Paylaş
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, İstanbul-Londra, Londra-Ankara yolculuğu sırasında İngiltere seyahatini izleyen gazetecilerle sohbet ederken ABD’deki Zarrab davasıyla ilgili şu yaklaşımla söze girdi:
- Tamam, bu dava hukuk meselesidir falan ama neticede bunun yine Türkiye, Türk siyaseti üzerinde bir algı operasyonuna, bir ekonomik sıkıştırmaya doğru yöneltildiği algısı bizde oluşmaya başladı.
Davayla ilgili yayılan dedikodulara dikkat çekti:
- “Şu kadar bankaya ceza gelebilir, Zarrab itirafçı oluyor, Türkiye’yi, Türk Hükümeti’ni suçlayabilir” gibi dedikodular yayılıyor.
Başbakan’a ABD’deki davanın bir hafta daha ertelendiğini, Zarrab’ın davada sanık olmaktan çıkarıldığı yönündeki açıklamaları anımsattık, şu yanıtı verdi:
- Zarrab’ın sanıktan tanığa dönüşeceği, ABD Hükümeti ile anlaşacağı söyleniyordu. Belli ki böyle bir süreç işliyor. Bunun izahı bu.
Türkiye’nin ambargo döneminde İran’la ilişkiler konusunda uluslararası hukuka uygun hareket ettiğini belirtti:
- Bizi bağlayan BM ambargo kararıdır. Türkiye’nin buna aykırı hiçbir tasarrufu olmamıştır. Dün de yoktu, bugün de, yarın da olmaz. Bu çok net.
“Biz ne yapmışız?” diye sorup sürdürdü:
- İran’a petrol karşılığı ilaç ve gıda göndermişiz. Adam petrolünü vermiş, parasını buraya park etmiş, ihtiyaçları görülmüş. Petrol ticareti de, altın ticareti de yapılmış. Çeşitli ülkelerle... Efendim orada dolara çevrilmiş, İran’a efektif olarak verilmiş. Biz nereye gittiğini takip etmeye mecbur muyuz? Yapana sormuyor, bize yöneliyor. Kaldı ki, bu işi yapanlar yasaklı firmalar değil. Yaptığı zaman hiçbir yasağı yok.
ABD’nin İran’la 60 Boeing için anlaşma yaptığını anımsattı:
- Onda ambargo mevzusu yok, yasak yok. Türkiye daha masum bir ticaret yapıyor, ambargo konusu oluyor, “Niye yapıyor?” diye soruluyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. İşin sonunda her şey ortaya çıkacak.
Yıldırım’a Fitch’in yayınladığı raporu anımsatıp, sorduk:
- Fitch, “Zarrab davasında Türk bankalarına ceza çıkarsa, reytingleri düşebilir. Türk Hükümeti bankalara destek olmazsa notları ülke notunun altına iner” diyor. Böyle bir durumda hükümetin tutumu ne olur?
- Biz bankalarımızla, reel sektörümüzle, finans piyasalarımızla bir bütünüz. Gayet tabii ki, ekonomimize topyekün saldırı yapıldığında, “Ben bankaların işine karışmam” diyecek halimiz yok. Böyle bir durumda kimseyi yalnız bırakmayız.
Türkiye’nin ekonomik taarruzlar dahil, tümünün üstesinden gelebilecek güce sahip olduğunu kaydetti:
- Şunu bilsinler ki, bizi öldürmeyen darbeler daha da güçlendiriyor. “Tam fırsatıdır, bunlara gününü gösterelim” diyenler çok büyük yanlış yapar. İşin sonunda kendileri kaybeder. Türkiye kaybetmez.
Yıldırım’ın “Bankaları yalnız bırakmayız” mesajı, Zarrab davasıyla gerilen piyasalar için önem taşıyor...
YABANCI YATIRIMCILAR GÜVEN MESAJI VERDİ
BAŞBAKAN Yıldırım, Londra’da iş dünyasıyla yaptığı toplantılarda öne çıkan soruları özetledi:
- Görüşmelerde bütün laf dönüp, dolaştı, “Türkiye ekonomisi iyi, büyüme yüksek, reel sektör başarılı, fakat kurdaki dalgalanmalar nereye gidecek, yatırımcının gelecek kaygıları nasıl giderilecek” gibi sorular ön plana çıktı.
Bu sorulara yanıtın toplantıya katılan, Türkiye’yi iyi bilen bazı yabancı yatırımcılardan geldiğini bildirdi:
- Türkiye’nin kültürüne, insanına daha aşinalığı olanlar biz söylemeden onlar kalkıp, “Türkiye’de buna benzer olaylar yeni değil. Türkiye son 10 yılda 10-15 sefer böyle zorlukla karşılaştı. Her seferinde üstesinden geldi. Onun için biz Türkiye’ye güveniyoruz” tarzında konuşmalar yaptılar.
Kurlardaki dalgalanmalara verdiği yanıtı da şöyle aktardı:
- Bu kur meselesi, maksatlı çıkarılan konular. Bunlar gelip geçici. Darbeden sonra da benzer durumu yaşadık. Tedbirlerle kısa sürede sıkışıklık sona erdi. Şimdi de benzer bir olay, ABD’deki dava, bankalar üzerinden çıkarılan dedikodular bu işi körüklüyor. Burada iyi niyet yok. Fakat, şartlar ne olursa olsun biz hem bankalarımıza sahip çıkarız, hem de yatırımcılara.
VARLIK FONU KURDUK DİYE HEMEN KUCAK DOLUSU PARA GELMEZ
BAŞBAKAN Yıldırım’a Varlık Fonu’nun gelecek planlarını sorduk, yanıtladı:
- Belki baştan beklentiyi yüksek tutmuş olabiliriz. Bu tip oluşumlar birçok ülkede ilk 8-10 yıl kendini ispatlamakla uğraşır. Singapur’un Temasek’i 5-6 yıl zarar etmiş, daha sonra toparlanmış. Dün kurduk, bugün hemen para sayacağız, böyle bir sistem yok.
Çin bankası ICBC ile Varlık Fonu arasındaki 5 milyar dolarlık görüşmeyi anımsattık, şu yanıtı verdi:
- Birkaç görüşme var. Bir, büyük fonlar var, onlar ilgileniyor. Rusya Varlık Fonu ciddi işbirliği öneriyor. Niyet mektubu imzalandı. ICBC de ilgileniyor, başka ilgilenenler de var. Burada hemen bugünden yarına kucak dolusu para gelecek gibi bir amaç yok. Varlık Fonu’nun böyle bir amacı da yok.
Paylaş