Ejder’i mayınla havaya uçurduk standartta NATO’yu da geçtik
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
YÜK trenlerindeki personelin bir bölümü, "Mayınlı saldırılardan korkuyoruz, Doğu ve Güneydoğu’ya sefere gitmeye çekiniyoruz" diye dert yanınca, Devlet Demir Yolları (TCDD) yönetimi arayışa girdi. Amaçları, "mayına dayanıklı" personel vagonları yaptırmaktı.
TCDD yöneticileri, bu arayış içinde kuruluşu 33 yıl önceye uzanan, 14 yıldır savunma sanayiine dönük üretim yapan Nurol Makine’nin de kapısını çaldı. Genel Müdür Yardımcısı Tanju Torun’un da aralarında bulunduğu Nurol Makine yönetimi TCDD’nin talebini dinledi, planını yaptı: "Yeni geliştirdiğimiz tekerlekli zırhlı araç Ejder’de kullandığımız yöntemi özel vagon için de uygulayabiliriz. Böylece, TCDD personeli herhangi bir mayınlı saldırıda daha iyi korunur."
Demir Yolları için geliştirilen "Furgon" adlı mayına dayanıklı vagon üretimi amacıyla kollar sıvandı, ilk iki teslimatın Mart 2009’da yapılması konusunda anlaşmaya varıldı. Nurol Makine’nin Demir Yolları’na yapacağı mayına dayanıklı vagon sayısı 21’i bulacak.
Tanju Torun, geçenlerde gazeteye uğradı, hem Ejder’i, hem de Türk savunma sektöründe hizmet veren şirketlerin ulaştığı noktayı konuştuk. Nurol Makine, tekerlekli zırhlı araç Ejder’i tümüyle kendisi geliştirmiş.
18 tonluk araç tamamlandıktan sonra, içine test mankenleri yerleştirilerek, altında yüklüce miktarda mayın patlatılmış. Bir anlamda ilk Ejder’in havaya uçurulmasına çalışılmış. Ejder, NATO standartlarını aşan ölçüde dayanıklı çıkmış.
Torun’un anlattığına göre, aracın taban plakası yarılmamış. Bu durum, içerdeki yolcunun, (asker ya de emniyet görevlisi) zarar görmemesi için en önemli özelliklerden biri bu noktaymış.
Ayrıca, yolcuların iç organlarının, belinin, boynunun zarar görmemesi için de özel tasarım koltuklar geliştirilmiş. Koltuklar araca tavana asılı olarak yerleştirilmiş. Bu özellik, aracın altında gerçekleşen mayın patlaması sırasında içerdekileri önemli ölçüde koruyormuş.
Emekli asker olan Tanju Torun, bunları anlatırken iç geçirdi: "Keşke bu teknolojiler daha önce geliştirilebilmiş olsaydı, hain mayınlı saldırılarda belki o kadar şehit vermezdik."
Nurol Makine, bir yandan Gürcistan ve Suudi Arabistan’a zırhlı araç gönderiyor, diğer taraftan ABD’ye de teknoloji satmaya hazırlanıyor. İçerde de özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) açtığı ve açacağı ihaleleri dikkatle izliyor.
Havada, TAİ-TUSAŞ ve Kale Grubu’nun atılımları, karada Otokar, Nurol, Hema, Uzel ve BMC’nin çabaları... Otokar’ın ilk yerli tank projesinin "tasarım ve geliştirme kaptanlığı"nı üstlenmesi...
Nurol’un Ejder’i, Furgon’u...
Bunlar, Türk savunma sanayi adına güzel gelişmeler...
82 ülkeyi kucakladı 5 bin etkinlik yaptı
DIŞ Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, önlerindeki hedefi şöyle irdeledi: "20’nci yılımızda iş konseyi sayımız 82’yi buldu. Hedefimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükelçiliğinin bulunduğu her ülkeyle ortak iş konseyi kurmak. Bu çerçevede, iş konseylerinin sayısını 100’e yükseltmek istiyoruz."
1988’de kurulan DEİK, Turgut Özal’lı yılların ortaya koyduğu bir model. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) şemsiyesi altında yer alıyor. Bu yapısı nedeniyle TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK’in de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor. Ancak "icraat" Yırcalı’dan soruluyor.
ABD’den Japonya’ya, Almanya’dan Afrika ülkelerine kadar 82 ülkeyle ortaklaşa kurulmuş iş konseylerini bünyesinde bulunduran DEİK, Rona Yırcalı’nın İcra Başkanlığı döneminde de önemli atılımlar yaptı.
DEİK ve bünyesindeki iş konseyleri, her yıl çeşitli ülkelerin işadamlarını biraraya getiren 300 etkinliğe imza atıyor. Bunların 100’ü yurtdışında gerçekleşiyor. 20 yılda gerçekleşen etkinlik sayısı 5 bini aşıyor.
Yırcalı, DEİK’i şöyle tanımlıyor: "Türk özel sektörünün yabancı ülkeler ve uluslararası topluluklarla olan ekonomik, ticari, sınai ve mali ilişkilerini izleyen, bu ilişkileri kuran ve geliştiren bir iş dünyası örgütü."
DEİK, 20 yılda 82 ülkeye uzandığına göre, bu sayı kısa sürede 100’e çıkar... Böylece, 100 ülkenin liderleri ve iş dünyasını, Türk işadamı ve liderleriyle buluşma noktasına dönüşür...
Sporda 35 milyon YTL’yi yönetiyor Başakşehir için yarışa giriyor
İSTANBUL Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanvekili, Özak Tekstil ile Antalya’daki ELA Oteli’nin patronu Ahmet Akbalık’la geçen akşam Holiday Inn Otel’de karşılaştım.
Yanında "çocukluk arkadaşım" dediği Göksel Gümüşdağ vardı. Gümüşdağ, uydu antenleri ve ısıtıcılar üretimi gerçekleştiren tesislere sahip olmasının yanısıra, Türk futbolunda da etkin isimler arasında yer alıyor.
Hasan Doğan’la birlikte Türkiye Futbol Federasyonu’nda (TFF) da görevler alan Göksel Gümüşdağ, son üç yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün Başkanlığını yürütüyor. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de Başkanvekilliği koltuğunda oturuyor. Yani, yeri geldikçe Kadir Topbaş’a vekalet ediyor.
Merak ettim, Gümüşdağ’dan öğrendim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün yıllık bütçesi 35 milyon YTL’yi buluyor. Kadir Topbaş, "Futbola değil, amatör sporlara belediyeden kaynak verebilirim" dediği için, futbol kendi kaynağını, yayın gelirleri, İddaa gibi mekanizmalardan sağlıyor. Futbol gelirleri 20-25 milyon YTL arasında değişiyor.
Gümüşdağ, sporda ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kazandığı deneyimini şimdi yeni ilçe Başakşehir’de AKP’den başkanlık yarışına girerek yansıtmak istiyor.
Bunun için önce AKP’deki yarışı geçmesi gerekecek.