Kayyum atamalarında yanıt bekleyen sorular
MARDİN, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanmasının gerekçelerine bakıyorum.
Gerekçeler şöyle:
*
AHMET TÜRK (Mardin Belediye Başkanı)
- Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl ceza almak.
- Silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan devam eden dava.
- Silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan yürütülen soruşturma.
*
GÜLİSTAN SÖNÜK (Batman Belediye Başkanı)
- Silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası almak.
- Silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürütülen soruşturma.
- Silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan yürütülen soruşturma.
*
MEHMET KARAYILAN (Halfeti Belediye Başkanı)
- Silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan 6 yıl 3 ay 15 gün hapis ceza almak.
- Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma.
*
Şimdi gelelim yanıtlanması gereken sorulara:
*
Bu üç ismin aldıkları cezalar, seçimden önce alınmış cezalar mı, seçimden sonra alınmış cezalar mı? Bu üç isimle ilgili yürütülen soruşturmaların başlangıcı, seçim öncesi mi başlamış, seçim sonrası mı?
*
Eğer bu sorulara “seçim öncesi” diye yanıt veriliyorsa...
- BİR: Devlet bu üç ismin aday olmasına neden izin verdi?
- İKİ: Bu üç isim partileri tarafından neden aday gösterildi?
*
Kayyum tartışmasının sağlıklı biçimde yürütülebilmesi için bu soruların yanıtlanması şart.
KAYYUM OLAYLARI CHP’Yİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK
CHP’nin önünde iki büyük tehlike var:
*
-BİR: Milliyetçi / muhafazakâr oyları ürkütme tehlikesi.
-İKİ: DEM’le baş başa kalma tehlikesi.
*
Bu tehlikelerin gerçekleşmesi, Özgür Özel’in geliştirmeye çalıştığı politikanın iflası anlamına gelir.
CHP’nin tehlikeyi sezip sakin olması şart.
*
Ancak görünen o ki CHP, tehlikenin üzerine üzerine gitmeyi seçecek.
Mesela kayyum atamaları karşısında...
Biraz daha temkinli olmak yerine hemen galeyana gelmiş durumda.
*
DEM, bağımsız karar alabilen bir parti değil.
Bunu biliyoruz.
Kandil’in bu parti üzerindeki baskısı var, yaptırım gücü var, etkisi var.
Kandil dediğin de bir siyaset odağı falan değil.
Ne zaman hangi adımı atacağı ne zaman ne yapacağı belirsiz bir terör yapısı.
Bakınız: TUSAŞ saldırısı.
*
Bu şartlar altında kayıtsız şartsız DEM desteği, CHP’yi bugün olmasa bile yarın çok zor durumda bırakabilir.
*
CHP, ilkesel nedenler çerçevesinde sakin bir kayyum itirazıyla yetinmezse...
Bu işlerden çok olumsuz etkilenebilir.
HER TARAFINDAN DÖKÜLEN BİR EBRU GÜNDEŞ AÇIKLAMALARI
KONU ŞUDUR: Ankara Belediyesi, Ebru Gündeş’e bir konser için 69 milyon lira ödedi.
*
Özgür Özel şöyle demiş bu konuyla ilgili olarak:
*
“Ebru Gündeş, Reza Zarrab’ın eski eşi. Bu yüzden bu konser olmamalıydı.”
*
Bu yaklaşım Özgür Özel’e hiç yakışmadı. “Eski eş” olmak diye bir suç yoktur.
Ayrıca tartışma konusu Ebru Gündeş değildir, Ebru Gündeş’e ödendiği söylenen 69 milyon gibi astronomik ücrettir.
*
Mansur Yavaş şöyle demiş konuyla ilgili olarak:
*
“69 milyon iddiası için bir inceleme başlattım. Zaten parayı da henüz ödemedim.”
*
Bu açıklama da Mansur Yavaş’a hiç yakışmadı.
69 milyonluk anlaşma yapıldı mı, yapılmadı mı? Bu bir roket bilimi sorusu değil, dünyanın en basit sorusu. Bunun için inceleme başlatmak da neyin nesi?
Ayrıca parayı henüz ödememiş olmak, hiçbir şey ifade etmez. Önemli olan Ebru Gündeş’le yaptığınız anlaşma. Böyle bir anlaşma yaptınız mı, yapmadınız mı? Belediyede sizden habersiz böyle bir anlaşma yapılabiliyor mu?
YİYECEK EKMEK BULAMAZDINIZ MÜNASEBETSİZLİĞİNE SON
BAZI AK Partili milletvekilleri, zaman zaman milleti nankörlükle suçlayan açıklamalar yapıyorlar:
- Geçecek köprü bulamazdınız.
- Gidecek yol bulamazdınız.
- Yiyecek ekmek bulamazdınız.
*
Bu millet, nankör bir millet değil ki.
Yapılan hizmetleri göz önünde bulundurarak sizi 22 yıl iş başında tutan bir milletten söz ediyoruz.
Ne diye bu münasebetsiz afra tafraya girişiyorsunuz ki?
*
AK Parti Sakarya Milletvekili Lütfi Bayraktar’a sesleniyorum:
*
“AK Parti olmasaydı yiyecek ekmek bulamazdınız” cümlesini, hangi bağlamda söylemiş olursanız olun...
- Ayıptır.
- Milleti küçümsemektir.
- Münasebetsizdir.
- Kibir içermektedir.
İTİMAT TELKİN ETMEYEN İSİM: LÜTFÜ SAVAŞ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel...
Lütfü Savaş’ı Hatay’dan aday yapmak için kendi tabanıyla çatışmayı bile göze aldı.
Direndi, kötü adam olmayı göze aldı, sonuna kadar sahip çıktı ve Lütfü Savaş, Hatay’dan aday oldu.
*
Buna karşılık Lütfü Savaş ne yaptı?
İlk fırsatta “CHP demleniyor” türü bir açıklamayla...
CHP’yi ve Özgür Özel’i zor durumda bırakacak yaklaşımlar sergiledi.
*
CHP, ilk kez DEM’le münasebet mi kuruyor da Lütfü Savaş böyle diyor? Hayır. Lütfü Savaş partide mutlu mesut yaşarken de CHP, bu tür kayyum uygulamalarına itiraz ediyordu. Lütfü Savaş da herhangi bir rahatsızlık belirtmiyordu.
CHP’nin Ahmet Özer’i Esenyurt’tan aday göstermesine Lütfü Savaş’ın bir itirazı oldu mu? Böyle bir itirazı olmadığı gibi CHP’nin adayı olarak gayet de mutlu mesut CHP için çalışıyordu.
*
Yani Lütfü Savaş’ın itirazı, ilkesel bir itiraz değil.
Bu nedenle de Lütfü Savaş için söyleyeceğim tek şey var:
Hiç de itimat telkin eden biri değil.
