Paylaş
Aslında sıtma Türkiye’ye artık çok uzak gibi görünse de, dünyada gelişen iş ilişkileri, Türk işadamlarının rotasını Afrika kıtasına da yöneltiyor, risk kendini gösteriyordu.
Nitekim İstanbul Altın Rafinerisi’nin patronu Ömer Halaç’ın geçen yılki vefatı da bu riskin ilk anda fark edilememesinin ortaya koyduğu bir gerçekti. Türk-Sudan İş Konseyi Başkanı Kadir Taçyıldız, kendi yaşadığı sıtma sıkıntısı nedeniyle en azından ilaç bulundurma konusunda önlemini almış, ihtiyacı olan herkesin yardımına koşmaya hazır olduğunu da duyurmuştu.
Zambiya’nın başkenti Lusaka’ya uçuşumuz Nairobi (Kenya) aktarmalı gerçekleşti. Nairobi’ye Türk Hava Yolları’yla (THY) İstanbul’dan 7 saatlik uçuş sonrasında vardık. Nairobi’ye vardığımızda gece saat 02.00’ydi. Havaalanında koltuklarda uyumaya çalışıp, sabah 08.30’da Kenya Hava Yolları’yla Lukasa’ya uçtuk.
Hintli Tata’ya ait Taj Pamodzi Oteli’ne öğleden sonra girebildik. Akşam saat 17.00’de İsviçre merkezli Novartis’in Uluslararası Pazarlama Direktörü ve Sıtma Girişimi Programı Sorumlusu Hans Rietveld’in bilgilendirme toplantısını izledik:
- Sıtma, Afrika kıtası için büyük trajedi. Dünya nüfusunun yarısı sıtma riski altında. Afrika’da her 30 saniyede bir 1 çocuk sıtmadan ölüyor.
Hans Rietveld, şu noktalara dikkat çekti:
* Sıtma, dünyanın yüzde 40’ında etkin. Sıtmadan ölümlerin yüzde 90’ı Afrika’da gerçekleşiyor.
* Sıtma, 21’inci yüzyılın da önemli sorunlarından biri olmayı sürdürecek.
* Yakın gelecekte sıtmadan etkilenebilecek nüfus 3 milyarı bulabilecek.
* Dünyada hızlı iklim değişikliği sıtma riskini artırıyor, bölgeler de genişliyor.
Rietveld’in dikkat çektiği ülkelerden biri de kuşkusuz Zambiya’ydı. 12 milyon nüfuslu Afrika ülkesi Zambiya, sıtmanın yaygın olduğu ülkeler arasındaydı. Novartis, “Sıtma önlenebilir hastalık olmasına karşın, Afrika’da neden bu kadar yaygın, önün set çekilemez mi” sorusunu üzerine gitti.
Novartis’i “sıtmayla mücadele”de cesaretlendiren en önemli etken, Çin’de “sıtma otu” (Artemisia) bazlı bir ilacın geliştirilmesi, o ilacın yaygın üretiminde “ortaklık” yapmasıydı. Novartis, geliştirilen ilacın verdiği güçle programını hazırladı:
- Sıtmaya karşı geliştirilen ilacı Zambiya’ya kâr beklentisi olmadan göndereceğiz.
Novartis 280 milyon adet ilacı son birkaç yılda ortalama 76 sentten gönderdi. İlacın kullanımı yaygınlaştıkça, Zambiya’da sıtmadan ölümler azaldı. Bu saptamayı Zambiya Sağlık Bakanı Kapambwa Simbao da ortaya koydu:
- Novartis’le “Sıtmayla Mücadele Programı”mız başarıyla yürüyor.
Almanya, İngiltere, Hollanda, İsviçre ve İtalya’dan bir grup gazeteciyle birlikte Zambiya’da izlemeye çalıştığımız program şunu gösterdi:
* Sıtmayla mücadelede önemli yol alınabiliyor. Ancak, Zambiya’nın da başını çektiği birçok Afrika ülkesi için AIDS, büyük risk özelliğini sürdürüyor.
