Paylaş
- Babam İstanbul Tepebaşı’ndaki TRT binasını da kapsayan alanda “Suna Kıraç Kültür Merkezi”nin neden yapılamadığını ortaya koyan 10 yıllık öyküyü kitap haline getirdi. Ancak, yayınlamadı.
İnan Kıraç, söze girdi:
- Kitapta “Suna Kıraç Kültür Merkezi”yle ilgili yazışma ve görüşme ayrıntıları yer alıyor. Sayın Başbakanın (şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Kadir Topbaş’ın sahiplendiği projeyi hayata geçiremediğimize üzülüyorum.
Bugün nedenini kestirebildiğini belirtti:
- Bizim o projeyi de FETÖ engelledi.
Bir meslektaşımız sordu:
- “FETÖ engelledi” sözünüzde ciddi misiniz?
Kıraç, teyit etti:
- Projemizin hayata geçmemesinin başka izahı yok.
“İdealler Gerçekleşirken” kitabının yazarı Rıdvan Akar, kulağıma fısıldadı:
- Kitapta doğrudan “FETÖ” telaffuz edilmedi ama bir grubun projeyi engellediği anlatılıyor.
Kitaba baktım, o bölümde şu başlık vardı:
- İstanbul’un kaybı: Ukte
Tepebaşı’ndaki TRT binası ve çevresi fikrini Kıraç Ailesi’ne ilk dillendiren Enka Grubu’nun kurucusu Şarık Tara olmuştu:
- 2005’te bir açılış için Moskova’dayken Tara, Kıraç’a, “İstanbul’a neden büyük bir kültür merkezi yapmıyorsunuz?” dedi. Kıraç, böyle bir projeleri olduğunu belirtti. Tara, hayalindeki adresi aktardı: “Tepebaşı’ndaki TRT binası ve çevresini almayı deneyin.”
Kıraç, o yılın ilk aylarında İBB Başkanı Topbaş’tan randevu aldı, hedefini anlattı. Topbaş heyecanlandı:
- TRT binası ve otoparkın kültür merkezine verilmesi için desteğe hazırım. Ayrıca, Odakule binasının da Sadberk Hanım Müzesi’ne dönüştürülmesi aklımdan geçiyor.
Tepebaşı Kongre, Tiyatro TV Stüdyosu, Sergi Salonu ve kat otoparkı kompleksinin 58 bin 39 metrekarelik alanının 11 bin 619 metrekaresi TRT’ye, kalanı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aitti. Belediye, TRT’nin payını 2004’te almak istemişti. TRT o tarihte kendi bölümüne 4.5 milyon lira fiyat belirledi, İBB alımdan vazgeçti.
Kıraç, Topbaş’ın destek sözü üzerine kolları sıvadı. Bir yandan hukuki süreci araştırdı. Diğer taraftan Topbaş’a da danışarak projenin tasarımı için ABD’li ünlü mimar Frank Gehry ile anlaştı. Proje için Kıraç ailesinin başlangıç bütçesi 110 milyon dolardı.
Gehry az buldu:
- 150 milyon doları gözden çıkarın.
Proje 15 Temmuz 2005’te dönemin Başbakanı Erdoğan’a gösterildi. Erdoğan, Topbaş ve Mehmet Müezzinoğlu’nun bulunduğu ortamda şu mesajı verdi:
- Projeye desteğim tam. TRT tarafında pürüz çıkabilir. O arazinin İBB’ye devri için talimat verdim.
Daha sonra proje dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’a anlatıldı, Erdoğan’a da tasarım ve maketler üzerinden bir sunum daha yapıldı. Erdoğan uyardı:
- Arazinin devriyle ilgili sorun olursa beni bilgilendirin.
Şubat 2006’da İBB Meclisi, arazi ile ilgili şu kararı verdi:
- Özel kültür tesisi yapılabilir.
TRT kendi payının İBB’ye devri için fiyatı önce 16, sonra da 20 milyon liraya çıkardı. Ayrıca, “yeni stüdyo binası tahsisi” ön koşulunu öne sürdü. 4 Kasım 2007’de Topbaş, Kıraç ve dönemin TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, 3’lü görüştü. Şahin, bedel ve ön koşul ortaya koydu:
- Bizim yerin bedeli 14 milyon dolar artı KDV’dir. Ayrıca, İBB bize yeni stüdyo için yer vermeli.
TRT daha sonra fiyatı 24 milyon dolara yükseltti, Kıraç, Şahin’le bir kez daha görüştü. Şahin, İBB’deki bir “gruba” dikkat çekti:
- İBB’de Başbakan’ın (Tayyip Erdoğan) bile kontrol edemediği bazı sorunlar çıktı. Bu işten vazgeçin. Çok uzun sürer, paranız yetmez. Sonu belli olmayan bir maceraya girmiş olursunuz. İBB, otoparkın sözleşmesini 5 yıl uzattı. Hak sahipleri sizden büyük tazminat isteyebilir.
Kitapta bu bölüm, İnan Kıraç’ın şu sözüyle noktalandı:
- 10 yılın sonunda hayal kırıklığı yaşamak varmış. İstanbul, çok önemli bir eserden oldu.2010 yılında İBB’deki FETÖ’cüler için tanım, “Başbakan’ın bile kontrol edemediği sorunlar” mıydı?
Paylaş