Bankalarda kadınlar erkekleri geride bıraktı

- Ülkemizin nüfusunun 29 milyonu kadın. Kadınların işgücüne katılma oranı 2013 verilerine göre yüzde 30. Burada alınabilecek çok mesafe var.
Başka ülkelerdeki oranları ortaya koydu:
- Avrupa’da kadınların işgücüne katılma oranı ortalama yüzde 50. Almanya’da yüzde 54, İngiltere’de 56, ABD’de 57, Brezilya’da ise yüzde 60.
Bankalardaki kadın personel oranının altını çizdi:
- Bankalarda çalışanların yüzde 51’ini kadınlar oluşturuyor. Akbank’ta bu oran yüzde 52’ye ulaşıyor. Bankamızda 2013’te yeni işe alınanların yüzde 58’i kadın.
Akbank’ta terfilerde de kadınların önde olduğunu kaydetti:
- Terfilerde yüzde 54’le kadınlar önde bulunuyor.
Şu ayrıntıya özellikle dikkat çekti:
- Terfilerde pozitif ayrımcılık yapmıyoruz. Herkes bileğinin hakkıyla terfi ediyor.
Ardından ekonomideki gelişmeleri yorumladı:
- Ekonomimiz, FED’in kararları sonrasında dünyada yaşanan çalkantıdan etkilense de testten başarıyla geçti. Eskisi kadar kırılgan ekonomi olmadığımız bir kez daha görüldü.
Zayıf alanları anımsatmadan geçmedi:
- Cari açık ve tasarruf oranının düşüklüğü, önemli sorunlar olarak karşımızda duruyor. Bunlara dikkat ederek büyümek gerekiyor.
Sonra kadınların enerjisini işgücüne katabilmek için part time (yarı zamanlı) çalışmaya işaret etti:
- ABD’de kadınların yüzde 19’u yarı zamanlı çalışıyor. Hollanda’da bu oran yüzde 50’ye varıyor. Yarı zamanlı çalışma sistemi, kadınların işgücüne katılımını teşvik edebilir.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “En az 3 çocuk” çağrısına zaman zaman hükümetin, “Daha uzun doğum izni, ayrıca uzun ücretsiz izin planı” eklenince işverenlerin gözü korkuyor:
- En az 3 çocuk doğuran kadın toplam 3-4 yıl işinden uzak kalacaksa, onlara istihdam kapısını nasıl açık tutabiliriz?
Kadına “yarı zamanlı iş” formülü, işverenlerin bu korkusunu ortadan kaldırır mı?

‘Kestirme yol’ tuzağına dikkat

ANA sponsorları arasında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Doğuş Holding’in, medya sponsorlarının başında Hürriyet’in yer aldığı Forum İstanbul-2023 Konefanslarının Başkanı Yavuz Canevi, 2023 hedeflerine ulaşılması için “yeni ivme”ye gerek olduğunu vurguladı:
- Bu, demokratikleşme ve büyüme stratejilerinde derinlik, nitelik ve çağdaşlığa ağırlık veren bir yaklaşımı zorunlu kılıyor. Gerçekten varılmaya değer bir hedef için kestirme yol tuzağına kesinlikle düşmemeliyiz ve gereğini yapma tutkusundan vazgeçmemeliyiz.
Diğer ülkelerin yerinde saymadığını anımsattı:
- Daha ileri geçmenin değil, ayakta kalmanın bile reçetesinin ergenlik çağını aşmış demokrasi platformunda yaratıcı “değişim ve gelişim” politikası olduğunu görüyoruz.
Şu çağrıyı yaptı:
- 2023 vizyonu için “Evet ama yetmez” davranışıyla bir adım önde olmak zorundayız.