* Domuz gribi ise, sıtma ve AIDS’ten ölümleri hızlandıracak etken gibi duruyor.
Bir ilaç tek kuruş kâr gözetilmeden neden Zambiya’ya gönderilir
NOVARTİS Uluslararası Pazarlama Direktörü ve Sıtma Girişimi Programı Sorumlusu Hans Rietveld, sık sık yineledi:
- Zambiya’ya 280 milyon adet sıtma ilacı gönderdik, tek kuruş kâr ermedik.
Rietveld’in verdiği bilgilere göre Novartis, çocuklar için hazırlanan paketleri 36 sente, büyüklerinkini de 1 dolara kadar gönderiyordu. Ortalama fiyat 76 senti geçmiyordu. Ancak, ilaçları 6-10 dolara satan eczaneler de vardı.
- Biz Zambiya hükümetine sıtma ilacını tek kuruş kâr etmeden veriyoruz. Onlar da vatandaşlarına aynı şekilde dağıtıyor.
- Bir ilaçtan kâr etmemek, na kadar sürdürülebilir bir olay. Şunu biliyoruz ki, bir ilacı geliştirmek 700-800 milyon dolar ve yılları alıyor.
- Evet öyle ama bu ilaç Çin’de geliştirildi. Novartis Çin’le giriştiği işbirliği karşılığında bir bedel ödedi ve halen de gelir paylaşımı var. Burada maliyeti karşılamak bize yetiyor.
Novartis’in Çin’de geliştirilen sıtma ilacının olumlu etkisini Zambiya’da gördük...
Ancak, “kâr amacı gütmemek” yine de inandırıcı gelmedi...
Chonwe’ye gittik ‘Zambülans’ı gördük
ZAMBİYA’nın başkenti Lusaka ve çevresindeki sıtma turumuzun önemli duraklarından biri, Chongwe bölgesi ve oradaki Msiska Hastanesi’ydi.
Hastanenin çevresi, bekleme salonlarının durumu, klinik ortamı, tüm çıplaklığıyla karşımızdaydı:
- Bu koşullarda sıtma ve AIDS’le mücadele yürütmek hiç de kolay değil.
Bir taraftan görevli doktorları dinlerken, diğer taraftan hastanenin önüne yığılmış çok sayıda bisiklete odaklandık:
- İnsanların ayağında ayakkabıları yok, bu pırıl pırıl bisikletlerin anlamı ne?
Biraz sonra başlayan montaj, bisikletlerin oraya gönderilmesinin nedenini açıkladı:
- Zambulans.
Üzeri brandayla kapatılabilen bisiklet tekerlekli sedyenin eklenmesi, “Zambulans” adı verilen araçların elde edilmesini sağlandı.
Zambiya ve ambülansın birleşiminden elde edilen “Zambülans”lar, köylerden hastaneye hasta naklinin önemli araçlarından biri olacaktı...
9 çocuklu doktora şaşırdılar
NOVARTİS’in kırsal bölge turu kapsamında bir köye uğradık. Köy denilen yer, bizim Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki mezralardaki koşulları mumla aratacak nitelikteydi.
Bir kulübenin önündeki çocuklar dikkatimizi çekti. Saydık, bir annenin çevresinde tam 9 çocuk vardı. The Economist’in deneyimli Afrika muhabiri, öteki kulübede Novartis’in gönderdiği ilaçların yararını anlatan doktora sordu:
- Bu çocuklar kimin?
- Benim...
- 9’u birden mi?
- Elbette...
- Aman Allahım...
Baba doktordu ama çocukların hepsi yalınayak dolaşıyor, olumsuz koşullarda yaşıyorlardı.
Tek avantajları, sıtmaya karşı savaşta önemli bir nefer olan babalarıydı...
Paylaş