İthal çubuk gümrükte zorlandı, üzüm fidanıyla 1.5 milyon YTL’yi yakaladı

HAFTA içinde Kavaklıdere’nin patronlarından Ali Başman’la İzmir’den yola koyulduk, Manisa Akhisar’daki toplam 2 bin dönümü bulan bağlarında tura çıktık.

Kavaklıdere, Akhisar’da Merlot’dan Cabarnet Sauvignon’a, Öküzgözü’nden Boğazkere’ye, Syrah’a kadar 12 farklı türden üzümü denemeye başlamış, umut veren sonuçlar da elde etmiş.

Kavaklıdere Şarapları Murahhas Azası Ali Başman’ın bağcılıkla ilgilenen ekibiyle, Akhisar’daki bağların ortasında bulunan fabrikanın önünde buluşup, önce "fidan merkezi"ne yöneldik.

İthal üzüm fidanlarını her getirdiklerinde dikim dönemini kaçıracak kadar takılmalar yaşadıklarını gören Ali Başman, çareyi Akhisar’da bir fidan merkezi kurmakta bulmuş.

Merkeze girince, Antalya’da Grow Fide’nin sahibi Hasan Ünal’ın yarattığı ’fide ameliyathanesi’ni anımsadım. Hasan Ünal, topraktaki zararlılara daha dayanıklı olduğu saptanan bal kabağı fidelerini aşılayıp, kavun, karpuz, salatalık fidesine dönüştürüyor.

Kavaklıdere de benzeri şekilde daha dayanıklı olan "Amerikan çubuğu"na diğer üzüm türlerini aşılıyor. Aşılama ve üzüm fidanının dikim aşamasına gelinceye kadarki tüm evrelerinde kadınların el emeği, göz nurundan yararlanıyor.

Aşılama işlemi, mengene benzeri bir aletle gerçekleştiriliyor. Ardından sıcak parafinle korumaya alınan aşılanmış fidanlar, "yoğun bakım odası"nda bekletiliyor.

Kavaklıdere, yetiştirdiği fidanları kendi bağlarına dikmekle kalmıyor, başka bağ sahiplerine satış gerçekleştiriyor. Yılda elde edilen fidan sayısı artık 750 bini buluyor.

Üzüm fidanlarının her biri 2 YTL’yle 2.2 YTL arasında değişen fiyatlarla satılıyor. Kavaklıdere’nin kendi kullandığı fidanlar dahil bu alandaki cirosu yılda 1.5 milyon YTL’ye ulaşmış bulunuyor.

Kavaklıdere için artık bağlarını genişletmek amacıyla yurt dışından üzüm fidanı getirme gereği ortadan kalkmış görünüyor. Üzüm fidanını dayanıklı kılan "Amerikan çubuğu" getirtilip, soğuk hava depolarında aşılanma dönemlerini bekliyor.

Üzüm fidanları da el altında olduğuna göre, Kavaklıdere’nin "5 bin 500 dönümle Türkiye’nin en geniş bağ alanına sahip şarap üreticisi biziz" övüncünü daha yukarılara taşıması mümkün mü?

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan en azından sofra şarabının vergisini yüzde 45 indirmişken bile Ali Başman hálá tedirgin: "Şimdilik biraz soluklanalım istedik. Bakalım sektörümüz nereye doğru gidiyor onu görelim. Önümüzü açık görürsek sonra yola devam ederiz."

Başman’ın bağlardan sorumlu ekibinin aktardığına göre, sadece Akhisar’daki 2 bin dönüm bağ bile mevsimlik işçilerin girdi-çıktıları dahil, 23 bin kişilik işgücüne eşit emek istiyor...

Türkiye’nin şartları uyan her yöresinde en kıraç alanlardaki topraklarını değerlendirmeye yarayan şaraplık üzüm bağlarını oluşturmanın kime ne zararı var?..

Neden hálá onları ürkütüyoruz?..

"Parti kapatma sancısı" çekilirken buna yanıt verebilen çıkar mı?

Dördüncü şarap fabrikasını Elazığ’da kurma planı var

KAVAKLIDERE’nin ana şarap üretim merkezi Ankara’da Esenboğa Havalimanı’na çok yakın bir noktada bulunuyor.

Ancak, şirket Kapadokya’ya 12 milyon Euro, Manisa Akhisar’a da 6 milyon Euro yatırımla birer fabrika kurmuş. Bu iki fabrikada şarap üretiliyor, fıçılara konuluyor, sonra şişelenmek üzere Ankara’ya taşınıyor.

Çünkü, üzümü şarap fabrikasına uzun yoldan taşımak, epey özellik kaybettiriyor. Üzümü taşımaktansa, fıçılarla şarap taşımak işin özüne uygun duruyor.

Ali Başman’ın planları arasında önümüzdeki dönemde Elazığ’a da küçük bir şarap fabrikası kurmak var.

