ÆÜrünlerimizi raflarına koyduğumuz market zinciri, bizden istediği bedellere bir de "kriz destek" kalemi eklemiş. Dünyada ve Türkiye’de kriz var diye bizden ek bedel istiyorlar.
Şirketin sahibine sordum, dünya çapında da ağları olan dev marketlerden bazılarının üreticilerden istediği bedelleri sıraladı:
Raf bedeli.
Ciro primi.
Gondol bedeli.
Türkiye’de açılan mağaza bedeli.
Dünyada açılan mağaza bedeli.
Şirket sahibi, karşısına çıkan "kriz destek" adlı yeni yükü anlatmaya çalışırken, ben "Dünyada açılan mağaza bedeli"ne de takıldım:
Æ"Dünyada açılan mağaza bedeli" ne anlama geliyor?
- Türkiye’de faaliyette olan dev market zincirlerinden biri, dünyanın herhangi bir ülkesinde açtığı her mağazaya karşılık, bizden de bedel istiyor.
ÆTürkiye’de açılan mağaza için bedel istendiğini duymuştum ama dünyanın herhangi bir ülkesindeki mağazanın bedelinin talep edildiğini ilk kez sizden duyuyorum. Peki, sizin bu dev market zincirine verdiğiniz ürünler, onların dünyadaki başka marketlerine de gidiyor mu?
- Başka şirketlerin ürünlerinden gidenler var. Ancak, bizim ürünümüz Türkiye’de bile uzak noktalara pek gitmiyor.
Æ Öyleyse sizden neden dünyadaki herhangi yeni bir market için bedel alıyorlar?
- İtiraz etmeye gücümüz yok. Onların rafında bulunabilmek için katlanıyoruz. Bu market zincirlerinden biri, verdiğimiz ürünün cirosunun yüzde 36-37’sini alıyor.
Alışveriş merkezleri ve marketler konusunda yasal düzenleme hazırlığı her gündeme geldiğinde, "Aman organize perakendeciyi kısıtlamayın. En sağlıklı ürünleri oralardan alıyoruz, üstelik tüm alışveriş kayda giriyor, Maliye rahatça vergisini alıyor" diyorum...
Ancak, onların kendilerine ürün veren özellikle küçük üreticileri köşeye sıkıştıran uygulamalarını duydukça da, "Kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar" diye düşünüyorum.
Üreticiye, "Rafdaki malın için bir de ’kriz destek’ bedeli ödeyeceksin" demek, hangi mantığa sığar?
Yine aynı üreticiye, "Dünyada açtığım mağaza için bedel ödeyeceksin" diye bastırmak, özellikle Avrupa ülkelerinde görülmüş bir tutum mudur?
Markette ’şarap fiyatı indi’ demeyi yasaklamak mahalle baskısı sayılır mı
BİR okurum, eylül-ekim-kasım aylarında marketlerde edindiği izlenimi, 28 Aralık’ta gönderdiği mesaja dökmüş: "Ben eylül-ekim-kasım aylarında marketlerde şarapta indirimli fiyatlardan yararlanarak 3-5 şişe alırım. Bu yıl (2008’i kastetiyor) baktım, hiçbir şarapta indirim yazısı yok."
-Artık tüm alkollü içkilerle indirim anonsu yapmak yasak.
ÆNeden?
- Alkollü içkilerde indirim anonsunu market içinde bile yapmak "özendirmek" anlamına geliyormuş.
ÆPeki fiyat indiğinde ne yapıyorsunuz?
- Yeni fiyatlar doğrudan etiketlere yansıyor o kadar.
ÆPeki ben anons edilmeden indirimi nereden anlayacağım?
- Karar böyle efendim.
Okurum, durumu anlattıktan sonra mesajında bana, dolayısıyla ilgililere soruyu yöneltmiş:
"Alkollü içkide indirimli fiyat anonsunu market içinde bile yasaklamak da bir tür ’mahalle baskısı’ değil midir? Bu durum ticarette haksız rekabete girmez mi? Halkı bilgilendirmenin kime ne zararı olabilir ki?"