Paylaş
Batı’dan Önce
Doğu Dünya Düzenlerinin Yükselişi ve Düşüşü
- ISA John Ruggie En İyi Kitap Ödülü
- SSHA Altan Sharlin Anısına 2023 En İyi Kitap Ödülü
- ISA Northeasıt Yale H.Ferguson 2023 En İyi Kitap Ödülü
- ISA Guicciardini 2023 En İyi Tarih Kitabı Ödülü
- İngilizce’den Çeviren: Renan Akman
İthaf: “Bana tarihi bir yapbozmuş gibi sevmeyi öğreten babam Cihan Zarakol’un (1949 -2016) anısına bir Cihannüma”
Kısa tanıtma:
“Bu kitabı yazarken iki amacım vardı. Birincisi; Doğulu bir bakış açısıyla anlaşıldığı şekilde uluslararası tarihin ve dünya siyasetinin Avrupa merkezci olmayan bir versiyonunu yaratmak istedim... İkincisi; Asya’nın siyasi ve ekonomik dirilişi ve Asya tarih yazımının yakın gelecekte sapabileceği çok sayıda tehlikeli yol ortadayken, Asya tarihinin hiçbir ‘ulus’a, ‘medeniyet’e, ‘ırk’a ya da ‘din’e ait olmayan bir anlatısını sunmak istedim.
Batı’dan önce 13. yüzyılda Cengiz Hanın İmparatorluğu’yla başlıyor ve o zamandan 17. yüzyıla kadarki uluslararası ilişkiler tarihini (ve bunun 19. yüzyıldan günümüze gelen modern uluslararası düzendeki yansımalarını) anlatıyor. Bu dönemde dünyanın merkezi Avrupa değil. Dünyanın düzeni Asya merkezli: Siyaset orada, ticaret orada, rekabet orada, refah orada. Batı kitaptaki hikâyeye sonundan katılıyor. Çünkü en azından 16. yüzyıla kadar Avrupalılar hikâyenin önemli aktörleri, hele başrol oyuncusu kesinlikle değiller, o zamanki uluslararası sistemin kıyısında bulunuyorlar...
Modern uluslararası düzenimizin 19. yüzyılda ortaya çıkmasını mümkün kılan ‘Batı’nın yükselişiydi, bu düzenin merkezindeki imtiyazlı koltukta son iki yüz yıldır Avrupa/Batı oturuyor. Bu olgu güncel siyasetimizi sürekli olarak şekillendirmekle kalmadı, siyasi dünya tarihi anlayışımızı, dolayısıyla da uluslararası politika kurumlarımızı çarpıttı. Bir çokları değişmez bir biçimde, hikâyenin sonunu bu tarihten geriye doğru okudu...
Kitapta anlatılan tarihin izdüşümüne gelirsek... Hiçbir düzen zamanında ne kadar kalıcı gözükürse gözüksün, sonsuza kadar devam etmiyor.”
(Koç Üniversitesi Yayınları)
SU DENİNCE
SUYUN hayatımızdaki yerini belirtmeye, örneklemeye kitaplar yetmez.
Nihat Özdal’ın ‘Su Seyahatnamesi’ kitabından suyun ekseninde nehirleri, gölleri, denizleri bir edebiyat tadında öğreneceksiniz.
“İnsanoğlu ilk günden beri kurdukları şehirlerin yerini ‘su’ya göre yaslanarak belirlemişlerdi. Bir nehir, bir göl, bir deniz veya okyanus. Su şekillendirmiştir dünyayı. Dünyanın kaderini de... Nil deltasını anlamaya çalışan Antik Mısırlılardan Yeni Dünya’yı bulan kâşiflere kadar.
Şair Nihat Özdal, su ile özel ilişki kuranlardan. Sadece üstten değil, o dünyayı ‘içten’ de anlamaya çalışanlardan. Bazen bir fotoğraf makinesiyle bazen dalış ekipmanıyla. Su Seyahatnamesi onun iç içe diyalog kurduğu sulara ve çevresindekilere, şehirlere dair ‘anlık’ günlükler, seyahat notları. Derine inmek isteyenlere...”
Yazardan:
“Toprağın sırtı çalılarla, ağaçlarla, kayalarla, evlerle dolu; ne ağır yük. Daha fazla bir ağırlık yüklememek için belki zamanımın ve ağırlığımın önemli kısmını sulara veririm. Kök salmak, temel kazmak, bir yer duygusuna tutunmak, toprağın en nihayetinde istediğini almak için hazırlık süreçleri gibi. Dalış gözlüklerini takarken bedenimi de tüm toprak oluşlarından ve vaatlerinden sıyırmış hissediyorum. Nehirler, göller, denizler, okyanuslar neden yapıldı? Temel maddeleri tahmin edilebilir olandan ayrılmaları...
Macauiy haklı, kan ve deniz arasına o kadar fark yok. Bizde demir, onda magnezyum fazla. Doluluklarımızı attığımız, aktığımız haller de benzer. Başlangıcımızdaki sıvılığı zamanla unutmuşuz.
Bir şehirde doğmak belki bana unutturmadı, sonra denizlere, okyanuslara karıştım, sonra bir daha, bir daha...
Fırat Nehri, Halfeti.”
(Sus Seyahatnamesi - Nihat Özdal – Şehirler Arası, Kırmızı Kedi Yayınları)
DERGİLERDEN
- Sözcükler
Kasım – Aralık
- Cevat Çapan
Yaz Akşamları
“Şu Afrika kim bilir ne sıcaktır şimdi?”
Eski bir oyuncu Astrov’un bu sözlerini mırıldanıyor
Vanya Dayı’dan
Bizim de bir Tevfik Dayımız vardı
“Yemen sıcaktan yanıyordur bu mevsim” derdi,
Seferberlikte İngilizlere esir düştüğü günleri
Bize anlatırken
Kuyuda soğuttuğumuz karpuzu keserdik
Akşam serinliğinde, bahçede.
- Edebiyat Neye Yarar?
Cevat Çapan
- Yalnız Adamın Romanı: Aydaki Kadın
Oğuz Demiralp
- Arkadaş Z.Özger’e Dair
Tahir Abacı
Paylaş