Durakta atılan adımlar elektrik üretmeye yeter mi

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) eski başkanı ve Ziylan GYY Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi aradı:

Haberin Devamı

- Watergarden İstanbul’da düzenlediğimiz “Maker ve Bilim Festivali” kapsamında bir yarışma var. Jürisinde yer alırsan memnun oluruz.

TEB Yönetim Kurulu Üyesi Varol Civil, Farplas Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Burhanoğlu, Mehmet Büyükekşi, meslektaşlarım Abdurrahman Yıldırım, Hakan Güldağ ve Şeref Oğuz’la birlikte ilköğretim dahil, öğrencilerin projeleriyle ilgili sunumlarını izledik.

Hackathon alanında ilk sunumu “Baskazan” başlıklı projeyle İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri Abdulkadir Çolak, Buğra Kartal ve Ahmet Can Yaman yaptı:

- Projemizin amacı gündelik hayatta yürürken yere uyguladığımız basıncı elektrik enerjisine çevirmek.

Ekip, projenin çalışma prensibinin “piezoelektrik” sistemine dayandığını belirtti:

- Piezoelektrik sistemi, basınca duyarlı diskten oluşur. Bu disk üzerine uygulanan basınç elektriğe dönüşür.

Haberin Devamı

3 arkadaş, bir piezoelektrik diskinin 0.003 w enerji ürettiğini dikkate aldı:

- Bir insan ayağının altına 200 adet piezoelektrik diski sığabilir. 8 metrekarelik alana 16 bin adet disk yerleştirilebilir. Bu alanın 3 adımda geçilebildiğini dikkate alırsak, bir insan tek seferde 1.8 w elektrik üretimi sağlayabilir.

Ekip, Mediyeköy’deki metrobüs durağını kendine uygulama alanı olarak öngördü:

- Söz konusu durak ışıklandırma, Akbil dolum makineleri ve turnikelerle bir günde 12-16 kilowat elektrik tüketiyor. O durakta piezoelektrik sistemiyle günde 18 kilowat elektrik üretilebilir. Yani, durağın elektriği orada yürüyenlerin yaratacağı basınçla elde edilebilir.

Proje sahibi 3 öğrenciye sorduk:

- Dünyada bunun örneği var mı? Nereden aklınıza geldi?

Ekip şu yanıtı verdi:

- Bu sistem basit çakmaklarda da var. Sistemin Hollanda ve Japonya’da eğlence merkezlerinde kullanıldığını gördük. Biz sistemi gündelik hayatta kullanılabilir hale getirmek istedik.

Watergarden İstanbul’daki “Maker ve Bilim Festivali” kapsamında 4 hafta,365 saat, 98 seanslık program akışına sahip “Design Thinking”, “Dijital Dönüşüm”, “Drone Up”, “3D Printer”, “İleri Dönüşüm-Geri Dönüşüm”, “Stop Motion” ve “Oyunlaştırma” atölyelerine 3 bin 500 kişi katıldı. Atölyelerin sonunda 105 proje elemeye girdi. 30 projenin yaratıcıları jüri karşısına çıktı.

Haberin Devamı

İlköğretim, lise ve üniversite öğrencilerinin 30 projesini izlerken geleceğe dönük umudumuz arttı...

DEĞİŞKEN KANAT UZUNLUKLU RÜZGÂR TÜRBİNİ OLUR MU

WATERGARDEN İstanbul’daki yarışmaya Ömer Faruk Vural ve Berivan Çelik, “Değişken Kanat Uzunluklu Rüzgâr Türbini” projesiyle jüri karşısına çıktı ve yarıştığı alanda birinci oldu. Vural ve Çelik söze şöyle girdi:

- Rüzgâr hızı düşükken uzun kanat, yüksek iken de kısa kanat daha verimli çalışır. Kısa kanat, rüzgâr hızı düştükçe durma noktasına yaklaşır. Uzun kanat da yüksek hızlı rüzgârda sağlıklı çalışmaz.

Buradan yola çıkarak şu öneriyi ortaya attılar:

- Rüzgâr türbinlerinin kanatları değişken uzunluklu hale getirilirse, o zaman en yüksek verim elde edilebilir.

Haberin Devamı

LİMANDA ‘AYAKBASTI PARASI’ ALMAK BİZİM İDEOLOJİYE UYMAZ

YÖNETİM Kurulu Başkanlığı’nı Haluk Sur’un Ethem Sancak’a devrettiği, Direktörlüğünü Özlem Özgencil’in yürüttüğü Forum İstanbul’un bu yılki “Geleceğin Hikayesi” başlıklı konferansında “Globale Yön Veren Türk Markaları” oturumunu yönettim. Panelde Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, Global Liman İşletmeleri Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Göker ve Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur sorularımı yanıtladı.

Yılmaz Yılmaz, Koton’u anlatırken 19 yıl öncesine döndü:

- 2000 yılında 10 mağazamız vardı. Bugün 500 mağazamız var. Bunların 200’ü 30 ülkeye yayılmış durumda.

Haberin Devamı

Süleyman Orakçıoğlu da geçmişten örnek verdi:

- Eskiden 300-400 mağazası olan markalara uzaylı gibi bakardık. Ulaşılamaz bir durum olduğunu düşünürdük. Bugün Damat-Tween güne Sydney’den başlıyor. Güney Amerika’ya kadar uzanıyor. Dolayısıyla “Mağazalarımızda güneş hiç batmıyor” desek abartı olmaz.

Erol Göker ise sözü “güneş batmıyor”dan alıp şu deneyimini paylaştı:

- Dünyada 18 kruvaziyer limanı işletiyoruz. Bizim şirketin üzerinde de güneş hiç batmıyor. Yakın dönemde devraldığımız liman Havana (Küba) oldu. Limana yanaşan gemilerin yolcularından “ayakbastı” parası almamız gerektiğini gündeme getirdiğimizde Kübalı yetkililer, “Bizim ideolojimize uymaz” diye itiraz etti. İkna olmaları bir yıl sürdü.

 

Yazarın Tüm Yazıları