ÖNCE Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Ercan Tezer aradı: "1000 Mühendise Kapıyı Açacak Yatırım IMF’ci Anne Krueger’den döndü başlıklı yazınızı okudum. Aynı sorun otomotiv sektörü için de geçerli."
Tezer, beni daha sonra Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal’ın da arayacağını bildirdi. Tezer’in amacı, "özel teşvik" konusunu bir vergi uzmanından dinlememdi.
Tezer, aramışken kısaca içini döktü: "Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la görüşüyoruz. Türkiye’ye 3-4 milyar dolar ek otomotiv yatırımı çekebilecek formüller öneriyoruz. Sayın Unakıtan formülü beğeniyor ama..."
Tezer, "Ama"dan sonra Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) dert yanıyor: "Önerilerimiz yazınızda belirttiğiniz gibi IMF’ye takılıp kalıyor."
Tezer’e göre IMF, yatırımlar için verilecek yeni teşvikler veya sağlanacak kolaylıklar konusunda "kısa vadede gelir kaybı yaratır" endişesi taşıyor. Bu yüzden de IMF, yüzde 6.5’lik faiz dışı fazlayı tepemizde "Demoklesi’n Kılıcı" gibi tutuyor.
Nitekim, IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger’in Türkiye’de 1000 mühendise iş kapısı açacak bir teknoloji yatırımı için istenen özel teşviklere karşı çıkması da bu tavrı ortaya koyuyor.
Başta Ercan Tezer olmak üzere otomotivden telekomünikasyona kadar birçok sektörün temsilcileri, IMF’nin Türkiye’nin karşısına böyle engel çıkarmasına içerliyor, bozuluyor.
Tezer hatırlatıyor: "Bize gelmesi gereken birçok otomotiv yatırımı artık daha iyi teşvik veren Doğu Avrupa ülkelerine kayıyor. 3-4 milyar dolarlık otomotiv yatırımını neden onlara kaptırıyoruz."
Ercan Tezer’le konuşmamızdan 5-10 dakika sonra Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal aradı, sonra konuyla ilgili hazırladığı notu gönderdi.
Uysal, öncelikle "yatırım indirimi"ne vurgu yaptı: "Kaldırılan yatırım indirimi, genel nitelikli ve kurumlar vergisi efektif yükünü yüzde 20’lere çeken, özellikle 2001 krizi sonrasında yatırımlara bürokratik koşul aranmadan uygulanan, krizden çıkışta son derece yararlı olmuş bir uygulamaydı."
Uysal, Doğu Avrupa ülkelerinde önemli yatırımlara özel kolaylıklar sağlandığına dikkat çekti: "IMF’nin kaygısı mali disiplini bozacak vergi indirimleri. IMF’nin kaygısını giderecek şekilde sadece yeni yatırımlar için ve o yatırımın doğuracağı kazanca uygulanmak üzere, yatırımın büyüklüğü, sağlayacağı istihdam ve ihracatla ilişkili indirimli kurumlar vergisi üzerinde çalıştık."
Uysal, gönderdiği notta soruyor:
Sınırlı süreyle sağlanacak kolaylıklarla artacak yatırımlarla güçlenen Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) yük olmaktan kurtulmaz mı?
İç dengeleri yanında dış dengesi de sağlıklı yapıya kavuşmuş, yüksek faizle borç servisini çevirmekten ve borç için el açmaktan kurtulan bir Türkiye, IMF’yi niçin rahatsız etsin?
Uysal, Türk işadamlarının dışarda "daha güvenli limanlar"da tuttuğu paranın 100 milyar doları bulduğu yorumlarına dikkat çekiyor, "Hiç olmazsa kendi paramızı çekecek önlemler alalım" çağrısı yapıyor. Uysal, yatırımların önünü açmada İtalyan modelinin örnek alınmasını öneriyor: "İtalya, 40 milyar Euro çekmeyi başardı..."
IMF’ye topyekün bastıralım, yatırım çekmemize engel olmasını önleyelim...
Teşekkürler İlhan Selçuk
MESLEĞİMİZİN büyük ustası İlhan Selçuk, Cumhuriyet’teki "Pencere"sinden dün bana yanıt verdi. Ülker’in Cola Turka’sını neden savunduğunu şöyle açıklamış:
"Bugün Türkiye, Amerikan gazozunun tekelindedir. Yabancının tekeline karşı çıkıyorum, ulusal çıkarı savunuyorum. Sözde İslam kisvesine bürünerek ülkeyi Amerikan gazoz tekeline peşkeş çeken AKP iktidarının maskesini düşürüyorum. AKP’nin Türkiye’deki ’İslami sermaye’yi vuracak kadar Amerika’ya bağımlı ve dışardan güdümlü olduğunu kanıtlıyorum..."
İlhan Selçuk ustamız -isim vermeden- Murat Ülker’le, Ülker Grubu’nun Sözcüsü Metin Yurdagül’le ve Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcılığı ile Ülker İstişare Konseyi Üyeliğini birarada yürüten Alev Coşkun’la çok yakın dost olduğunu vurgulamış. Yazısındaki bilgilerinin kaynağının Alev Coşkun değil, bizim sayfalarda yayınlananlar dahil, gazete ve TV haberleri olduğunu belirtmiş.
Ben o yazıyı, Ülker Grubu’na karşı olduğum için değil, İlhan Selçuk ustamızın Ülker’e ait Cola Turka’yı savunan yazıyı kaleme almasının, Cumhuriyet Gazetesi’nde bir değişimin işareti gördüğüm için yazdım.
Çünkü, Ülker Grubu bugüne kadar, "Cumhuriyet Pencere"sinden hep "İslami sermayeye" karşı çıkıp, ona göre tavır alırlardı... Şimdi bile Cumhuriyet’te "Spor ekimize Ülker nasıl sponsor olur" diye karşı çıkanlar var.
İlhan Selçuk ustamıza yanıtı için teşekkür edip, bir-iki küçük bilgi aktarmak istiyorum.
Ülker Grubu’nun yıllık cirosu 6 milyar dolar. Ülker, Cola Turka’yı ilk çıkardığı zaman sadece "market raflarına girme bedeli" olarak 10 milyon dolar harcadı, Amerikalılara Cola Turka içirip müthiş tanıtım yaptı, bir anda yüzde 20’lik pazar payına oturdu.
Türkiye kolalı içecek pazarının tartışmasız lideri Coca-Cola... İkincilik konusunda Cola Turka ile Pepsi-Cola arasında müthiş bir yarış var... Cola Turka’nın önde olma olasılığı yüksek...
Cola Turka’ya verilen "glikoz" cezasının büyüklüğüne gelince... 35 milyon YTL gerçekten çok yüksek bir rakam. Ülker Grubu, "Bu parayla bir fabrika kurulur" diye yanıp tutuşuyor...
Bakalım adaletin terazisi cezayı nasıl tartacak?..