Paylaş
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç’un ev sahibi olduğu buluşmadayız...
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer ile Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanlığını da yürüten Sabancı Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer ilk karşılaştığımız isimler arasında...
Suzan Sabancı Dinçer’le söze 54 yıl sonra ikinci kez İstanbul’da gerçekleşen Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası ortak toplantılarından girdik:
- IMF ve Dünya Bankası’nı başımız dik ağırlıyoruz...
- Bu sözünüzü biraz açar mısınız?
- Türk bankacılık sektörünün global krizde ortaya koyduğu başarılı performans ortada.
Suzan Sabancı Dinçer, ardından salı günkü Hazine ihalesini örnek gösterdi:
- Hazine’nin tahvil ihalesine müthiş talep vardı... Hazine, talebin yüzde 2’sini karşıladı... Yani, daha fazla borçlanmaya ihtiyacı kalmamıştı...
- Bu durumu nasıl yorumlamak gerekir?
- Faizlerin daha da düşeceğinin önemli bir işareti...
- Faizler düştükçe, tasarrufun mevduat dışında adres araması söz konusu olmaz mı?
- Elbette olabilir. Bizim bankacılar olarak tasarruf sahiplerine kurallar çerçevesinde yeni çözümler üretmemiz gerekebilir.
Araya Akbank Yönetim Kurulu Üyesi Özen Göksel girdi:
- Faiz hiç kazandırmaz noktaya gelince dövize yöneliş artabilir...
Bu noktada Suzan Sabancı Dinçer hatırlatma yaptı:
- Ya IMF’yle stand-by anlaşması olursa? O zaman döviz pek de iyi adres sayılmaz...
Sokaktaki vatandaşın döviz konusunda geliştirdiği davranışı Denizbank CEO’su Hakan Ateş ortaya koydu:
- Vatandaş artık döviz paniği yapmıyor... Döviz paniği 2001’de kaldı... Şimdi döviz yükseldiğinde vatandaş satışa geçiyor, böylece piyasa dengeleniyor. Sonra düşünce de alıp, yerine koyuyor.
Hakan Ateş, bu saptamasının ardından Suzan Sabancı Dinçer’in, “IMF ve Dünya Bankası’nı başımız dik karşılıyoruz” vurgusunu güçlendiren bir izlenim aktardı:
- Birkaç gün önce ana hissedarımız Dexia’nın yönetim kurulu toplantısı vardı. Orada bana, “Denizbank’ın grubumuz içindeki payı daha da arttı” diye takıldılar.
- Bu hem siz, hem Türkiye açısından olumlu puan...
- Elbette... Türk bankacılık sektörünün gücünü ortaya koyuyor. Bu yönüyle bizim açımızdan sevindirici. Ancak, dünyada bankacılık sektörünün sıkıntılarını bir an önce atlatması, hepimiz için gerekli...
2001’deki gibi bankacılık sancısı yaşamamak gerçekten Türkiye açısından dünya krizi ortamında büyük avantaj...
Ama... Global krizin Türkiye’ye “büyük küçülme” ve “rekor işsizlik”
şeklinde yansıdığını da unutmamak gerek...
Oto satışında son gün patlaması yaşadık
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nin ve Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’a sordum:
- ÖTV ve KDV indirimi bitti. Şimdi ne olacak?
- 30 Eylül’de tam anlamıyla “son gün satış patlaması” yaşadık... Bu indirimlerin bir şekilde sona ereceği belliydi. Şimdi bir süre satışlarda dramatik düşüş görülür. Yıl sonuna doğru piyasa “vergi indirimsiz” haline alışır...
- Peki yeni bir beklentiniz var mı?
- Aslında piyasalara gereksiz beklentiler yaşatmamak gerekiyor. Şimdi bizim için önemli olan ihracatın sağlıklı yürüyebilmesi, ihracat pazarlarımızın canlanması. Unutmayalım, 2001 krizinde bizi kurtaran ihracat olmuştu.
ÖTV ve KDV indirimlerinin sona ermesi konusunu TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’a da sordum:
- Aslında Ramazan Bayramı’nı dikkate alıp, vergi indirimlerine “bir-iki günlük tatil uzatması” yapılsaydı, eylül ayı rakamları çok daha yüksek çıkardı...
Ne Mustafa Koç, ne de Ali Kibar, “hurda indirimi”ne dönük çalışmaların üzerinde fazla durmadı...
Belli ki bu çalışmaların öyle birkaç günde bitebileceği yönünde umutlu değiller...
2010’a elinde nakitle giren avantajlı olacak
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi, Akfen ve TAV’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’la konuşuyoruz:
- TÜVTÜRK’teki payınızı satmanız söz konusuydu, ne oldu?
- Yakında netleşecek...
- Bu satış sizin için çok mu gerekliydi?
- Bu tür alım-satımlar doğal. Bence 2010’a elinde nakitle girebilen, yeni alımlar konusunda avantajlı olacak...
Rahmi Bey, ‘pis sakal’ sevmiyor
MUSTAFA Koç’a onun deyimiyle bir de “magazin” sorusu sordum:
- Neden sakal bıraktınız?
- Biraz da böyle denemek istedim... Sakalım çok mu önemli?
- Babanız ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, grubunuzda sakallı personel çalışmasından yana olmadığını açıklamış, o günlerde çok tartışılmıştı...
- Rahmi Bey, “pis sakal” (kirli sakal da deniyor) sevmez.
- Size bir şey demedi mi?
- İlk bir hafta takıldı, sonra vazgeçti...
- Peki kesmeyi düşünüyor musunuz?
- Bir süre böyle devam edeceğim...
Paylaş