Paylaş
- Ülkemizde demir-çelik üretimi ağırlıklı hurda ithalatına dayalı yürüyor. Türkiye, hurda demir-çelik ithalatında dünya lideri. Tüm tesisler cevhere dayalı üretime geçse, madeni ithal de etsek, cari açıkta 2.5 milyar dolarlık iyileşme sağlanabiliyor.
Sektör temsilcileri dönüşümün kolay olmayacağını savundu:
- Ülkemizde cevherden üretim yapan Erdemir, İsdemir gibi tesisler başlangıçta devlet eliyle kurulmuştur. Özel sektörde 1 milyar doları bu dönüşüme yatıracak şirket pek çıkmaz.
DEİK’e bağlı Türkiye-İrlanda İş Konseyi’nin organizasyonuyla Dublin’e giderken Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de konuyla ilgili şu düşüncesini paylaştı:
- Demir çelik şirketleri, yüksek fırın yatırımına tek başlarına güçlerinin yetmeyeceğini düşünüyor. Cevhere dayalı üretim ithalat faturasını düşürecekse, Türkiye Varlık Fonu, özel sektörle ortaklaşa bu yatırıma girebilir. Mevzuatı buna uygun.
Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci ile sohbet ederken Işık ve Zeybekci’nin mesajlarını anımsattım, önce Osmangazi Köprüsü serzenişini paylaştı:
- Osmangazi’de yüzde 37 Türkiye üretimi çelik kullanıldı. Gerisi ithal edildi. Oysa, yerli çelik kullanımı yüzde 85’e çıkabilirdi.
Umudunu Çanakkale 18 Mart Köprüsü’ne bağladı:
- Çanakkale’de yerli demir-çelik kullanımının daha fazla olmasını bekliyoruz.
Hammadede dışa bağımlılığın oluşturduğu kanıya dikkat çekti:
- Hammaddemiz ithal diye bizim ürünlere yerli gözüyle bakmıyorlar.
Bu yaklaşımın nedenine işaret etti:
- Bizim sektör yoğun olarak ithal hurda kullanıyor. Yerlilik oranımız yüzde 51’in altında kalıyor.
Hurdaya dayalı üretimin maliyeti istenen düzeye indirmeyi engellediğini kaydetti:
- Ayrıca hurdadan üretimde hedeflenen katma değer de sağlanamıyor. Cevhere dayalı üretime geçmek, kaliteyi yükseltmemize kapı açabilecek.
Sektörün yüksek fırın yatırımına soğuk durmasının nedenini paylaştı:
- Şirketler, elindekini kaybetmek istedemiği için büyük yatırım macerasına giremiyor. Yer tahsisi, uzun vadeli düşük faizli kredi gibi adımlar sektöre cesaret verebilir.
Cezayir’deki yatırımı yüksek fırınla birlikte 2.5 milyar dolara ulaşan Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Türkiye’de cevhere dayalı üretime geçmeye en yakın aday gibi görünüyor.
Varlık Fonu, cari açığı 2.5 milyar dolar azaltacak yatırımları tetikleyici rol oynar mı?
103 YERLİ ‘SÜPER MARKA’ ÇIKTI, TURİZM BARAJA TAKILDI
TÜRKİYE Temsilciliğini Dilek Koç ve Gürkan Kınacı’nın yürüttüğü Superbrands’in 2016’yı kapsayan “Türkiye’deki Süper Markalar” araştırması, turizmin geçen yılki sıkıntısını bir kez daha ortaya koydu.
4 bin 986 markayı önce uzman jüri değerlendirdi. 300 marka halk oylamasına kaldı. Sonuçta 181 marka barajı aşıp “Türkiye’nin Süper Markaları” ligine girdi. Bunların 103’ü yerli markalardan oluştu. 43 marka da ilk kez “süper lig”e girdi.
Dilek Koç, araştırmayı şöyle değerlendirdi:
- Bu yıl üzücü olan, kültür-sanat, turizm, gayrimenkul pazarlama, ofis mobilya ve malzemeleri gibi önemli kategorilerdeki markaların barajı aşamaması.
Superbrands, aday seçiminde teknoloji, yatırım, iş gücü kalitesi, yaratıcılık, markalaşma yatırımı, marka devamlılığı, sosyal sorumluluk projelerine katkı, çevre duyarlılığı, vergi sıralamasındaki yer gibi kriterleri dikkate alıyor.
1.5 MİLYAR DOLAR YATIRIYOR 12 YILDIR PARA VERMİYOR
DATİ Holding CEO’su Gökhan Kıran, geçen nisan ayında Doha’daki “Expo Qatar by Turkey”de sohbet ederken, Ataköy’deki yatırımın son durumunu anlattı:
- Toplam 1.5 milyar dolarlık yatırım planımız vardı. Mega yat limanımız devreye girdi. Yatırımlar 3 faz halinde sürecek.
Rezidans bloklarının inşaatına başladıklarını kaydetti:
- O bölüm 1.5-2 yılda biter. 3 fazı 5 yılda tamamlamayı planlıyoruz.
Dati’nin ortaklarının sabrına değindi: - 12 yıldır ortaklarımıza para (temettü) dağıtmıyoruz. Yine de yatırım için kaynak isteyince yanımızda oluyorlar.
Dati’de yüzde 9 payı temsil eden Nazım Kalkavan araya girdi:
- Gökhan’a güveniyoruz...
Paylaş