İstanbul Park’ın kesin faturası 1.5-2 ayda çıkacak
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BUGÜN bir yandan Formula 1 heyecanını yaşayalım, diğer taraftan da İstanbul Park’ta son durum nedir ona bakalım...
İstanbul Park’ın arkasında İstanbul Ticaret Odası (İTO), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İl Özel İdaresi’nin ortak olduğu Formula Yatırım A.Ş. (FİYAŞ) var. Formula 1 İstanbul Park’ı halen Motor Sporları ve Organizasyon A.Ş. (MSO) işletiyor.
İstanbul Park için yapılan yatırımın tutarı 230 milyon dolar dolayında bulunuyor. Ancak, İTO ve FİYAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, "Henüz maliyet hesabımız kesin sonuca ulaşmadı. Bizim teknik kadrolarımız, gözetim şirketinin elemanları ve inşaatı yapan şirketten arkadaşlar titizlikle kesin hesabı çıkarmaya çalışıyor" diyor.
Yalçıntaş’ın söylediğine göre, İstanbul Park’ın kesin maliyetine ulaşılması 1.5-2 ayı bulacak. İnşaatı yapan şirketle dava konusu olan 11 milyon YTL’lik bir bedel de davanın sonucuna göre belli olacak. Yalçıntaş, İstanbul Park’ın maliyetinin 230 milyon doları aşmasını pek beklemiyor.
Yalçıntaş’a hem yapım aşamasında, hem de ilk işletme yılında üzerinde çok tartışma yapılan İstanbul Park’ın bir yıllık bilançosunu soruyorum, ayrıntı vermek istemiyor: "15 milyon dolarlık bir ciro söz konusu diyebilirim."
Her ne kadar kimilerine göre geçen yılla karşılaştırılınca Formula 1’e bu yıl ilgi az gibi görünse de Yalçıntaş umudunu koruyor: "İnşallah geçen yılki ciromuzu aşacağız."
Yalçıntaş, bu yılki ciro için umutlu konuşsa da, hatta ilk hesaplara göre Formula 1’de bu yılki bilet gelirleri 13-14 milyon dolara dayansa da İstanbul Park’ın işletmesinin Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne (TÜRSAB) verilmesinde kararlı havası veriyor: "Bu pazarı da hayırlısıyla ve yüzümüzün akıyla atlatalım, sonra TÜRSAB’la ayrıntıları görüşeceğiz."
İstanbul Park’ın işletmesiyle ilgili ihaleye başlangıçta 11 şirket ilgi gösterdi. İş teklif aşamasına yaklaşınca Setur ve TÜRSAB’dan başka ilgilenen çıkmadı. Teklif aşamasında Setur da vazgeçti, TÜRSAB tek kaldı.
TÜRSAB, Formula 1 İstanbul Park’ı işletmek için yıllık 8.5 milyon dolar öneriyor. Yapacağı ek yatırımlar sonrasında devreye girecek yeni gelir alanlarından FİYAŞ’a yüzde 25 kár payı aktarmayı planlıyor. Formula 1 gelirleri ise bu kira sözleşmesinin dışında tutuluyor. Yani, Formula 1 gelirleri yine FİYAŞ’a kalıyor.
Yalçıntaş, "İstanbul Park’ı işletmek, İTO’nun TOBB’un, İstanbul Belediyesi’nin veya valiliğin işi değil" diye düşünüyor. Bu yüzden de kısa bir süre sonra TÜRSAB’la hukuki ayrıntılar üzerinde görüşüleceği anlaşılıyor.
TÜRSAB, geçen yılı 15 milyon dolar ciroyla geride bırakan İstanbul Park’a yılda 8.5 milyon dolar yıllık kira öneriyor. Bu öneri, TÜRSAB’ın İstanbul Park’ta çok daha yüksek ciro planladığını ortaya koyuyor.
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un İstanbul Park’ı işletme konusunda CNR Fuarcılık’ın patronu Ceyda Erem’e işbirliği önerisi götürdüğü de biliniyor.
Ancak, Ceyda Erem, Başaran Ulusoy’un Hürriyet’te yayınlanan, "İTO, ordu, orman idaresi ve vakıflarla ihtilafı olanlarla işbirliği yapmam" sözlerine içerlediğini vurguluyor.
Bakalım TÜRSAB’ın elinin değmesi, İstanbul Park’ta "ciro patlaması"na yol açacak mı?
Rakının 4x4’ünü de yapan olacak mı
GEÇENLERDE haftasonu kaçamağı için yolumuz İzmir Çeşme’ye düştü. Çimentaş’ın Genel Koordinatörü Mustafa Güçlü ve bir grup dostla, balık sofrasında buluştuk.
Tekel’in eski Genel Müdürlerinden olan Mustafa Güçlü, Elda İçecek’in yeni çıkardığı "Kara Efe" denemeyi önerdi. Masaya "Kara Efe Rakısı" geldi, şişeye baktım, "3 kez distile edilmiştir" yazıyor. Güçlü, rakıdaki ürün çeşitliliğine vurgu yaptı: "Bakalım 4 kez distile edilmişi, yani 4x4 rakıyı kim çıkaracak?"
Bu buluşmadan üç hafta kadar sonra bu kez 4-5 gün tatil için yine Çeşme’ye gittik. Mustafa Güçlü ve eşi Övül Güçlü ile yine balık sofrasına oturduk. Mustafa Güçlü, geçen seferden beğenmiş olacak ki "Kara Efe" istedi.
O sırada bulunduğumuz restorana Yeni Rakı’nın üreticisi Mey İçki’nin CEO’su Galip Yorgancıoğlu girdi, beni görünce masamıza yöneldi. Mustafa Güçlü’yü, Yorgancıoğlu’na Tekel eski Genel Müdürü olarak tanıttım. Yorgancıoğlu, hemen takıldı: "Sayın Güçlü, Tekel’i yönetmiş bir kişi olarak Yeni Rakı’yla başlayan rakı serimiz dururken nasıl olur da başka markaya yönelirsiniz?"
Araya girdim: "Galip Bey, Mustafa Bey sizden 4x4 rakı çıkarmanızı bekliyor..."
Yorgancıoğlu gülümseyip, rakiplerine taş attı: "Efendim, siz de iyi bilirsiniz ki, zaten rakılar neredeyse 20 kez distile ediliyor..."
Mustafa Güçlü, genelde Mey’in ürettiği rakı serisinden pek şaşmazdı. Yorgancıoğlu masamızdan ayrılınca Mustafa Güçlü’ye yorumunu sordum: "Kara Efe’de elbette fark var. 3 kez distile edilmesi bunda rol oynuyor. Kara Efe’de ağır anason kokusu ve acılık yok. Bu de 3 kez distile işleminden kaynaklanıyor."