Eğer Kavaklıdere, fabrikayı kurarsa, Elazığlı üzüm üreticisinin, "Buzbağ Fabrikası’nın sahibi Mey İçki söz verdi ama üzümlerimizi almıyor ya da ucuza kapatmak istiyor" yakınması biraz olsun azalabilir...

Üzüm bağlarından çıkan ürünün hakkıyla değerlendirilmesi için Elazığ Üzüm Birliği’yle el ele çalışan Elazığ Valisi Muammer Muşmal da yüklenirse, Kavaklıdere şarap fabrikası kurma planını hızlandırabilir sanırım...

Üzüm bağlarındaki hastalığı güller haber veriyor

MANİSA Akhisar’da Kavaklıdere’nin bağını gezerken dikkatimi her uçta birer gül olması dikkatimi geçti.

Bağ sorumlularına sordum, yanıtı aldım: "Gül, çok narin bir bitkidir. Her türlü hastalık, böceklenme önce gülden başlar. Güllerimizde en küçük belirti görürsek hemen müdahale ederiz. Hastalık ya da böceklenme üzümlere sirayet etmeden önlemini alırız."

Kavaklıdere’nin bağ sorumluları, yanıtlarına "Gül ayrıca bağlarımızda daha güzel görüntü elde etmemizi de sağlıyor"u da eklemeyi ihmal etmedi...

Bağlara yatırdığı para 25 milyon Euro’yu buldu

KAVAKLIDERE şarapları Ankara’dan yola çıkmış, şimdi Türkiye’nin şaraplık üzüm yetişebilecek önemli yörelerine adım adım dağılmış.

Ankara’daki bağlara Kapadokya, Kırşehir, Denizli Güney, Manisa Akhisar ve Elazığ’ da eklemiş...

Kavaklıdere’nin bağ oluşturmaktan şarap tadımına kadar her konuda uzman patronu Ali Başman’a bu alandaki yatırımlarını sordum: "Bağlarımızdaki yatırımlarımız 25 milyon Euro’yu buldu."

Yani, Kavaklıdere’nin 5 bin 500 dönümlük bağlarında 1000’er kişilik istihdam kapısı açabilecek iki konfeksiyon yatırımını gerçekleştirmeye rahatlıkla yetecek kaynak yatıyor...

TIR üstünde gezebilen şarap şişeleme bandının ne zararı var

ALİ Başman, Manisa Akhisar’daki 6 milyon Euro’luk şarap fabrikasını gezerken artık şişeleme bandı kurmayı da düşündüklerini aktardı: "Hem Kapadokya’ya, hem de Akhisar’a birer şişeleme bandı kuracağız."

Başman, sonra duraksadı: "Aslında birkaç ay için şişeleme bandı yatırımını buralara bağlamaktan daha mantıklı yol var ama..."

Başman’ın "ama"sına takılıp, sorum: "Nedir o?"

Meğer dünyada TIR üzerinde gezebilen seyyar şişeleme bantları varmış. Kapadokya’da şişelemeye ihtiyaç mı var. TIR sürücüsü basacak gaza, soluğu Kapadokya’da alacak. Oradaki şişeleme bitince bu kez Akhisar’a uzanacak, sonra belki de Elazığ’a...

Ancak...

Türkiye’deki mevcut mevzuat şimdilik buna engelmiş. Daha doğrusu izin verecek birimler, "Ya o gezici şişeleme bandını taşıyan TIR, kaçak şarap üretiminde de kullanılırsa" kuşkusu yaşıyorlarmış...

Kavaklıdere gibi Türk şarap sektörünün en büyüklerinden birinin devreye sokmak istediği seyyar şişeleme fabrikasının izini sürmek çok mu zor?..

Bol sulanan üzüm hemen obez olur

KAVAKLIDERE, 5 bin 500 dönümlük üzüm bağının tamamına damlama sulama sistemi kurmuş. Bu sistem bir yandan sağlıklı sulama olanağı sağlarken, ülkemizin su kaynağının boşa akmasının da önüne geçiyor.

Ali Başman, şaraplık üzüm bağlarının fazla sulanmasının doğru olmadığına sıklıkla vurgu yapıyor: "Fazla sulama, üzüm fidanlarını obez yapıyor. Kökleri derinlere doğru inmek yerine yanlara doğru yayılıyor."

Üzüm fidanının köklerinin derinlere doğru inmesi, elde edilecek şarabın aromasını çok daha güzel hale getiriyormuş.

Ali Başman, bu durumu şöyle özetliyor: "Üzüm fidanını tembellikten uzak tutacaksınız. Bırakacaksınız, su ihtiyacını toprağın inebildiği derinlerinde arayacak. Böylece içtiğimiz şarap, damağımıza derinliklerdeki her türlü güzelliği taşıyacak."

Bağlarından daha fazla ürün alıp, gelirlerini artırabileceklerini sananlara duyurulur...

Boşuna fazla su verip, üzüm fidanlarınızı "obez" yapmayın... Suyumuzu da boşa akıtmayın...
Yazarın Tüm Yazıları