İş Girişim’le ilk görüşte aşk yaşadı yiyecek-içecek işinde ‘büyük’lere sevindi

NUM Num ve Mikla’yla tanınan İstanbul Yiyecek İçecek Grubu’nun kurucusu Mehmet Gürs, restoranlarda dönen ciro konusunda ABD ve Türkiye karşılaştırmasıyla söze girdi:

Haberin Devamı

- ABD’de restoranların yıllık cirosu 632 milyar dolar. Türkiye’de simitçiler dahil 17 milyar dolar düzeyinde.

Ardından ev dışında yemek yemeye kişi başına harcama üzerinde durdu:

- Türkiye’de ev dışında yemek yemeye yılda kişi başına 230 dolar harcanıyor. ABD’de 2 bin 620 dolara çıkıyor. Bu durum kişi başı gelirle bağlantılı. ABD’de kişi başı gelir 47 bin dolar. Bizde 10 bin doları biraz aşıyor.

ABD’den Colony Capital’le ortaklıklarını anımsadı:

- Bir süre ortaklığımız devam etti. Daha sonra eşimle birlikte hisselerimizi geri aldık.

Sonra İş Girişim’le görüşmelerine değindi:

- İş Girişim’le “İlk görüşte aşk yaşadık” desem yeridir. Görüşmelerimiz oldukça kısa sürdü. İstanbul Yiyecek İçecek Grubu’nun yüzde 61.66’sını İş Girişim’e verdik. 27 milyon liralık yatırım yapmış oldular. Birlikte iyi bir büyüme sağlamayı planlıyoruz.

- Cironuz ne kadar?

- 25 milyon lira dolayında ciromuz var. Num Num ve Mikla’nın ardından yeni konseptler de deneyeceğiz.

Ardından Doğuş Grubu ile Esas Holding’in yiyecek-içecek sektörüne yönelmesine değindi:

- Bu işe büyük şirketlerin girmesi en doğrusu. Çünkü, bu endüstri de büyüyecek. Türkiye’nin en büyük sektörleri arasına girecek.

Yaratılan istihdama dikkat çekti:

- Bizim sektörde bir kişiye iş yaratmanın maliyeti 10 bin dolardır. Sanayide 100 bin doların altına inmez. Ayrıca bu sektör gençler ve kadınlar için önemli iş kapısı.

- Büyüklerin girmesi sektörün daha küçüklerini zorlamayacak mı?

- Elbette sert rekabet yaşanacak. Ancak, rekabet ortamı sektörün daha iyi yerlere gitmesine yarayacak.

- Yiyecek-içecek sektöründe kaç işletme var?

- Türkiye’de 30 bin dolayında işletme var. Bunların 10 bini İstanbul’da.

İşin turizm yönüne vurgu yaptı:

- Yeme-içme sektörü turizmin önemli bir parçası. Türkiye’ye gelen turist şu anda kişi başına 600-700 dolar bırakıyor. Bu rakamı yükseltmede bizim sektör de
önemli rol oynayacak.

Halkbank’la birlikte sponsor oldukları Mehmet Çebi’nin “Aşk-ı Nebi ve Zikir Taneleri” sergisinde Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Süleyman
Sözen’e sordum:

- Restoranlara ve bu alandaki bazı zincirlere yatırımlarınız nasıl gidiyor?

- Ferit Bey (Şahenk) o alanı çok iyi gördü. Şu anda iyi gidiyor. Özellikle yurtdışındaki alımlarımız da iyi oldu.

Doğuş ve Esas gibi grupların yiyecek-içecek işine girmesi, onları başka gruplarında izlemesi, İş Girişim’in İstanbul Yiyecek İçecek Grubu’na ortaklığı 17 milyar dolarlık toplam ciroyu ne kadar yukarı çeker?

Mehmet Gürs’ün üzerinde titizlikle durduğu, “fiyat-fayda dengesi” doğru şekilde sağlanır mı?

Yoksa büyükler işin içine girdi diye fiyatlar da büyür mü?

Haberin Devamı

Keşanlı Satır Et’i marka yaptı satışları yükseldi

Haberin Devamı

KEŞAN Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO), İpsala Ticaret Borsası (İTP) ve Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneği (KEYİAD) geçenlerde İstanbul’da Keşan Satır Et ve İpsala Pirincini tanıttı.

KEYİAD Başkanı Ahmet Eler, katılamadığım toplantıda aldığı notları bana gönderdi. Keşan Ticaret Odası Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun şu sözlerinin altını çizdi:

- Keşan Satır Eti 70’li yıllardan beri sofralarda. Bizim eti diğerlerinden ayıran en önemli özellik Güney Trakya Bölgesi Keşan-İpsala-Enez doğal ortamlarında yetişen yonca, kekik, arpa, buğday ve mısırla beslenmiş süt kuzularından elde edilmiş olması.

Helvacıoğlu, tescilin etkisini şöyle aktardı:

- Satır et hazırlanırken karışımın içine tuz dışında hiçbir katkı maddesi konulmaz. “Keşan Satır Et” adıyla Türk Patent Enstitüsü’nden onayı 19 Haziran 2011’de alıp tescilledik. Markalaşma girişimiyle birlikte satışlar yüzde 30 arttı.

Haberin Devamı

Anadolu lezzetlerine yöneldi ‘deli’ dediler

MEHMET Gürs, restoranlarında özellikle Anadolu lezzetlerini öne çıkardıklarını belirtti:

- Ben bu kararı aldığımda, “delisin” dediler. Şimdi mönümüz tümüyle Anadolu’da geçmişten günümüze uzanan lezzetlerden oluşuyor.

Ekibindeki antropologla birlikte sık sık Anadolu’nun köylerine kadar gittiklerini kaydetti:

- Evlere konuk oluyoruz, yaptıkları yemeklerden yiyoruz. Onları daha sonra mutfağımıza uyarlıyoruz.

 

Yazarın Tüm Yazıları