Paylaş
Erozan’la buluştuğumuz günlerde gazetelerin magazin sayfalarına şu haber yansımıştı:
- Maça Kızı’nda bir lahmacun 50 lira.
Önce bu haberi sorduk:
- Gerçekten bir lahmacun 50 lira mı? Sizin lahmacunun ne özelliği var?
- Bir lahmacun, bir ayran bizde 50 lira. Bizim lahmacun çok özeldir.
- Ne kadar özel olursa olsun, yine de Türkiye’de bir lahmacunu, yanında bir ayran da olsa 50 liraya satmak doğru mu?
- Ben burada sadece lahmacun satmıyorum ki. Bir konsept ve hizmet var onun içinde.
Tesisin giderlerine örnek verdi:
- Otelde bırakın ufak tefek yenilemeleri, sadece tabak, bardak, havlu yenileme gibi işlere bile her yıl 500 bin dolar harcıyorum. Örneğin her turizm sezonunda 4 bin bardak kırılıyor. 500 ila 1000 arası havlu yenileniyor.
Bardak ve tabak kırılmasını küçümsememek gerektiğini savundu:
- Ben öyle basit bardak ve tabak kullanmıyorum. Tabaklarımızın her biri 10 dolardan aşağı değil.
Maça Kızı’nın 2000 yılına uzanan geçmişine değindi:
- Annem (Ayla Eroğlu) Bodrum’da ilk pansiyon işletmeye başladığında kendisini iskambildeki Maça Kızı’na benzetirlermiş. O da pansiyonunun adını Maça Kızı koymuş. Biz burayı 2000 yılında devreye aldığımızda, “Odaları olan restoran” diye tanımlanırdık.
O dönemdeki oda fiyatlarına vurgu yaptı:
- O zaman en pahalı odamız 190 dolardı.
- Şimdi ne kadar?
- Şimdi en pahalısı 2 bin 700 Euro’yu buluyor.
Aman Ruya, Mandarin gibi güçlü uluslararası otel markalarının Bodrum’a yönelmesine dikkat çekti:
- Onların gelmesi Bodrum’un değerini giderek yukarı çekiyor. Öyle güçlü rakiplerin olması bize de yarıyor.
Ben yeniden lahmacun konusuna döndüm:
- Bir lahmacun, bir ayrana 50 lira ödemeye itiraz eden müşteriniz olmuyor mu?
- Geçenlerde yemeğe gelen bir müşterimize çıkışta arkadaşlarımız “Memnun kaldınız mı” diye sormuş. Müşteri, “Bir lahmacun, bir ayrana 50 lira aldınız, olacak iş mi” diye tepki göstermiş. Aynı müşteri ertesi gün öğlende yine gelince bizim arkadaşlara, “50 lira diye kızdım ama yine lahmacun yemeye geldim” demiş.
Sahir Erozan’ın adı
geçmişte kamuoyu gündemine Washington’da işlettiği ünlü restoranla oturmuştu...
Sonra Bodrum’da annesinin yarattığı “Maça Kızı” konseptini geliştirdi, tatil döneminde ünlülerin uğrak yeri haline getirdi...
“Maça Kızı”nın marka değerini oturtunca, “Bir lahmacun, bir ayran 50 lira”ya itiraz etmeyen müşterileri çekti...
TTK’da 109 madde değişince sevindiler, Borçlar Kanunu’nda ‘eşin imzası’nı atladılar
COLİN’S markasıyla ünlü Eroğlu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu’nun oğlunun düğününde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı
Ziya Altunyaldız’la karşılaşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi dert yandı:
- Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda 109 maddenin değişmesiyle uğraşırken Borçlar Kanunu’ndaki sıkıntılı bir konuyu atlamışız.
Hemen araya girip sordum:
- Nedir o konu?
- Diyelim ki bir arkadaşınıza kefil olmak istiyorsunuz. Eğer eşinizin onayı yoksa olamıyorsunuz. Bu madde çok sıkıntı yaratabilir.
