çaldağ Nikel Madencilik Genel Müdürü Cevat Er, ENK döneminden başlanarak bölgeye yapılan katkıları sıraladı:
- Çaldağ-Derbent bağlantı yolu hizmete açıldı, yöre halkı zahmetli yolculuklardan kurtuldu. Gediz Köprüsü yapıldı.
- Çaldağ bölgesindeki okullara bilgisayar, eğitim ve spor gereçleri sağlandı, laboratuvar malzemeleri temin edildi, bina iyileştirmeleri yapıldı. Orta öğretimde 121 öğrenciye burs sağlandı.
- Çevre köylerde köy tüzel kişiliği adına 4 bin 750 adet zeytin ve meyve ağacı, Turgutlu Irlamaz rekreasyon alanına 11 bin 250 ağaç dikildi. İzmir’de 15 bin, Demirci Eğitim Fakültesi ağaçlandırma sahasına 21 bin, Çaldağ’da 12 bin olmak üzere toplam 64 bin ağaç dikimine imza atıldı.
VTG Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Kantarcıgil, önemli bir ayrıntıya dikkat çekti:
- Artık bankalar çevreye özen göstermeyen, çevreye zararı dokunabilecek maden işletmelerine kredi vermiyor...
Dikilen binlerce ağaç, okullara verilen destek, öğrencilere burs, altyapı iyileştirmeleri ve bankaların titizliği, bölgedeki vatandaşları ikna etmeye yeter mi?
İlk siyah ortağımızla mahkemede hesaplaşıyoruz
JOHANNESBURG’ta Güney Afrika’nın, eski Enerji ve Maden, Çevre ve Su Bakanlarından Buyelwa Sonjica’yı dinlerken cep telefonuma düşen bir mail dikkatimi çekti:
- Güney Afrika’da bir madencilik şirketinin faaliyetlerini izliyorsunuz sanırım. Onlarla ilgili yazı ve haber yazarken dikkatli olun. Sizin de başınız ağrıyabilir.
Gelen maili hemen VTG Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Kantarcıgil’e göstedim:
- Bu ne anlama geliyor? Maili göndereni tanıyor musunuz?
- Burada görünen isim sahte gibi görünüyor ama kimin göndermiş olabileceğini kestirebiliyorum.
- Kim olabilir?
- Güney Afrika’daki ilk siyah ortağımızla bazı sorunlar yaşadık ve ayrıldık. Şu anda mahkemede hesaplaşıyoruz. Büyük olasılıkla size bu maili o göndermiş olabilir.
Çevreyi korumaya özen göstermeyen, ülkemizde artık madencilik yapamaz
GÜNEY Afrika eski Enerji ve Maden, Çevre ve Su Bakanı Buyelwa Sonjica, eski yılları anımsadı:
- Eskiden şirketler bir bölgede madeni çıkarır, işi bittikten sonra, yani rezerv tükenince alanı öylece bırakır giderdi. Şimdi bu durum değişti.
- Ne tür bir değişiklik oldu?
- Öncelikle şirket, çevreye saygılı davranacağını ispat etmedikçe maden ruhsatını alamıyor. Çevreyi koruma konusunda ikna edici bir program ortaya koyamayan ülkemizde madencilik yapamaz.
- Bu programlarda nelerin yer alması gerekiyor?
- Bir kere şirketler madeni çıkardıkları alanları rezerv bitince nasıl rehabilite edeceğini göstermek zorunda. Ayrıca madenlere yakın bölgede yaşayanlara dönük sosyal sorumluluk projelerini zorunlu tutuyoruz. Madem o bölgede yeraltı zenginliklerini çıkarıyorlar, o halde yöre halkının sosyo ekonomik gelişimine katkı yapmak zorundalar.
Eski dönemlerden örnek verdi:
- Geçmişte maden çıkarılan alanların çevresi neredeyse ölü şehirler haline gelmişti. Daha sonraları bu tür bölgelerin ekonomik açıdan canlandırılması faturasını hükümetlerimiz ödemek zorunda kaldı.
- Şirketlerden ne tür sosyal sorumluluk projeleri istiyorsunuz?
- Okul yapımından altyapı yatırımına kadar değişik alanlarda katkıda bulunmak söz konusu olabiliyor.
Sonjica, şu noktanın da altını çizdi:
- Artık madencilik şirketleri, işe başlamadan bölge halkını ikna etmek zorunda... Aksi halde direnişlerle karşılaşabiliyor...
Paylaş