Gümrük müşavirleriyle kurye şirketleri arasında ’küçük işler’ kavgası var
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
OLAYI İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği (İGMD) Başkanı Cihangir Önger anlattı.
İstanbul’daki bir profesör, ABD’den fiyatı 30 dolar olan bir kitap ısmarlamış. Kitap profesörün eline geçinceye kadar, gümrük gideri başta olmak üzere fatura 500 TL’ye çıkmış. Profesör de konuyu Gümrük Müsteşarlığı’na kadar taşımış.
İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Cihangir Önger, Başkan Yardımcısı Cemal İnce ve Genel Sekreter Ersel Yüksek’in anlattıklarına bakılırsa, "küçük gümrük işleri"nin hızlı kargo şirketlerine devredilmesine dönük çalışmalar da bunun üzerine başlamış.
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeyi bekleyen Gümrük Kanunu tasarısına da bu yönde madde eklenmiş. Buna göre, bedeli 150 Euro’ya kadar olan malların gümrük işlemleri "hızlı kargo-kurye şirketleri" tarafından tamamlanarak müşteriye ulaştırılacak.
Aslında bu durum müşteri lehine rahatlama getirecek bir adım gibi. Önger, bu yorumuma itiraz etti:
Gümrük müşavirleri, Türkiye’nin 340 milyar dolarlık dış ticaretinin yüzde 87’sinin yükünü çekiyor. Bu sektörde 50 bin kişi doğrudan, 20 bin kişi de dolaylı ekmek yiyor.
- Verdiğiniz rakamların "hızlı kargo-kurye şirketleri" konusuyla ne ilgisi var?
"Hızlı kargo-kurye şirketleri"nin 150 Euro’ya kadar olan mallarda gümrük işlemlerini tamamlaması için onlara "dolaylı yetki belgesi" vermiş olacaklar.
- Ne zararı var?
Küçük işlerin bizim faaliyetlerimizdeki payı yüzde 10-15. Bu oran belki küçük ama "gedik" açılırsa arkası gelir. O yüzden "hızlı kargo-kurye şirketleri"nin gümrük işlemleri yetkisi almasına karşı çıkıyoruz.
- Alternatif öneriniz nedir? Bakanlar Kurulu sınır belirlesin. Fiyatı o sınıra kadar olan malların gümrük işleminde "sözlü beyan" yeterli olsun. Böylece işlemler hızlanır, maliyet düşer. Beyanname düzenlenmediği için gümrük müşavirleri ücret de almaz. Hatta, bu eşyaları sahipleri bizzat teslim alabilir.
Gümrük müşavirleri, bir yandan Avrupa Birliği’nde henüz tartışılan A.E.O. (yetkilendirilmiş yükümlü) kavramının tasarıya girmesinin, mesleklerini bitirebileceğinden endişeli...
Geçmişten beri ortaklığı süren 100-150 gümrük müşaviri yardımcısının "müktesep hakkı"nın korunması için birkaç sınav hakkı tanınmasına sıcak bakıyor. Ortaklık konusunun 7 bin kişilik gümrük müşaviri yardımcısı ordusunun geneline yayılmasına karşı çıkıyor...
Gümrük müşavirlerinin sorunlarını sıklıkla dostum Mustafa Soner Eroğlu’ndan da dinliyorum.
İGMD, TBMM’deki tasarı yüzünden "diken üstünde" otururken, bu pazar seçimini de yapacak... Sandıkta "Meslekte Güçbirliği Platformu", "Genç Girişimcilik Grubu" ve mevcut yönetim yarışacak...
Seçilecek yönetimin ilk işi TBMM’de lobiye yüklenmek olacak...
Gül ve Erdoğan’ın benzeri reklamda rol alabilir mi
GEÇEN gün Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Genel Müdür Yardımcıları Ali Fuat Erbil ve Gökhan Erün, Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin’le buluştuk.
Ergun Özen’e ilk sorum, ABD Başkanı Barack Obama’nın benzeri, eski JP Morgan çalışanı Amerikalı’nın rol aldığı "Ekonomik Paket" reklamıyla ilgili oldu:
Böyle bir reklam nereden aklınıza geldi?
- Serdar Erener, bize böyle bir öneriyle geldi. Üzerinde düşündük ve karar verdik.
Neden Obama’nın benzeri bir tip kullandınız?
- Kriz, ABD merkezli başladı, tüm dünyayı sardı. Şimdi krize çözüm paketleri de çoğunlukla ABD’den çıkıyor. Zaten krizde düzelme işaretlerinin de önce ABD’den gelmesi gerekiyor. Dolayısıyla ABD’yi ve dünyayı "canlandırma paketleri" için Obama yakından izleniyor. Biz de "Ekonomik Paket" adını verdiğimiz yeni hizmet paketini böyle bir reklamla tanıtmak istedik.
Beklediğiniz geri dönüşü alabiliyor musunuz?
- Çok iyi gidiyor.
Reklam filminizde ABD Başkanı açıklama yapar gibi bir hava var. Yasal açıdan ABD sorun çıkarmadı mı?
- Reklam kampanyamıza başlamadan önce hukukçularımız tüm yönlerini araştırdı. Hukuksal bir engel olmadığını gördük ve kampanyayı başlattık.
Özen ve ekibiyle konuşurken, böyle düşündüm...
Garanti Bankası ya da bir başka kurum, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın benzerlerini bulup, reklamlarını onlar üzerine kursa, önlerine engel çıkar mı?
Okan Üniversitesi, Çince’de bölge sınav merkezi oldu
GEÇEN cumartesi akşamı Okan Üniversitesi’nin Kurtköy’deki kampüsünde gerçekleşen buluşmaya katıldım. Bekir Okan, kurucusu olduğu Okan Üniversitesi’nin 5 bin öğrenciye ulaşarak büyümesinden, bölgede adından söz ettirmesinden memnundu.
Üniversitenin Rektörü Prof. Sadık Kırbaş’a sordum:
Siz Rusça ve Çince konusuna ayrı bir önem veriyorsunuz, durum nedir?
- Rusça’da bölgemizin sınav merkezleri arasına girmiştik. Şimdi Çince için de aynı şey gecerli. Pekin Üniversitesi’yle yaptığımız işbirliği, bize bu ayrıcalığı kazandırdı.
Üniversiteniz İstanbul’a da uzak bir noktada. Yurt durumu nasıl?
- Talebi rahatlıkla karşılayacak konumdayız. Zaten İstanbul’un Avrupa yakasından öğrencilerimizden yurtta kalanlar var.
Koç’tan Sabancı’ya, Özyeğin’den Yaşar’a, Bahçeşehir’den Kadir Has’a, TOBB ETÜ’den Okan’a kadar vakıf üniversitelerinden kiminle karşılaşsam, gözleri parlayarak "eğitimde çıtayı yükseltme yarışı"ndan söz ediyor...
Bu durum, Türkiye’de üniversite eğitimi kalitesini giderek yükseltiyor...