İSTANBUL Bahçelievler’de Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesindeki Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’na ilk kez pazar akşamı İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin oğlu Ömer Tanrıverdi’nin oğlunun sünneti için girdim.
Hikmet Tanrıverdi, oğlunun sünnet düğünü için Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’nı seçmiş, bu vesileyle 100 öksüz-yetim çocuğun sünnetini de üstlenmişti. Böylece Ömer Tanrıverdi’nin düğünü, yoksul, yetim arkadaşlarıyla birlikte toplu sünnete dönüştü.
Hikmet Tanrıverdi, 3 bin dolayında davetiye göndermiş, sünnet düğününe katılanların sayısı 5 bini bulmuştu. Düğünün gerçekleştiği bahçeye girdiğimde ilk karşılaştığım işadamları TOBB Konfeksiyon ve Hazırgiyim Meclisi Başkanı Umut Oran, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, Orta Anadolu Makine ve Aksam İhracatçıları Birliği (OAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, LCW markasının sahibi Taha Grubu’nun patronları Vahap Küçük ve İsmail Kısacık, Nuryıldız’ın sahibi Şahin Nalbant, Malatya Eğitim Vakfı (MEV) Başkanı Şaban Taçyıldız, Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD) Başkanı Yunus Akdaş oldu.
Yunus Akdaş, aldıkları kararı açıkladı: "Hikmet Bey, hepimiz için örnek bir iş yaptı. Malatya’da işadamlarımızın bağışlarıyla yaptırdığımız Sevgi Evleri’nde sünnet şöleni yapacağız."
Tanrıverdi’nin oğlunun sünnet düğünü için çocuk yuvasını seçmesi, iş dünyasındaki dostlarının dikkatini bir kez daha oralarda yaşanan acılara çekmek açısından fırsat yarattı. Bazı işadamlarının çocukları için benzer organizasyonlar düşünmeye başladığı dikkatimi çekti.
Tanrıverdi’yle sohbet ederken yanımıza Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’nın Müdürü Emel Alanyalıoğlu ile Birleşik Arap Emirlikleri Başkonsolosluğu Halkla İlişkiler görevlisi Fahrettin Gökay geldi. Alanyalıoğlu, bebeklerin bulunduğu, yenilenmiş bölümü gezmeyi önerdi.
Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’na 750 çocuk kayıtlıymış. 0-12 yaş gruplarını kapsayan bu yuvada sürekli kalan çocukların sayısı 550 dolayında. Geri kalan 200 çocuğun ailesi, "Maddi sıkıntıdayım, çocuğuma bakacak gücüm yok" başvurusunda bulunmuş. Söz konusu 200 aileye, "çocuk yardımı" yapılıyormuş.
Yeni doğmuş veya birkaç günlük bebeklerin bulunduğu bölüme girince, Alanyalıoğlu bakıcılardan birinin kucağındaki bebeği gösterdi: "Bu bebek polis tarafından çöpte bulunup, bize getirildi. Daha göbek bağı duruyor. Bize günde böyle ortalama 3 bebek geliyor."
Alanyalıoğlu, hayırsever vatandaşların yardımlarından, gönüllü annelik yapanlardan çok memnun: "Tüm iş bizim gibi çocuk yuvası yönetici ve çalışanlarına düşüyor. Buradaki çocukları mutlu, umutlu birer birey olarak yetiştirmek bizim elimizde."
Alanyalıoğlu, kısa turumuzda bir de saptama yaptı: "Aslında bu çocuklar 18 yaşına kadar aynı yuvalarda kalmalı. 12 yaşındaki bir çocuğumuz, başka yuvaya gittiğinde yer değiştirdiği için mutsuz olabiliyor."
Bir tek çocuk yuvasına günde ortalama üç bebek çöpten ya da sokaktan götürülüyor...
Tüm Türkiye’yi düşününce sorunun büyüklüğünü kestirebiliyor musunuz?
Hürriyet’te görüp nikah şekeri yerine bağış yaptılar
İSTANBUL Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin oğlu Ömer’in sünnetini Bahçelievler’deki Şeyh Şayed Çocuk Yuvası’nda gerçekleştireceği haberi Hürriyet’te çıktığında, evlenmeye hazırlanan bir çift onları aramış.
Haberdeki "hediye yerine bağış yapın" ayrıntısını gören çift, Tanrıverdi’ye, "Biz 2 bin YTL’ye nikah şekeri yaptıracaktık. Bu parayı Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’na bağışlıyoruz" dedi. Tanrıverdi de onları sünnete davet etti. Çift, sünnet tarihinde balayında olacaklarını belirtip, teşekkür etti.
Hürriyet’te yayınlanan haber böylece çocuk yuvasına 2 bin YTL ek bağış sağlamış oldu...
Yuvadaki çocuk ’bana ne getirdin’ yerine alışverişi öğreniyor
İSTANBUL Bahçelievler’deki Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’nın Müdürü Emel Alanyalıoğlu, yuvadaki çocukları ziyarete giden hayırsever vatandaşların bıraktığı yiyecek-içecek başta olmak üzere her türlü hediyeyi, oluşturdukları markete koyduruyor.
Çocuklara taleplerine göre "alışveriş kartı" veriliyor. Çocuklar ellerindeki kartlarla gidip, çikolatadan bisküviye, cipsten gofrete kadar her türlü gıda ürününü kendisi seçerek alabiliyor.
Alanyalıoğlu, bu modelin gerekçesini şöyle açıklıyor: "Eskiden hayırsever vatandaşlarımız ellerinde çikolata, gofret ve oyuncaklarla gelir, kendileri dağıtırdı. Bu yöntem çocuklarda, ’bana ne getirdin’ alışkanlığı yaratıyor, her ziyaretçiden birşeyler bekliyorlardı. Şimdiki yöntemle hem bunu ortadan kaldırdık. hem de alışveriş kültürü kazanmalarını sağlıyoruz."
Yuvada, "bana ne getirdin" yerine "kartlı alışveriş" çok doğru yöntem...