- İlaç sektöründe 5 bin kişinin işinden olabileceğini söylemiştiniz...
- Hükümetin Sosyal Güvenlik Kurumu (SG) üzerinden 2009’dan itibaren gerçekleştirdiği fiyat indirimleri, 2010’da sektörümüzü yüzde 25 küçülttü. 25 bin kişilik istihdamda 2 bin dolayında azalma gerçekleşti.
- Hükümetin bastırmasıyla gerçekleşen indirimler sektörünüzden toplam ne kadar götürdü?
- Toplam 3.5 milyar doları buldu...
Güner, bu noktada hükümeti kutlamayı ihmal etmedi:
- Aslında hükümet sağlıkta çok doğru adımlar attı. İlaca erişimi çok kolaylaştırdı. Üstelik fiyatları da Avrupa ülkelerinin en ucuzunun yüzde 30-50 dolayında altına çekti. Bu adımlar sektörümüzü zorlasa da helal olsun.
Ardından kocaman bir “Ama”yla sözlerini sürdürdü:
- Türk ilaç endüstrisi yapabilieceği özverinin sınırına dayandı. Hatta o sınırı delip geçtiler.
- Bundan sonra ne olacak?
- Hükümetle sektör olarak “ek protokol” yapmıştık. 2011 yılı ilaç harcaması için bütçede 15.6 milyar liralık tavan belirlendi. Protokole göre, ilaç sektörünün temsilcilerinin de içinde yer aldığı çalışma grubu, harcamaları üçer aylık dönemler halinde izleyecek. Sonuçlara göre önlemler alınacak.
Fiyat konusundaki tedirginliğini yeniden yansıttı:
- Artık fiyatlarda gerçekten gidecek yol kalmadı. Daha önceki indirimleri çaresiz kabul ettik. Bundan sonra fiyat dışı başka yöntemlerle SGK’nın ilaç harcama hedefine uyum sağlanmalı.
- Nedir bu önlemler?
- Örneğin israfı önleyip, “akılcı” ilaç kullanımı konusunda adımlar atılabilir.
Bu yöndeki en önemli adımı anımsattı:
- Aslında ilaç takip sistemi, bu yöntemlerden biriydi. Kafa göz yara yara ilaç takip sistemine geçtik. İyi de oldu.
Sistemin kurulması için yapılan yatırımların da altını çizdi:
- İlaç takip sisteminin kurulması için sektörümüz toplam 200 milyon liralık karekod yatırımı yaptı.
Engin Güner, Türkiye pazarının boyutuna vurgu yaptı:
- Dünya ilaç pazarı 1 trilyon doları buluyor. Türkiye, 15 milyar dolarlık bir pazara sahip. Dünyada 13’üncü durumda. 10’unculuğa doğru gidiyor. Yani, ilaç üreticileri için herşeye rağmen Türkiye önemli bir pazar.
Özellikle araştırmacı ilaç şirketlerinin yaşadığı tedirginliğe dikkat çekti:
- Tam Türkiye’yi dünya ilaç devlerinin Ar-Ge merkezi konumuna getirmek için çaba harcarken hükümetimizin fiyatla ilgili attığı adımlar, tedirginlik yarattı.
- Ne tür bir tedirginlik?
- Şirketler yeni yatırımlar yapmaya, Ar-Ge çalışmalarını Türkiye’ye yöneltmeye çekiniyor. 2010’da yaşanan yüzde 25’lik küçülme, bu tedirginliği artırdı.
Olayın yeni ilaç yönüne de değindi:
- Artık araştırmacı ilaç firmaları, dünyada yeni geliştirdikleri ilaçları hızla Türkiye pazarına getirmek istemiyorlar...
Türkiye’de ilacın Avrupa’daki en ucuz ülkeye oranla yüzde 30-50 daha ucuz olması çok önemli...
AİFD Başkan Yardımcısı Güner, “Helal olsun” diyerek hükümetin “hakkını” teslim ediyor...
Şimdi hükümetten, “Bizim açımızdan sınırlar delindi” mesajına kulak verilmesini istiyor...
1.5 milyar dolarlık ‘mal fazlası’ yarışı
AİFD Başkan Yardımcısı Engin Güner, üzerinde fazla durmamakla birlikte ilaçta “mal fazlası”na dikkat çekti:
- Sektörün önemli sorun-larından biri de “mal fazlası”...
- Nedir bu olay?
- Bir kutu ilacın yanında bir kutu da bedava veren şirketler var...
- “Bir kutu bedava”nın parasal boyutu nedir?
- 1.5 milyar doları bulur...
- Promos-yonlarda bir değişiklik var mı?
- Aşırı promosyon göze batıyor. Bu konuda “etik kurullar” devreye giriyor. Aşırı promosyon yapan şirketler uyarılıyor.
Daha çok promosyon olayı dikkati çekerken, sektörün maliyet konusunda 1.5 milyar dolarlık “mal fazlası” yarışına da odaklanması gerekiyor...
Bir sendika ve iki dernek ilaçta ‘tek ses’ arayacak
AİFD Başkan Yardımcısı Engin Güner, sektörde üç ayrı örgütün varlığına dikkat çekti:
? Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD): Başkanı Melih Memecan.
? İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası (İEİS): Başkanı Nezih Barut.
? Türkiye İlaç Sanayicileri Derneği (TİSD): Başkanı Cengiz Celayir.
Ardından yeni başlattıkları çalışmayı aktardı:
- Üç örgüt arasında görüşmeler başlattık. “Tek ses”e dönüşmek istiyoruz.
- Örgütlerin birleşmesi anlamında mı?
- Ortak platform oluşturmak istiyoruz.
Hükümetin de bu yöndeki isteğine vurgu yaptı:
- Hükümet de karşılarına “tek ses” şeklinde çıkmamızı istiyor. Mart ayından itibaren yetkililerle görüşmelerimiz olacak. O zamana kadar bu ortak platformun hayata geçmiş olmasını diliyoruz.
İlaç sektörü, yerli-yabancı, orjinal-jenerik ayrımı yapmaksızın “tek ses”e dönüşürse, hükümet karşısında “direnci” artar mı?
4 milyar dolarlık ithalata karşı 440 milyon dolar ihracat var
ENGİN Güner, ilaç sektöründeki “cari açık” konusuna dikkat çekti:
- Çoğu hammadde olmakla birlikte ilaç sektörünün 2010 yılı ithalatı 4 milyar dolar dolayında.
- Ya ihracat ne durumda?
- 440 milyon dolar...
- Ciddi cari açığınız var...
- Biz ihracatı daha çok artırmak, açığı azaltmak istiyoruz. O yüzden Türkiye’nin ilaçta Ar-Ge’yi çekebilecek ortamı yaratması gerekiyor.