İmama üç katı maaş verdim, cami derneği başkanına anında saldırdı

ŞİRKETİNİN merkezi İstanbul’da olan tekstil sektöründen bir işadamının kapısını bundan 8-10 yıl önce evinin bulunduğu bölgedeki cami yaptırma derneğinin temsilcileri çaldı:

 Camimiz için yardım bekliyoruz.

- Yardım ederim ama size bir önerim var. Tüm masraflar benden olsun, camiye babamın adını verin.

Söz konusu cami yaptırma derneğinin başında Türk iş dünyasının örgütlerinde görev yapmış, daha sonra siyasete girip, bakan da olmuş bir işadamı vardı. Dernek yönetimi konuyu tartıştı, sonucu muhatap işadamına bildirdi:

 Camiyi yaptırın, babanızın adını memnuniyetle koyarız.

Tekstilci işadamı özel projeler yaptırdı, tarihi çizgiler içeren tarzda mimariyle camiyi tamamladı. Babasının adını bir mermere özenle yazdırdı. Sıra caminin açılışına gelmişti. Açılıştan önceki akşam programı konuşmak üzere cami yaptırma derneğinin yolunu tuttu. Dernek merkezine girdiğinde gözlerine inanamadı. Cami yaptırma derneği başkanı, kendi yakınlarının adının yazılı olduğu bir tabela hazırlamıştı:

 Sayın başkan, bu tabela nedir?

- Camiye benim yakınlarımın adını vereceğiz.

 Camiyi ben yaptırdım, babamın adı olacak. Böyle konuşmuştuk.

- Öyle ama ben tabelayı hazırlattım...

Camiyi yaptıran işadamı sinirlerine hakim olamadı, dernek başkanının yakınlarının adının bulunduğu tabelaya tekmeyi koydu: "Buna müsaade etmem."

Derneğin diğer yöneticileriyle görüşen işadamı, sonunda o gece camiye babasının adını yazdırdı. Aradan bir süre geçti, dernek başkanıyla, camiyi yaptıran işadamı arasında "imam kavgası" çıktı. Camiye atanacak imam konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’yla, İstanbul Müftülüğü’yle irtibata geçen dernek başkanı, kendi belirlediği kişiyi istedi. Camiyi yaptıran işadamı itiraz etti:

 Günahını almayayım ama bu imamı gözüm tutmadı.

Dernek başkanı, camiyi yaptıran işadamının itirazını dikkate almadı, istediği imam atandı. İşadamı, itiraz ettiği imamın karakterini ortaya koymaya kararlıydı. İmama, kendi cebinden her ay maaşının üç katı kadar para vermeye başladı. Ekstra maaşı alan imam, vaazlarında cami yaptırma derneği başkanına yüklendi.

Atanması için uğraştığı imamın kendisi hakkında ileri geri konuştuğunu duyan dernek başkanı, anında operasyon başlattı. Kısa sürede o camiden uzaklaştırdı. Camiyi yaptıran işadamı cebinden maaş vermiş ama imamın karakterini de ortaya koymuştu. Dernek başkanı da yanıtını almıştı.

8-10 yıl önce yaşanan bu olayı, geçenlerde camiyi yaptıran işadamından tesadüfen dinledim... Ramazanın ilk günü sizlerle paylaşmak istedim... Çünkü, öyküden çıkaracak önemli dersler var...

Hayırlı ramazanlar...

Milli sporculara yüzde 100 burs veren üniversiteler var

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Perakendecilik Meclisi Başkan Yardımcısı, Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane’ye sektörü ve Teknosa’yı konuşurken, söz Pekin Olimpiyatları’ndaki "madalya yoksulluğumuz"a gelince iç geçirdi:

"Aldığımız sonuç beni çok utandırdı. Başta vakıf üniversiteleri olmak üzere, okullarda spor başarısıyla bağlantılı burslar verilse, başarı şansımız artar."

Mehmet Nane
’yle birlikte daha sonra Türkiye’deki "Arama Konferansları"nın öncüsü Oğuz Babüroğlu’nun "Arama" adlı şirketinin 20’nci kuruluş yıldönümü törenine uğradık. Babüroğlu, 1988’de başladığı "ortak akıl" oluşturma serisinde 500 konferansa ulaşmıştı.

Nane, aynı konuyu Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Oğuz Babüroğlu’na da açtı. Babüroğlu, konuyu sadece Sabancı Üniversitesi’nden beklentiymiş gibi algıladı: "Bunu genele yaymak gerek."

Ertesi gün Sabancı Holding Yönetim Kurulu ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’yla buluştuk:

 Olimpiyatlardaki başarısızlığımız ortada. Sportif başarıya dönük burs veremez misiniz?

- Aslında bu konuyu Mütevelli Heyeti’nde de konuştuk. Ancak, burs yönetmelikleri hep "eğitim başarısı"na odaklanmış durumda. Öncelikle bunların değişmesi gerek.

 Siz ayrıca fon oluşturamaz mısınız?

- Olabilir belki... Ancak, çocukları ilköğretimden itibaren yönlendirip, desteklemek gerek. Bu iş sadece üniversitelerle olmaz. Yine de hep birlikte formülü bulup, elden geleni yapmalıyız.

Daha sonra Okan Üniversitesi’nin kurucusu Bekir Okan’la başka konuyu konuşurken, aynı soruyu yönelttim: "Bizde milli sporculara dönük burs var. Milli sporcularımız üniversitemizin herhangi bir bölümüne girdiğinde, eğitim giderlerini tümüyle vakfımız karşılıyor."

Güler Sabancı’nın dediği gibi "sporcuya destek" ilköğretimden başlasa, Olimpiyatlardaki durumumuz biraz daha iyileşir sanırım.

THY yönetimine beni gönderen Tanıl Küçük

TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 9 Eylül’de gerçekleşecek seçiminde İsmail Gülle, Adnan Dalgakıran ve Ali Kahyaoğlu’yla yarışacak olan Mehmet Büyükekşi, kendisiyle ilgili, "AKP’nin adamı" eleştirilerine içerlemiş:

"1991’den beri İhracatçı Birlikleri’nin yönetimlerinde görevdeyim. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) yönetim kurulundayım. Bu görevlerimin çoğuna başladığım sırada AKP daha ortada yoktu."

Büyükekşi, Türk Eximbank yönetim kuruluna, Tunca Toskay dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı’yken ihracatçıları temsilen girmiş.

AKP döneminde girdiği tek yer ise Türk Hava Yolları (THY) yönetim kuruluymuş: "İSO yönetimi olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’a ziyarete gitmiştik. Tanıl Küçük’e, ’Sizi THY yönetimine alalım’ dedi. Tanıl Bey kabul etmedi. Bunun üzerine ’Bir isim verin’ dedi. Arkadaşlar düşündü, taşındı, Tanıl Bey en sonunda beni THY yönetim kurulu için önerdi. Böylece THY yönetimine girdim."

Büyükekşi
, düşünce olarak AKP’yle aynı çizgide ama partiyle doğrudan bağı yok... Türkiye’deki 40 bin ihracatçının bilgisine...
Yazarın Tüm Yazıları