BATIK Egebank'ın eski sahibi Murat Demirel, söze düzeltmeyle girdi:
‘‘Süreyi eksik yazmayın. Ben 600 gün değil, 718 gün zulüm çektim.’’
Geçen cuma günü 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le sohbetimizi yazmış, ‘‘Adamı 600 gün yatırdılar, suçunun ne olduğunu bile söylemediler’’ sözünü, yeğeni Yahya Murat Demirel'e bağlamıştım.
Murat Demirel'in itirazı da bu süreye oldu: ‘‘21 ay (630 gün ediyor) hakim karşısına bile çıkarılmadan yattım. Cezaevinde kaldığım toplam süre 718 gündür. Benim zulüm günlerimin eksik yazılmasını istemem.’’
Murat Demirel, ardından Süleyman Demirel'in Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e yazdığı Egebank mektubunu savundu:
‘‘Süleyman Demirel, Azerbaycan Cumhurbaşkanı'na başka Türk işadamları için de destek mektubu yazmıştır. Ben de diğer işadamları gibi Cumhurbaşkanlığı'na başvurdum. Süleyman Demirel, diğerlerine yaptığı gibi, benim için de Cumhurbaşkanlığı antetli mektubu Azerbaycan'a gönderdi. Ben o günlerde Egebank'ın sahibiyim. Bu mektubu niye istemişim? Azerbaycan'da Egebank kurmak için. Türkiye'de bankacılık yapma iznim varsa, neden Cumhurbaşkanı benim için Azerbaycan'a referans mektubu göndermesin?’’
Murat Demirel, konuşmanın bu noktasında, amcası Süleyman Demirel'in yöntemleriyle ilgili bir vurgu yapıyor: ‘‘Süleyman Demirel, çullu-çulsuz, herkese devletin desteğini vermiştir. Bu onun yöntemidir. Eğer o bu yöntemi uyguluyorsa, ben de gider mektubu isterim. Onun yerinde Sayın Ahmet Necdet Sezer olsaydı, aynı yöntemleri uygulasaydı, ondan da isterdim.’’
Murat Demirel, ardından Azerbaycan'da Egebank'ı kurmak için 1 milyon dolar dolayında yatırım yaptığını, ancak açılışı yapamadan ‘‘el koyma darbesi’’ni yediğini vurguluyor.
Söz dönüp dolaşıp, amca Süleyman Demirel'le ilişkilere geliyor:
‘‘Süleyman Demirel'le ilişkilerim öyle vıcık vıcık değildir. Kendisi babamın kardeşidir, o kadar. 10 kez oturmuşluğumuz ancak vardır. Bir göz kırpıp da bana fazladan simit dahi kazandırdığı olmadı. Cezaevinde yatmamla ilgili sözleri beni çok sevdiğinin göstergesi olarak algılanmasın.’’
Murat Demirel, bir takım örnekler sıralarken, Uzan olayını yorumluyor: ‘‘Allah düşmanımı hapse düşürmesin. Uzanlar yayın organlarında benimle ilgili neler neler yazıp, söylediler. Şimdi yaptıklarından pişmandırlar.’’
Murat Demirel, ‘‘simit satmaya kalksa, tablasına bile el konulacak’’ durumda olduğu için, babası Şevket Demirel'in verdiği ‘‘harçlıkla’’ geçiniyormuş. 17 yaşında bıraktığı ‘‘baba harçlığı’’na, 37 yaşında yeniden dönmek zorunda kalmış...
Devlete ve vatandaşa yükü 1.2 milyar dolar olan Egebank'tan dolayı Murat Demirel'in suçlu olup, olmadığına sonuçta yargı karar verecek.
Peki ‘‘çullu-çulsuz’’ demeden bir takım insanlara destek verenler, ‘‘devletin tepesinde’’ oturdu diye onlardan hesap sorulmayacak mı?
Kıbrıs'taki İmar off-shore ne oldu
İMAR Bankası hesapları için Pamukbank şubelerine başvuru bitti. Bundan sonraki başvurular İmar Bankası Genel Müdürlüğü’ne yapılacak. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 5-7 milyar dolar olduğu iddia edilen hesaplarla ilgili gerçek verilere artık ulaştı. Bir yandan bu rakamlar merakla beklenirken, diğer taraftan kafalara ‘‘KKTC'deki İmar off-shore ne oldu? O bankaya el konulabildi mi? İmar off-shore'un içine girilebildi mi?’’ soruları takılıyor. Uzmanlar, ‘‘Önemli kara kutu İmar off-shore'dur. Oraya iyi bakılmalı’’ diye uyarıyor.