Bu karşılaşmadan kısa süre sonra TİM Başkanı Büyükekşi’yle haziran ayı ihracat rakamlarını açıkladıkları Rize’de aynı konuyu konuştuk. TİM Başkanvekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu o kadar tedirgin olmadığını belirtti:
- Belki birçok işadamının hayrına olur bu madde.
- Neden?
- Diyelim ki bir arkadaşınız kefil olmanızı istedi. Eğer niyetiniz yoksa “Karım imza atmıyor” deyip, geçiştirebilirsiniz.
Büyükekşi, konuyu Rize’de Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’ya da aktardı:
- Borçlar Kanunu’yla Adalet Bakanlığımız ilgilendi. Eğer bir sıkıntı varsa anlatırsınız, çözüm bulunur.
Derken cuma günü Malatyalı İşadamları Derneği’nin (MİAD) Sevgi Evleri’ndeki sünnet şöleni için Malatya’ya gittiğimizde önce şehit pilotlarımızın cenaze törenlerine katıldık.
Ardından LC Waikiki markasıyla öne çıkan Tema Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük’ün ev sahipliğinde Sürgü’deki Ali Dayı Alabalık tesislerinde buluştuk.
MİAD Başkanı Yunus Akdaş, MEV eski Başkanı Şaban Taçyıldız, Saat&Saat’ın patronu Ramazan Kaya, Nuryıldız’ın Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Nalbant ve oğlu Nurkan Nalbant, Üçer Gıda’nın patronu Hasan Yıldırım, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Remzi Başkaya ve gazeteci arkadaşım Ruhi Sanyer’le sohbet ederken kendi ismiyle hazır giyim üreten Sabri Özel aradı:
- Farkında mısın bilmem, Borçlar Kanunu aile facialarına yol açacak.
- Hayırdır, ne oldu?
- Yeni Borçlar Kanunu’na göre şirkette banka kredisi kullanırken, hatta akreditif açtırırken bile eşin onayını almak gerekiyor. Birçok arkadaşımız sıkıntı yaşamaya başladı.
Vahap Küçük’e döndüm:
- Siz ne diyorsunuz?
- Eşiyle arası bozuk olan işadamları çok sıkıntı çeker. Bankadan kredi kullanırken eşlerin onayının alınması gerekiyor.
Hürriyet yazarı Prof. Şükrü Kızılot, kanun yürürlüğe
girdiğinden beri konunun üzerinde duruyor...
İş dünyasından da giderek sesler yükseliyor. Ancak, TBMM artık tatile girmiş bulunuyor...
Yani, hükümet Borçlar Kanunu’nda değişikliğe yanaşsa bile en erken TBMM’nin yaz tatilinin bitmesinden sonra gerçekleşebilecek...
O zamana kadar acaba kaç evde ciddi kavga çıkacak?
‘Sevgi Evleri’ni yapmak yetmez, hep yanlarındayız
MALATYA’daki Sevgi Evleri’ne sünnet şöleni için gittiğimizde MİAD’ın Kadın Kolları Başkanı Kadriye Yüksel, planlarını aktardı:
- Birkaç ayda bir MİAD Kadın Kolları’ndaki arkadaşlarımızla birlikte Sevgi Evleri’ni ziyaret ediyor, buradaki çocuklara daha çok sevgi taşımaya çalışıyoruz.
MİAD Başkanı Yunus Akdaş da, sünnet şöleninin gerekçesine vurgu yaptı:
- Amacımız yılda bir kez düğün yapmak değil, burada sevgiye muhtaç çocuklarımıza ilgiyi eksik etmemek.
Sünnet şölenine TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun Başkanı Azize Sibel Gönül, Başkan Yardımcısı Öznur Çalık ve Komisyon’un üyeleri de kısa süreliğine uğradı.
Sevgi Evleri’ndeki görevlilerin yaratılan güzel ortamda çocuklara çok iyi baktıklarını gördük...
Ancak, oralara görevliler dışında birilerinin daha “sevgi” taşıması gereğine tanık olduk...
Paylaş