Ben yoğurdu savunuyorum AB’ye karşı çıkmıyorum

* Ne demek AB’ye karşı çıkmak?

- �Tarım Bakanlığı “Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliği”ni değiştirip, yoğurtta protein oranını yüzde 4’ten 3’e indirip, yüzde 12’lik katı madde oranını tümüyle kaldırdı ya...

* Evet...

- �Bu değişikliği “AB standartlarına uyum” için yaptıklarını söylüyorlar...

* Öyle değil mi?

- �Hayır... Çünkü, AB’nin yoğurt temel kriterlerini içeren bir standardı yok.

* Emin misiniz?

- �Varsa biri bulup bana göstersin...

*�Peki Dünya Gıda Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi kuruluşların bu yönde oluşturduğu standart yok mu?

- �İki örgütün insan sağlığını korumak için gerekli hijyenik koşulları ve temel beslenme kriterlerini standardize etmek amacıyla oluşturduğu “Codex Alimantarius” var...

* Codex Alimantarius’ta durum nedir?

- �Minimum-maksimum değerleri saptayan rehber nitelikli bir çalışma. Ülkelerin kendi gerçekleri, ihtiyaçları ve menfaatleri doğrultusunda, kendi ürün kategorilerinin standartlarını belirlemeleri gereğinin altını çizer.

* AB, Codex Alimantarius’u da mı temel almıyor?

- �AB, Codex Alimantarius ile birlikte çalışıyor ama kendi ürün tebliğlerini farklı çıkarabiliyor.

Muharrem Yılmaz, Codex Alimantarius’ta 3.5 sayfalık, “yoğurda katılabilecek maddeler” listesi bulunduğuna dikkat çekip, ekledi:

- �Orada sıralanan katkı maddelerinin Türkiye’de kullanılması yasaktır. Memnuniyetle görüyoruz ki, yeni tebliğde de yasak devam ediyor...

Yılmaz, araya bir “ama” yerleştirip, kuşkusunu paylaştı:

- �Korkarım ki, bir süre sonra birileri Tarım Bakanlığı’na başvurup, Codex Alimantarius’u referans göstererek,
bu katkı maddelerinin kullanılmasına kapı açılmasını isteyecek.

Madem ortada uyulacak bir “AB standardı” yok...

Yoğurtla oynamanın âlemi ne?

Camiden çıkan kandil için arıyor ‘cep’çi alarm durumuna geçiyor

GEÇENLERDE Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv ve ekibine konuk olup, cep telefonunda 3G (üçüncü nesil) teknolojisine tanık olduk... Cep telefonundan görüntülü konuşmanın bu teknolojinin hayatımıza katacağı yeniliklerden en basiti olduğunu anladık.

Turkcell’in şebekelerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu, televizyon habercisi arkadaşlarımıza iddialı konuştu:

* Bir süre sonra cep telefonlarından görüntülü canlı yayın yapabileceksiniz. Aslında 30 Temmuz’dan itibaren yapabilirsiniz ama görüntü kalitesi televizyonda istediğiniz çözünürlükte olmayabilir.

Terzioğlu’yla şebekeleri konuşurken, bir ayrıntıyı öğrendik:

* Her kandil gecesi alarma geçeriz.

- Neden?

* Çünkü, camiden çıkan yakınlarını, dostlarını kandil kutlaması için arar.

-�Aynı şey dini bayramlarda da olmaz mı?

* Bayram kutlamaları 3-4 güne yayılır. Oysa, kandil için o gece aramak gerekiyor, dolayısıyla müthiş yoğunluk oluyor. Biz de aksamalara karşı nöbet tutuyoruz.

TRT bu gece ilk kez Mescid-i Aksa’dan mevlit naklen yayınına imza atacak, GSM operatörleri “kandil alarmı”na geçecek...

İyi kandiller...

80 ilden 9 bin 500 çiftçiyi eğitti sperma da üretiyor

SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Türkiye’de süt hayvancılığının gelişmesi için bir yandan, “anlaşmalı çiftçilik” modeliyle çalışıyor, diğer taraftan eğitime eğiliyor:

* Karacabey Meslek Yüksekokulu’nda hayvancılık bölümü yaptık. Uygulamalı eğitim veriliyor orada. Sütaş uzmanları da derslerde görev alıyor.

Yılmaz, bununla da yetinmiyor:

* Ayrıca 80 ilimizden 9 bin 500 çiftçimizi eğitime aldık, hayvancılık sertifikası sahibi yaptık.

Saray Çiftliği’nin patronu Necati Kurmel’in sıkça yinelediği açık daveti Yılmaz da yapıyor:

* İsteyene hiç bedel almadan hayvan çiftliği projesi hazırlayabiliriz.

Yılmaz ayrıca, Ethem Sancak’tan hep duyduğum, “Dışardan sperm ithal ediyoruz” yakınmasına yanıt olabilecek bir adımdan söz ediyor:

* Sperma üretimine de başladık. Bu işe Uludağ Üniversitesi’yle yaptığımız işbirliği çerçevesinde giriştik. Boğaların sperm sağımları Ankara Lalahan’daki tesislerde yapılıyor.

80 ilde 9 bin 500 çiftçiye eğitim eli uzatan Sütaş’ı kutlamak gerek...

Kişi  başına  25  litre süt  150  litre süt ürünü düşüyor

GEÇEN pazar günkü yoğurtla ilgili yazıma çok sayıda mesaj geldi. Hemen hepsinin ortak yanı, “Soframız-
dan, buzdolabımızdan yoğurt eksik olmaz” vurgusuydu.

Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’a sordum:

* Türkiye’de üretilen sütün ne kadarını yoğurt olarak tüketiyo-ruz.

- Yoğurtla ilgili tam rakam vermek pek mümkün değil. Ancak, yılda kişi başına 25 litre süt içiyoruz. Yılda kişi başına 150 litreye denk gelen süt ürünü tüketiyoruz.

* Peki bunun yarısının yoğurt olduğunu düşünebilir miyiz?

- Rahatlıkla...

Bu durumda, kimi zaman ekmeğin yanına katık olan, sofralarımızdan hemen hiç eksik olmayan yoğurdun tadını kaçırmamaya özen göstermek gerekiyor...