Devlet bankaları ‘Rekabet’i takmıyor

İKİ ayrı bankanın ortak yönetimi olabilir mi?

İki bankaya ortak yönetimin herhangi bir sakıncası var mı?

Önce birinci sorunun yanıtı: 2001 krizi, bankacılık sektöründe ‘‘ortak yönetim’’ modelini getirdi. Bir tarafta, ‘‘Fon Bankaları Ortak Yönetim Kurulu’’, diğer tarafta da ‘‘Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu’’ oluştu.

‘‘Fon Bankaları Ortak Yönetim Kurulu’’ görevini tamamlayıp, dağıldı. Bankacılık sektörünün önde gelen ismi Vural Akışık'la başlayan ‘‘Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu’’ modeli ise sürüyor.

Vural Akışık, Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı'yken Türkiye Emlak Bankası'nın Ziraat ve Halkbank'ın içinde eritilmesi operasyonuna imza attı. Ayrıca, döneminde kamu bankalarını yönetenlerin gerektiğinde siyasetçiye ‘‘hayır’’ diyebildiğinin önemli örneklerini verdi.

Akışık ayrılınca, yerine sektörün iyi isimlerinden Safa Ocak geldi.

5 Mart'ta Ziraat Bankası ile Halk Bankası'nın genel kurulları toplanacak. İki bankanın ortak yönetim kurulu yeniden belirlenecek. Muhtemelen Safa Ocak da, ‘‘Artık İstanbul'a döneyim’’ diyecek.

REKABET'E AYKIRI

Rekabet Kurumu'nun kurucu Başkanı, eski ANAP Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın, iki kamu bankasının genel kuruluyla ilgili haberler üzerine aradı. ‘‘İki bankaya ortak yönetimin sakıncası var mı?’’ sorusunun yanıtı ondan geldi: ‘‘Kamu Bankaları Ortak Yönetimi sistemi Rekabet Kanunu'na aykırıdır. 58'inci Hükümet bu uygulamayı bitirsin.’’

‘‘Aydın Bey, Meclis'te görev yaptınız. Üstelik Plan Bütçe Komisyonu'ndaydınız. Neden karşı çıkmadınız?’’
dedim, yanıtı hazırdı:

‘‘Benim Meclis'te olduğum dönemde iki kez Bankalar Kanunu değişti. İkisinde de ‘banka birleşmeleri, Rekabet Kanunu dışında tutulsun' diye madde konuldu. Buna karşı çıktım. ‘Başbakan üstü bakan olan Kemal Derviş'e dinletemedim. Bu maddeyle ilgili muhalefet şerhim kayıtlarda var.’’

Aydın Ayaydın
, ‘‘Ortak Yönetim Kurulu’’ sisteminin Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. ve 6.'ncı maddelerine aykırı olduğunu savunuyor.

Bu maddelerden birisi, ‘‘gizli anlaşma-uyumlu eylem’’, diğeri de ‘‘hakim durumu kötüye kullanma’’yı içeriyor.

Ayaydın, tezini biraz daha açıyor:

‘‘Ziraat Bankası ile Halkbank iki ayrı anonim şirket. O halde yönetimleri ayrı olmalı. Normalde bu bankalardan birinin aldığı kararı, diğerinin görmemesi gerekiyor. Aksine yönetimleri ortak. Böyle şey olur mu? Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun, Avrupa Birliği'ne (AB) uyum yönündeki ilk kanunlardan. İşine gelince AB'ye uyup, gelmeyince uymamak yanlış.’’

Sanıyorum Kemal Derviş ve ekibi, Rekabet Kanunu'na aykırı da olsa kriz ortamında bazı adımları daha kolay atabilmek için, ‘‘ortak yönetim’’ modelini seçti. Zamanı gelince ‘‘normal’’e dönmeyi planlıyorlardı, seçim ve seçmen bu zamanı onlara vermedi.

Ayaydın, AKP Hükümeti'ni ‘‘kamu bankalarında normale dönün’’ diye uyarıyor. Irak işi sıkıştırırken, Ayaydın'ın uyarısı dikkate alınır mı?

Ortega, ‘Damat’ı da yanıltıp gitti

ARJANTİNLİ futbolcu Ariel Ortega, Fenerbahçe camiasını karıştırıp, gitti. Fenerbahçe'ye faturası, takıma verdiği zarar tartışılıp duruyor.

Ortega fiyaskosu sadece Fenerbahçe'yi değil, başkalarını da etkilemiş. Süleyman Orakçıoğlu'nun patronu olduğu Damat-Tween markalarının sahibi Orka Grubu, geçen üç sezon Beşiktaş takımını giydiriyordu.

Bu sezon, Beşiktaş Kulübü'nün tekstilci Başkanı Serdar Bilgili'nin ısrarlarına rağmen, Orakçıoğlu, Ortega adını duyunca yönünü Fenerbahçe'ye çevirmiş. Ortega bitti, Beşiktaş ligin zirvesine sarılıyor. Beşiktaş başardıkça galiba Orakçıoğlu'nun içi gidiyor. Beşiktaşlı dostları, Süleyman Orakçıoğlu'na takılıyor: ‘‘Tam şampiyon olacakken bizi bıraktın...’’

Ortega
, ‘Damat'ı yanıltmış görünse de, Orakçıoğlu olaya profesyonelce bakıp, durumu sineye çekiyor. Fener'in toparlanmasını bekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları