Paylaş
- Fluence’nin elektrikli modeli Bursa’da üretilecek. 2011’de başlayacak üretimle Türkiye elektrikli otomobile geçecek.
Çağlayan ve Ergün, bu anonsu yaparken yanlarında Renault’un Başkanı Carlos Ghosn, Renault Euromed Başkanı Jacques Chauvet, Oyak Otomotiv Grubu Başkanı Celalettin Çağlar, Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu ve Renault-Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar vardı.
Bu görüntüden 3 saat sonra Carlos Ghosn hariç aynı ekip, sohbet toplantısı düzenledi. Verilen mesaj yine aynıydı: “Renault Fluence’nin elektrikli modeli Türkiye’de üretilecek.”
Zafer Çağlayan, Carlos Ghosn, Celalettin Çağlar, Jacques Chauvet |
Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu, soru üzerine 110 milyon Euro’luk yatırımla Bursa’da üretilecek Fluence’nin elektriklisi için ek yatırım tahminini de ortaya koydu:
- 40-50 milyon Euro’luk ek yatırım söz konusu olacak...
- Ya aküsü (pili) nerede üretilecek?
- Renault Grubu’na bağlı Nissan’ın NEC’le geliştirdiği parçaları alıp Bursa’da toplayacağız.
Zafer Çağlayan, giderken uçakta yaptığı benzetmeyi toplantıda da yineledi:
- Renault’tan “gelin almaya” geldik...
Akşam Renault ekibi Çağlayan’ı Romanya’ya uğurlayıp, Nihat Ergün’le iftar yapıp bulunduğumuz restorana geldi. Chauvet’e sorduk:
- Elektrikli otomobil için Türkiye’den özel beklentiniz var mı?
- Kesinleşen en önemli alıcı İsrail, şarj noktaları altyapısını devlet destekli kuracak. Fransa, elektrikli otomobil alana 5 bin Euro destek verecek. Türkiye de destek vermeli.
Sorular sıralandıkça Jacques Chauvet, işin rengini ortaya koydu:
- Fluence’nin elektriklisinin üretimi konusunda Türkiye kesin adres değil. Zaten Carlos Ghosn da Türkiye’yi telaffuz etmedi.
- Ama Türkiye’den iki Bakan bu anons için Frankfurt’a geldi.
- Ghosn, “Türkiye’de üretilecek” demeden ben de söyleyemem. Hem vazgeçmek için de hâlâ zamanımız var.
1995-1999’da Oyak Renault Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Euromed Başkanı Chauvet, “kız evi, naz evi” havası yansıtınca, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ dayanamadı:
- Türkiye’den iki Bakan’ın katılımıyla açıklama yapıldı. Sizin sözleriniz, “Pişmiş aşa su katmak” gibi...
Chauvet de atasözüyle karşılık verdi:
- Bir söz vardır, “Kırk kere düşün, bir kere konuş” derler...
Chauvet’in yansıttığı bu hava üzerine Celalettin Çağlar’a döndük:
- Yeni model üretimini Türkiye’ye çekmenin kolay olmadığını görüyorsunuz.
Ardından Chauvet, “Zaman her şeyin ilacıdır”a benzer bir söze sarılıp, durumu toparladı:
- Zamana zaman tanımak lazım...
Öyle anlaşılıyor ki, henüz kesinleşmese de elektrikli Fluence’nin üretim adresi Bursa olacak. Ancak, Renault’un Fransa’daki yönetimi, elektrikli otoya dönük altyapı ve vergi desteği için bastıracak...
Çağlayan’la Ergün de çözümde önemli rol oynayacak...
Türkiye’nin Mercedes 1.6 başarısına sevinmekle acaba doğru mu yaptık
SALI sabahı Frankfurt Fuarı’na giderken Mercedes-Benz Türkiye’den Tülin Steinhauser, ön bilgiyi verdi:
- Mercedes C Serisi’nin 1.6 modeli sayesinde krize rağmen satışlarımız yüzde 92 arttı.
Daha önce Mercedes-Benz Türk CEO’su Jürgen Ziegler’den dinlemiştim: “Mercedes-Benz Türkiye olarak 1.6 motor hacimli araç üretilmesini çok istemiştik. Üretimde bizim isteklerimizin payı var.”
Fuarda Mercedes-Benz Otomobil Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Klaus Maier’le görüştük:
- 1.6 Mercedes C Serisi satışının en hızlı arttığı ülke neresi?
- Türkiye. Bu aracımızın Türkiye’ye gelişi hükümetin ÖTV indirimiyle eş zamanlı oldu. ÖTV canlılığını yakaladık.
Klaus Maier, ardından Türkiye’yi ve Yunanistan’ı diğer Avrupa ülkelerinden ayıran bir noktanın altını çizdi:
- Birçok Avrupa ülkesinde motor hacmine göre vergilendirme kalktı. Artık vergiler karbondioksit salımına göre belirleniyor. 1.6 aracı Türkiye ve Yunanistan gibi ülkeler için planlamıştık.
Oysa biz Mercedes’in 1.6 motor hacmine inmesinde Türkiye’nin payının olmasına sevinmiş, o doğrultuda başlıklar atmıştık: “Türkiye bastırdı, Mercedes 1.6 otomobil üretti...”
Maier’in verdiği ayrıntılar, aslında aşağılık duygusuna kapılmamız gerektiğini ortaya koydu. Türkiye, motor hacmi yöntemiyle Avrupa’nın gerisine düşmekle kalmıyor, “çevreyi iyice kirletin” dercesine, yaşlı araçlardan neredeyse vergi tahsil etmiyor.
Mercedes’in standından ayrıldığımda bunları düşünürken, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün sohbet toplantısında da aynı konu gündeme geldi:
- 16 Avrupa ülkesi otomotivde karbon salımına göre vergi alıyor. Çevreyi az kirleten az vergi ödüyor. Türkiye ne yapacak?
Nihat Ergün, ortadan yanıt verdi:
- Biz de çevreyi korumaya dönük adımlar atıyoruz.
Sahi, Türkiye motor hacmine göre taşıt vergisi modelini daha ne kadar sürdürecek. Eski araçların yarattığı ekstra kirliliği daha ne kadar içimize çekeceğiz?..
Paylaş