MİS Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Demirbağ’ın davetiyle gittiğimiz Elazığ’da Vali Muammer Muşmal ve Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu’nu ziyaret edip, sohbet etme fırsatı yakaladık.
Vali Muammer Muşmal, bir süre önce başlattığı "Elazığ okuyor" kampanyasını gözlerinin içi parlayarak anlattı: "Kampanyaya ilköğretim okullarımızdan başladık. 123 bin öğrenciye 123 bin kitap dağıttık. Okullara, ’günde bir saat kitap okunacak’ kuralı koyduk. Öğrenciler, öğretmen gözetiminde okulda günde bir saat kitap okudu. Elazığ’da günde 123 bin saat kitap okundu."
Elazığ’daki okuma kampanyasına, kentteki tüm kuruluşlar destek vermiş. Müftülükten, kentin askeri birimlerine, kamu kuruluşlarından sivil toplum örgütlerine her kesim "Elazığ okuyor" kampanyasına dört elle sarılmış.
Vali Muşmal’ın okuma kampanyası konusunda verdiği bazı satır başları şöyle:
Elazığ’daki kahvehanelerden 20’sini "kıraathane"ye dönüştürdük, birer kütüphane oluşturduk. Kahvehane işletmecisi artık, "Bir saat kitap okumayana okey tahtası yok" diyor. Kitap okunuyor, sonra okey başlıyor.
Kampanya kapsamına kentimizdeki akıl hastanesini de aldık. Akıl hastaları arasında kitap okuma oranı yüzde 20’ye çıktı. Hastanedeki doktorlar, "Kitap okumak, hastalarımıza iyi geldi" saptamasını bize aktardı.
Elazığ Müftülüğü, kampanyamıza 13 bin kitapla katıldı. Elazığ’daki imamlar, akşam namazı sonrasında camilerde kalıp, yatsı namazına kadar kitap okumaya başladı. Bu tavırlarıyla imamlar da vatandaşlara "kitap okuyun" mesajı veriyor.
"Elazığ okuyor" kampanyamız öylesine tuttu ki, öğrenci velilerinden, "Kitap parası vermekten bıktık" türünden yakınmalar duymaya başladık. Okuma alışkanlığı edinen öğrencilerimiz, yeni yeni kitaplar almaya başladı.
Kentimizdeki kitapçılar da yaptıkları yüzde 30’lara varan indirimlerle kampanyamıza bir anlamda destek veriyor.
Kitapların seçimine, kurduğumuz komisyon karar veriyor. "Elazığ okuyor" kampanyasını, "Çocukları şöyle, böyle yönlendiriyorlar" gibisinden tartışmalara kurban vermek istemiyoruz.
Vali Muşmal, kitap okuma kampanyasının satır başları arasına bir de ağaçlandırma önerisi sıkıştırdı: "1999 Marmara Depremi sonrasında ordumuz ’deprem taburları’ kurdu, çok da başarılı oldular. Bence ’ağaçlandırma taburları’ kurmalarında da yarar var."
Kahvehaneye giden "okey öncesi" kitap okuyor... Akıl hastası, kitapla rahatlıyor... İmamlar, akşam namazıyla yatsı arasını kitapla değerlendiriyor...
Bu kampanyayı çok sevdim...
Cuma namazı için 367’yi arıyorum
ELAZIĞ’da "seçim turu" yaparken, Baskil İlçesi eski Belediye Başkanı Kemal Ulukent’in evine de konut olduk. Ulukent’in evinde Demokrat Parti (DP) Malatya birinci sıra milletvekili adayı Mahmut Yıldırım da vardı.
Baskil’de kaymakamlık yapmış olan Mahmut Yıldırım, sanırım geçmişte görev yaptığı ilçeye, "Malatya’daki Baskilliler’in desteğini bekliyorum" mesajı vermeye uğramıştı. Hazır yakalamışken Mahmut Yıldırım’dan yaşanmış, fıkra gibi öyküler dinledik.
Yıldırım’ın anlattığına göre, Malatya Şeker Camii’nin "Şeker Hoca"sı, kentin eski valisi, Anayasa Mahkemesi Üyesi Mustafa Yıldırım’a geçenlerde karşılaşınca takılmış: "Cumhurbaşkanlığı seçimi için verdiğiniz ’367’ kararı, beni zor durumda bıraktı. Şimdi cuma günleri camide ’367’yi arıyorum."
Espri tam yerine oturmuş...
’Tutkulu soytarı’yı örnek alın ’başarısız akıllı’ olmayın
OYA-Bülent Eczacıbaşı çiftinin kızı Robert Kolej’den mezun oldu, ABD’de Harvard Üniversitesi’ni kazandı... Robert Kolej Mütevelli Heyeti’nde de bulunan İstanbul Modern’in "mimarı"Oya Eczacıbaşı, cumartesi akşamı yeni mezunlara seslenirken, bir haber başlığı üzerinde durdu:
"Dünya Yılın Girişimcisi Ödülü, bir soytarının oldu..."
Haberin kahramanı, Cirque du Soleil’in (Güneş Sirki) kurucusu Kanadalı Guy Laliberte’ydi. Sirklerde ip cambazlığı dahil, birçok iş yapan Laliberte’ye ödül, "sanatçı vizyonu ve işine tutkusu" nedeniyle verilmişti.
Oya Eczacıbaşı, Robert Kolej’in yeni mezunlarına, bu örneği anlatıp, hayatta tutkunun önemine dikkat çekti: "Son araştırmalara göre, IQ ile ifade edilen zekanın, insanların iş başarısındaki payı yüzde 4-10 arasında görünülor. Demek ki, dünya başarısız olan akıllı insanlarla dolu. Demek ki başarı için başka şeylere de, örneğin tutkulara veya tutkuya ihtiyacınız var."
Oya Eczacıbaşı, İstanbul Modern’den yola çıkarak, konuşmasının son bölümünü sanata ayırdı, sözlerini şu cümleyle tamamladı: "Sanattan güç alın, sanatla ufkunuzu genişletin..."